Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun bir olduğunu, beraber olduğu birlikte büyük Türkiye yeni Türkiye olduklarını göreceğiz. Hiç endişeniz olmasın” dedi.

İşte Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasından öne çıkan satır başları:

Bundan 81 yıl önce Şemdinli’den çok önemli bir misafirimiz geldi. Evleri, yurtları yıkılmış, yakınları öldürülmüştü. Kendileri kardeşlerinin yurduna, Türkiye’ye geldi. Buradaki kardeşleri onları muhabbetle selamladı, burası sizin eviniz dedi. Gelenlerden bir tanesi biz Türkiye’de asılmayı bekliyorduk. Türkiye üzerinde bizi asmak ve tutuklamak için ağır baskı vardı. Buna rağmen seve seve geldik çünkü ölsek de Türkiye’de ölmek istiyorduk.

KÜRDİSTAN’DAKİ KARDEŞLERİMİ SELAMLIYORUM

Bunu söyleyen Molla Mustafa Barzani’ydi. İşte o Barzani kardeşlerinin ülkesine misafir oldu. Bugün de onun oğlu, değerli dostum Mesut Barzani’yi Diyarbakır’da ağırlıyoruz. Tıpkı babanız gibi, amcalarınız gibi sizde hoş geldiniz. Sizin şahsınızda Kürdistan’daki kardeşlerimi de selamlıyorum. Erbil’de kendimizi evimizde hissediyorsak siz de burada kendinizi evinizde hissedin. Bugün büyük kucaklaşmaya, büyük buluşmaya şahit oluyoruz. Bu hasrete, özleme son veriyoruz. Hoş geldin Şivan Perwer diyoruz. Evine, baba ocağına hoş geldin. Keşke bugün biri daha aramızda olsaydı. Bu toprakların bir nefesi daha aramızda olsaydı. Şimdilik Hoş çakal gözüm, şimdilik hoş çakal ülkem diyordu. 13 yıl önce bugün bir 16 Kasım’da hasrette yaşama veda etti. Ahmet Kaya’yı rahmet ve özlemle anıyoruz. Ahhh diyorum ahh diyorum, keşke o da burada olsaydı. Ben Pınarhisar’a giderken beni uğurlamaya gelmişti. Biz sadece yol değil kader arkadaşıyız. Mahşere kadar biraradayız.

PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR

Biz kardeşiz, biz pazara kadar değil mezara kadar, mahşere kadar biriz, beraberiz. Biz aynı coğrafyanın aynı toprakların medeniyetin mensuplarıyız. İşte bugün Şivan Perver 37 yıl sonra burada ve sağ olsun bütün sıkıntılara rağmen, hakikaten çok büyük bir sıkıntıyı yaşayan İbrahim Tatlıses kardeşimiz o da burada. Birlikte beraber düet yaptılar. Ben İbrahim Tatlıses kardeşimizi de bugün çok daha iyi gördüm. Güzel bir final yaptı onu da gördüm. İnşallah kendisinin cd’leriyle yine bir arada olacağız, beraber olacağız. Rabbim ona da sağlığını sıhhatini lütfetsin.

BİZİM MUHABBETİMİZE SINIR ÇİZEMEZLER

100 yıl önce bu topraklarda cetvellerle sınır çizildi. Bizim muhabbetimize sınır çizemezler. Ortak medeniyetimize geleceğimize sınır çizemezler. Bizim gönüllerimizi hiçbir zaman birbirinden ayıramazlar. Onun için rahat olacağız. Geleceğe aynı aşkla aynı inançla yürüyeceğiz. Türkü Kürt’ten, Kürt’ü Türk’ten ayıramazlar. Şam’ın ağıtı bizim ağıtımızdır. Kamışlı’nın derdi bizim derdimizdir. Suriye’nin tamamında zalim Esad’ın akıttığı kan kardeşimizin kanıdır. Zalimlerin yanında yer almayacağız, sofrasında oturanlardan olmayacağız. Mazlumların mağdurların gariplerin yol arkadaşı olacağız. İşte bugün olduğu gibi. Kuzeyi güneyi doğuyu batıyı hep birlikte kucaklayacağız.

