Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerine yaptığı Nazi benzetmesinin arkasında durduğunu savunarak,"Benim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'mı arabanın içerisine mahkûm eden ve kendi Başkonsolosluğu'na sokmayan bir anlayış bir Nazi dayatması değil de nedir?" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Porteki̇z RTP kanalına bir mülakat verdi.

Bazı Avrupa ülkelerinin hükümetlerine Nazi benzetmesinin arkasında olduğunu ve geçmişteki faşist Nazi uygulamalarının günümüzde de özellikle Türk vatandaşlarına karşı devam ettiğinin savunan Erdoğan, "Benim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'mı arabanın içerisine mahkûm eden ve kendi Başkonsolosluğuna sokmayan bir anlayış bir Nazi dayatması değil de nedir, bir faşist dayatma değil de nedir? Benim Dışişleri Bakanı'ma uçuş izni vermeyen bir anlayış acaba neyle izah edilebilir? Daha ileri gidiyorum, konuşmaya müsaade vermeyen bu bazı Avrupa Birliği üyesi ülkeler bu davranışlarını neyle izah edecekler?" dedi.

'BU KADAR UZUN SÜRE AB KAPISINDA BEKLETİLEN BAŞKA BİR ÜLKE YOKTUR'

Erdoğan, Türkiye'nin hala Avrupa Birliği'ne üye olup olmak istemediğiyle ilgili bir soruya, Avrupa Birliği'ne fiili olarak 1959 yılında başvurulduğunu, 1963'te resmi başvurunun yapıldığını ve 1963'ten bu yana yaklaşık 54 yıl geçmesine karşın hala AB kapısında bekletildiğini belirterek, "Bu kadar uzun süre Avrupa Birliği kapasında bekletilen bir başka ülke yoktur. Ve o günden bugüne de sadece 14 faslın içerisinde bir faslın aç-kapası yapılmıştır, diğer fasıllarda açma var, kapama yoktur, ki bu uygulamalarda da aslında olmayan bir şeydi, bunu sadece Türkiye'ye karşı ne yazık ki Avrupa Birliği uyguladı." dedi.

"Anlıyorum ki, bunlarla el ele, kol kola olduklarına göre demek ki (terör örgütü olarak) kabul etmiyorlar ve şu anda terörist örgütle işbirliği halinde Rakka'ya giriyor." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

'NAZİ İFADESİ DAVRANIŞ BİÇİMLERİYLE ALAKALI'

Erdoğan, Nazi ifadesinin davranış biçimleriyle alakalı olduğunu ve bu davranış biçimleri devam ettiği sürece bunun tanımının başka izahı olamayacağını söyleyerek, "Mesela ibadethaneler yakılmıştır, bazı Türk dernekleri yakılmıştır, camları kırılmıştır ve kundaklama hareketleri yapılmak suretiyle bazı Türk soydaşlarımız bizim oralarda ölmüşlerdir. Bakın hala bir NSU davası orada devam etmektedir. Niye Avrupa Birliği içerisinde bu değerlendirilmiyor? Almanya'ya bunun hesabı niye sorulmuyor? Biz vatandaşlarımızın hakkını aramayacak mıyız?" ifadelerini kullandı. Mağdur ve mazlum duruma düşen vatandaşlarının haklarını aramaya devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, bunların çifte vatandaşlık hakkını elde etmiş Türkler olduğunu belirtti.