Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kuveyt'e hareket etmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yaparken Kuzey Kıbrıs'ın yeni cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'yı hedef alan ifadeler kullanınca o sırada CNN Türk'te canlı yayında olan Akıncı'dan Erdoğan'a jet yanıt geldi.

ERDOĞAN: DİKKAT ETSİNLER

Erdoğan Akıncı'nın cumhurbaşkanı seçildikten sonra söylenenler sorulunca "Bu ifadeler bir sıcaklığın gereğidir. Sayın Akıncı, Kuzey Kıbrıs halkı tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanıdır. Fakat burada 'iki kardeş ülkeyiz' dediği zaman çok farklı şeyler ortaya çıkar. Sayın Cumhurbaşkanı'nın ağzından çıkanı kulaklarının duyması lazım. Dolayısıyla kardeş olarak bile çalışmanın şartları vardır. 'Yavru' ve 'ana vatan' olarak çalışmanın da bir bedeli vardır. Biz Kuzey Kıbrıs'ta bedel ödedik. Ondan sonra buranın imarı için, hala bu süreci devam ettirmek için bizim yıllık oraya yaptığımız ödeme 1 milyar dolar civarındadır. Bu rakamlar ciddi noktalarda. Hiçbir zaman burayı görmemezlikten gelmedik. Bu kavgayı tek başına verebileceğini mi düşünüyor. Dikkat etsinler," dedi.

AKINCI: HEP YAVRU MU KALALIM?

O sırada CNN Türk'te canlı yayında olan ve Erdoğan'ın konuşmasını dinleyen Mustafa Akıncı, açıklamalara şu yanıtı verdi:

"Valla ben şunu söylemek istiyorum. Dün sonuçlanan seçimler benim programımı, düşüncelerimi ve sizlerle paylaştıklarımı halkıma anlatarak, halkımın onay verdiği düşüncelerdir.

Neden rahatsız olunuyor iki kardeş ilişkisinden? Onu anlamakta zorlandım bir an için. Bu yavrunun büyümesini istemiyor mu Türkiye? Biz hep yavru mu kalalım? Ayakta durmasını beceremeyelim mi? Artık yetişkin bir insan olmayalım mı?

Ben ne söylüyorsam o söylediklerimin arkasındayım. Ben sadece kulaklarımla duymuyorum, vicdanımla da hissediyorum, yüreğimle de söylüyorum, beynimle de söylüyorum. Düşündüklerimdir dilime vuranlar ve doğru olandır.

Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığımın ilk gününde, böyle bir tartışmanın içine çekilmekten mutlu olduğumu söyleyemem. Ama belli ki sayın Erdoğan bizim hakkımızda bir takım konular dinlemiş, bazı şeyler anlatılmış. O düşüncelerle bu şekilde konuştu herhalde. Ben Türkiye ile ilişkiyi istemeyen, bu konuda herhangi bir şekilde Türkiye'yi dışlayan bir söylemde bulunmadım bugüne kadar.

Tam tersine sağlıklı ilişkiden bahsettim, 'doğru olan da budur' dedim. Ama belli ki bu konuda farklı yaklaşımlar var. Bunları otururuz değerlendiririz. Ama şu da bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkı, elbette anavatan sevgisini yüreğinde taşımaya devam edecektir. Ancak bu topraklarda da artık Rum toplumuyla baş edebilme adına, kendi kimliğini kanıtlamak adına, yavruluktan bebeklikten kurtulup ayaklarının üzerinde durmak zorundadır.

Ben bunun aslında Türkiye'nin de yararına olduğunu ısrarla söylüyorum. Kıbrıs Türk toplumunu, sürekli olarak bir yavru olarak görmenin doğru bir siyaset olmadığı kanaatindeyim. Burada bir devlet var. Bu devleti Türkiye de tanıyor. 'Anavatan', 'yavru vatan' söylemi yüreklerde olması gereken söylemdir. Ama iki eşit ilişki, ilişkiler küçüklükle büyüklükle ölçülmez. Bir devletimiz var, bir varlığız biz burada.

Bu varlığın artık kimliğiyle kişiliğiyle Türkiye tarafından tanınmasını istiyoruz.

Bizi daha ilk günümüzden kime yanlış yere oturtmasın. burada bir Türkiye düşmanı yoktur. Türkiye'nin esenliğini isteyen AB içinde yer almasını isteyen, çok daha demokratik güçlü bir ülke olmasını isteyen birisi var.

Türkiye'nin Kıbrıs'ta hem garantör olarak, hem de yakın ilişki içinde olmasını bilen birisi var. Güney ile ilgili ilişkilerde 10 yıl önce evet hayır dediler. Annan planı fırsatı yitirildi. Ama günün sonunda yeni bir dönem başlıyor. Birbirimizi suçlayarak bir yere varamayız. Yeni bir dönem başlıyor, Rumlara da bu fırsatı vermemiz lazım. Onlar da hatalarını gözden geçirsinler.

(Ankara'yı ziyaret etmeyi düşünüyor musunuz? sorusu üzerine) Sayın cumhurbaşkanı Erdoğan şu anda hattaymış, arkadaşlar not ilettiler. Zaten programın sonuna geldik. Cumhurbaşkanı ile konuşacağım şimdi. Ona da duygularımı ileteceğim. Gereksiz hassasiyetlere gerek yok. Türkiye ile sağlıklı şekilde yürüyeceğiz."