HALEPÇE YANARKEN ÇANAKKALE’NİN CİĞERİ YANDI

Halepçe cayır cayır yanarken Diyarbakır’ın Konya’nın Çanakkale’nin ciğeri yandı. Bağdat, Basra bombalanırken Diyarbakır Uşak Adana kardeşleriyle birlikte gözyaşı döktü. Bir annenin çocuğuyla kendi ana diliyle konuşamıyor olmasından daha büyük azap ne olabilir? Şivan Perver kasetlerinin plaklarının nasıl saklandığını nasıl gizli gizli dinlendiğini ben de bilirim. Faili meçhullerin sürgünlerin ne büyük bir acı olduğunu yaşayanlardan çok dinledim, bilirim. Ne yaşadıysak birlikte yaşadık. Rengi, tonu, şekli farklı olabilir. Ama aynı zulmü, aynı ötelenmeyi hep bu toplumda birlikte yaşadık.

TEHDİT ETTİLER, VAZGEÇMEDİK

2005’te burada Diyarbakır’da sizlere bir şey söyledim. Sizin meseleniz bizim meselemizdir dedim. O günden beri sözümüzün arkasındayız. Takipçisiyiz. Bizi tehdit ettiler vazgeçmedik. Bize engeller çıkardılar, aştık. Bize zorluklar çıkardılar, yılmadık. Partimizi kapatmak istediler, tuzaklar kurdular, sabotajlar yaptılar. Biz bir tek geri adım bile atmadık. Bizi yalnız bıraktılar, çözüme yanaşmadılar. Ama tek başımıza bu yolda ilerledik. Biz kardeşliğimizi perçinleyeceğiz dedik. Ezelden beri nasıl kardeşsek ebediyen kardeş kalacağız dedik. Baldıran zehri içmek gerekiyorsa içeceğiz dedik. Kürt de Türk de Laz’ı da Arnavut’u da Roman’ı da Boşnak’ı da benim kardeşim. Yaratılanı yaratandan ötürü seveceğiz dedik. Candan serden geçmek gerekiyorsa, geçeceğiz dedik. Bu kadim kardeşliği, bu kadar ortaklığını muhafaza edeceğiz dedik. Biz annelerin babaların gözyaşlarını dindirmeye, gençlerin ölümüne son vermeye ahdettik. İnkar, ret, asimilasyon politikalarına biz son verdik.

23 NİSAN 1920 RUHUYLA

Biz 23 Nisan 1920 ruhuyla yeni bir Türkiye inşa ediyoruz. Her etnik unsurla, her mezheple birlikte inşa ediyoruz.1920’de TBMM’de Kürt Türk Arap Laz Çerkez velhasıl, nasıl bir ve beraber olduysalar, cumhuriyet nasıl birlikte kurdularsa, yeni Türkiye’yi de o ruh, o öz ruhuyla yeniden imar ediyoruz.

BU CUMHURİYET SENİN DE CUMHURİYETİN

Son haftalarda altını çizerek söylediğim sözü tekrar etmek istiyorum. Diyarbakırlı kardeşim, Kürt Kardeşim, Türk kardeşim, Zaza kardeşim. Bu cumhuriyet senin cumhuriyetindir. Bu cumhuriyet ne kadar İzmirlinin, İstanbullu’nun, Ankaralı’nın cumhuriyetiyse işte o kadar senin cumhuriyetindir. Bu bayrak senin bayrağındır. Sen herkes gibi 76 milyon gibi bu ülkenin öz be öz vatandaşı, bu vatanın bu bayrağın bu devletin sahibisin.

KİMSE KİMSEYİ HOR GÖREMEZ

Artık hiç kimse hiç kimseyi hor göremez. İkinci sınıf vatandaş muamelesi yapamaz. İhmal edilemez. Hiçbir kültür, hiçbir kimlik artık inkar edilemez. Yeni Türkiye’de ayrımcılık olamaz. Öteleme horlama olamaz. İnkar, ret, asimilasyon olamaz, olmayacak. Farklılıklara tahammül edemeyenler bu bölgeye refah getiremezler. Yazarlara, şairlere, gazetecilere sanatçılara tahammül edemeyenler bölgeye barış getiremezler. Kendileri gibi düşünmeyenlere kast edenlere bölgeye demokrasi getiremezler. Bizim aracılara ihtiyacımız yok. Bizim tercümanlara ihtiyacımız yok. Biz her zaman gönül diliyle konuştuk, konuşacağız. Bundan daha güçlü dil olabilir mi?

