Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye'deki TSK saldırılarına ilişkin olarak, "Tehditler sürdüğü sürece gereken her tedbiri alacağız. Bir terör koridoru oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Kuzey Suriye'de devlet kurmaya teşebbüs eden malum bir cahil var. Kendine göre Bakanlar Kurulu falan oluşturuyor. Biz buna müsaade etmeyiz. Biz bunu karşılıksız bırakmayız" diye konuştu.

Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi'nin ikinci gün oturumunda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bölgemizi ve güvenliğimizi ilgilendiren konularda “Dost acı söyler”diyerek tezlerimizi ortaya koyduk. Irak’a giderek mezhep fanatizmine dikkat çektik. Aslında Irak’taki olay sadece mezhebi de değildir onu söyleyeyim.

Mezhep kaynaklı yayılmacı bir etnik anlayışın tezahürüdür. Ve yayılmacı olan bu Pers mantığını çok iyi bilmemiz lazım. Tedbiri almazsak, tarih tekerrür eder. Yemen’de, Libya’da, Mısır’da demokrasiden, milli iradeden yana tavır aldık. 6 yıldır kendi imkanlarımızla 3 milyon sığınmacıyı barındırıyoruz.

STK'larla birlikte orada yaptığımız harcama 25 milyar doları bulmuştur. AB'den bugüne kadar bize gelen nedir? 2016'nın Temmuz ayında 3 milyar Euro vereceklerdi. Şu an 735 milyon Euro geldi. BM Yüksek Komiserliğinden de 550 milyon Euro geldi. Durduracak mıyız? Hayır durdurmayacağız. Varil bombaların altında mücadele eden insanların kaçışlarına biz sessiz kalmayacağız. İşte Fırat Kalkanı harekatıyla DEAŞ'ı sınırlarımızdan uzaklaştırdık. 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı biz o topraklarda etkisiz hale getirdik.

Uluslararası basında yer alan yalan yanlış haberleri de burada deşifre etmekte fayda görüyorum. 50 bin civarında Suriyelinin bölgesine dönmesini sağladık. Bu operasyon, DEAŞ'a en büyük darbeyi indirdi. Teröristlerden temizlediğimiz bölgede normal hayata dönmeye çalışıyoruz. Dostlarla konuşurken hep şunu dile getiriyorum, güvenli bir bölge ilan edelim. Burayı uçuşa yasak bölge ilan edelim. Eğit - donat çalışmalarımıza da burada devam edelim. Maalesef söyledikleriniz çok güzel, teklif yerinde demelerine rağmen bu adımı atamadılar.

Yapılan hep terör örgütlerine destek şeklinde devam etmiştir. Bu yapılmış olsaydı Suriyeli, Suriye'yi terk etmeyecekti. İstediğimiz, oralarda konutlar inşa edelim. Eğitim,sağlık gibi sosyal alanlar kurarak yeni bir şehir inşa edelim dedik. Maalesef yapamadık. Terör örgütlerine karşı sergilenen ikircikli tavrın bir an önce terk etmesi gerekiyor. Terör örgütlerinin iyisi kötüsü olabilir mi? "Bu terör örgütü benim yanımda, bu iyidir" denebilir mi? Hepsi terör örgütüdür, kötüdür. Şu andan itibaren dünya, bu katillerden kurtulacaktır.

Sırf DEAŞ ile mücadele ediyorlar diye PYD-YPG gibi terör örgütlerinin temizlik harekatında yer alması doğru değildir. PYD'yi biz tanırız. YPG'yi biz tanırız.Bölge bir çöküşün içerisinde. Medeniyetler çöküyor. İnsanlar ölüme mahkum ediliyor. Unutmayalım terör örgütleri akrep gibidir. Bir gün kendini besleyen eli de ısırır. Biz terör örgütleri arasında ayrım yapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Vatandaşlarımızın yaşama hakkını kast etmeye yönelik atılan adımlarla ilgili, bakın iki gündür sınırlarımıza havan toplarıyla atışlar yapılıyor. İşte şu an belli. Biz bunları karşılıksız bırakabilir miyiz? Gereğini yapıyoruz.

Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanması kadar doğal bir şey yok. Kullanmaya da devam edeceğiz. Tehditler sürdüğü sürece gereken her tedbiri alacağız. Bir terör koridoru oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Kuzey Suriye'de devlet kurmaya teşebbüs eden malum bir cahil var. Kendine göre Bakanlar Kurulu falan oluşturuyor. Biz buna müsaade etmeyiz. Biz bunu karşılıksız bırakmayız.

Suriye'nin bölünmesine karşıyız. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Terörle mücadeleyi içeride ve dışarıda sürdürmeye kararlıyız. Tüm müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz. Türkiye-ABD arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi bölgesel sorunların çözülmesi açısından önemlidir. Geçmişte ne gibi başarılar elde ettiğimizi hep birlikte gördük. Müttefiklik ilişkimiz, son dönemde büyük bir önem kazanmıştır.

Trump ile temaslarımız Ocak 2017'den beri yoğunlaşıyor. Trump ile Türk-ABD ilişkilerinde beyaz bir sayfa açacağımıza inanıyoruz. Rejimin son kimyasal saldırıları sonrası ABD'nin verdiği cevap, geç kalmış olsa da alkışladığımız bir tavır olmuştur.

Esed, masumların katledilmesine sessiz kalınmayacağını görmüştür. Trump ile 16 Mayıs'ta Washington'da kapsamlı görüşmeler gerçekleştireceğiz. İkili ilişkilerimizden tutun bölgesel sorunlara kadar bir dizi konu ele alacağız. ABD'li dostlarımızdan beklentimiz, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri iyi anlamalı ve gereken dayanışmayı göstermelidir.