Başbakan Erdoğan, Lice'de 1 kişinin ölümü, 9 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan karakol protestosuyla ilgili, ''Sıradan bir olay değildir. Dolaylı olarak dayandığı yer esrar olayıdır, hint keneviri olayıdır. Karakol, kalekol bunların hepsi hikaye'' dedi.

Bir süredir tatilde olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beş günlük aranın ardından ilk kez partisinin grup toplantısında konuştu.

Erdoğan'ın gündeminde Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1 kişinin ölümü ve 9 kişinin yaralanması ile sonuçlanan karakol protestoları da vardı.

Lice olayının sıradan bir olay olmadığını dile getiren Başbakan son zamanda yapılan uyuşturucu operasyonlarına da dikkat çekerek, ''Lice olayının da dayandığı yer, esrar olayıdır, hint keneviri olayıdır. Kalekol, karakol, bunların hepsi hikayedir'' dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

35. MADDE DEĞİŞİKLİĞİ

''Yıllardır demokrasiye müdahale için bir gerekçe olarak kullanılan 35. maddeyi artık değiştiriyoruz. TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi; 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat müdahaleleri ve daha sonra tertiplenen müdahale girişimleri için bir gerekçe olarak öne sürülmüştü.

Şimdi biz bu kılıfı, bu yanlışı, demokrasimiz üzerindeki bu gölgeyi kaldırıyoruz. TSK'nın vazifesini ve askerlik kavramını yeniden tanımlıyor, bu maddenin farklı şekilde yorumlanmasının, durumdan vazife çıkarılmasının önüne geçiyoruz.

Tasarı demokrasimizin gücüne güç katacak. Demokrasiye müdahaleye yargı yolunu açan biz olduk. Yine bu değişiklikle TSK mensuplarının siyasi faaliyette bulunmayacağını kanunda belirtiyoruz. Bu çok önemli düzenlemenin de ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlı olmasını diliyorum.

TERÖRE ÇÖZÜM ARAYIŞI

Geçtiğimiz hafta Akil İnsanlar Heyeti üyeleri sunumlarını yaptı, raporlarını takdim ettiler. Raporları büyük bir hassasiyetle değerlendiriyoruz. Çözüm süreci adı üzerinde bir süreçtir. Her kesim her taraf sabırlı olmalı, itidalle davranmalıdır. Keşke bir gece içinde bütün sorunları bıçakla keser gibi kesebilsek, atabilsek.

Kardeşliğimizin önündeki bariyerleri kaldırmanın mücadelesini veriyoruz. Bir tarafı yaparken diğer tarafı yıkmadan bu süreci götürmek zorundayız. Ortak bir akılla geleceği inşa etmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonuna kadar, tek bir ferdi kalıncaya kadar, ülkesini, milletini, sınırlarını, bayrağını, onurunu ve şerefini kahramanca korur ve koruyacaktır. Tarihin hiçbir döneminde vatanımız için canımızı ortaya koymaktan çekinmedik, bundan sonra da çekinmeyiz.

Hepimiz kardeşiz. 76 milyonu acıya, kana, göz yaşına, yoksulluğa iteklemeye hiç kimsenin hakkı yoktur ve olamaz. Sürecin zor olduğunu, hassas olduğunu, sabır gerektirdiğini, çelik bir irade gerektirdiğini defalarca ifade ettik. Bu sürecin, sabotajlara, tahriklere, provokasyonlara açık olduğunu, sürecin her daim hedef alınabileceğini defalarca söyledik.

Böylece bir süreci sabote etmek isteyen, bu iklimi, bu atmosferi bozmak isteyen, bunun sorumluluğundan, bunun kara lekesinden, bunun vicdan azabından asla kurtulması mümkün değildir. Biz bu sürece yüreğimizi koyduk, biz bu sürece sadece elimizi, sadece bedenimizi değil, canımızı koyduk. Hiçbir sabotaj, hiçbir provokasyon bizi bu kutlu yolculuktan alı koyamaz, bizi çözümden vazgeçiremez.

Çünkü biz Türkiye'nin geleceğini bu çözümde görüyoruz. Millet artık gerilim değil, sükunet istiyor. Çatışma değil, huzur istiyor. Gerilimi, çatışmayı, şiddeti ve kaosu teşvik edenler, bu sürece de millete de ihanet etmiş olurlar.

'TÜRKİYE DEĞİŞİM, DÖNÜŞÜM YAŞIYOR'

Bizim devlet anlayışımızda tek din anlayışı yoktur. Etnik, bölgesel, dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik. 78 vilayetten milletvekili çıkardık. Biz tüm halkımıza hitap eden bir partiyiz. Biz vatan topraklarının partisiyiz. Batı ile doğu arasındaki makas kapanıyor. Biz milletin hizmetkarıyız. Türkiye değişim, dönüşüm yaşıyor. Biz baraj yapmaya çalışırken, BDP gibi partiler barajın karşısına dikiliyor.

'KARAKOL İÇİN İZİN ALACAK HALİMİZ YOK'

Lice olayı sıradan bir olay değildir. Lice olayının da dayandığı yer, esrar olayıdır, hint keneviri olayıdır. Kalekol, karakol, bunların hepsi hikayedir.

Daha güvenlikli karakolları yapmak durumundayız. Niçin? Ülkemizin güvenliği için. Bunun için de bazı siyasi partilerden ve örgütlerden izin alacak halimiz yok.

'UYUŞTURUCU TİCARETİNE AĞIR DARBE VURDUK'

Birilerinin milyonlarca dolarlık kaynağını engelledik. Milletin evlatlarını, Avrupa'nın gençlerini zehirleyen uyuşturucu ticaretine çok ağır darbeler vuruldu.

Bu kirli, zehirli ve kanlı ticareti gösterilerle örtmek, bu gösterilerin kılıfı altında bir hak arayışı, bir demokratik hak talebi gibi sunmak, en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır, vicdansızlıktır.'' (NTV)