HALİSE TEYZE’NİN DUASI

Bakın, burada Diyarbakır’da şimdi aramızda mıdır bilmiyorum. Bir haber aldım. Bana 78 yaşındaki Halise Teyze’yi anlattılar. Kendisini hâlâ görmüş değilim. Ama bugün burada mı bilemiyorum. Şöyle diyor duydum ki Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a geliyor diye heyecanlanmış. Duydum ki Allah ömrümün tamamını ona versin diye dua ediyormuş. Halise Teyze bir yıl oldu hiç çocuğumuz ölmedi diye Allah’a hamdediyormuş. Rabbim Halise Teyze’ye uzun ömürler nasip etsin. Halise Teyze’nin ettiği duayı, Mardin’de Hakkari’de annelerimiz de ediyor. Emin olun 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında tamamı ediyor. Sıcak olsun, soğuk olsun, kar yağsın. Ama gönüllerde açan bahar çiçeği hiç solmasın. Hamdolsun dağlarımızda köylerde yaylalarda bahar devam ediyor. Batıdaki evlere de doğudaki evlere de artık ateş düşmüyor. Kuzeyde de güneyde de artık ocaklar sönmüyor. Analar babalar dağ gibi yürekler oldukları yerde kalmıyor. Şehirlerimizde de çiçekler açıyor. Bu bahardan rahatsız olanlar da var. bu aydınlıktan huzurdan rahatsız olanlar da var. Gençlerin yaşamasından, kucaklaşmadan rahatsız olanlar da var. Uyuşturucu satamadığı için rahatsız olanlar var. Gençlerin kanını içemediği için rahatsız olanlar var. İçerde de dışarıda da var. Adeta bir yarasa gibi, ışıktan umuttan coşkudan heyecandan rahatsız olanlar var.

Kepenkler kapanmadığı için rahatsız olanlar var. Okulların hastanelerin havalimanlarının konutların yapılmasından rahatsız olanlar var. İşte bunlar bu güzel süreci sabote etmek için her yolu deniyorlar, deneyecekler.

Dün Nusaybin’de böyle bir sabotaj gerçekleştirdiler. Huzura barışa kurşun sıktılar. Bunlara fırsat vermemeliyiz. İmkan vermeyeceğiz.

BİR RİCAM VAR HAKEM OLUN

Diyarbakır’dan bir isteğim bir ricam var. Eğer siz bu sürece sahip çıkarsanız inanın bu süreç büyüyecektir. Eğer siz bu bahara sahip çıkarsanız bu bahar daha da kalıcı olacak. Eğer Diyarbakır bu umuda sahip çıkarsa, bu fidanlar çınar olacak. Geleceğe umutla ilerleyecek. Unutmayın, söz silahtan etkilidir. Siyaset şiddetten çok daha etkilidir. Zalimin değil kendi halkının kendi kardeşlerinin mazlumların yanında durmak esastır. Ayrılıktan çatışmadan savaştan yana değil, her zaman barıştan dostluktan kardeşlikten yana olmak önemlidir. Onun için Mesud kardeşim başarılı oldu. Şiddet hiçbir yolun çözümü değil. Kandan gözyaşından başka hiçbir şey getirmedi. Diyarbakır’ın bu sürece sahip çıkmasını istiyorum.

HİZMET ŞÖLENİ

Bugün sizlere sadece değerli Mesud Barzani kardeşimle gelmedim. Sadece 37 yılın hasretini sona erdiren Şivan Perver ile gelmedim. Değerli sanatçı dostum kardeşim İbrahim Tatlıses ile gelmedik. Bugün buraya büyük bir açılış törenini gerçekleştirmek için geldik. Bugün bu törenle Diyarbakır’a toplamda 740 milyon liralık yatırım kazandırıyoruz, eski rakamla 740 trilyonluk. Yarın önce Bismil’e ardından Ergani’ye geçiyoruz. Açacağımız eserlerle birlikte bir seferde Diyarbakır’a 880 trilyon kazandırıyoruz.