Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şu an itibariyle Suriye'de öldürülenlerin sayısı 600 bini aşmıştır. Katil Esed'in görevinde durmasını savunmak, insanlık adına, bizler için utanç vericidir. Mülteciler konusunda sınırları kapatması meselesini ibretle izliyoruz. Türkiye dışarıdan yardım gelse de, gelmese de bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir.“ dedi.

G20 Zirvesi'nde değerlendirmelerde bulunan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"G20 Liderler Zirvesi'nin 11'incisi tamamlamış bulunuyoruz. Küresel gündemin etraflıca ele alındığı verimli bir toplantı olarak nitelendiriyoruz. Küresel büyümenin devam etmesi için gereken reformlar en önemli gündem maddelerimizden biriydi. İnovasyon, makro ekonomik politikaların uyumu gibi atılması gereken adımlar konusunda görüş alışverişinde bulunduk.

"Toplantı boyunca gelişmiş ülkelerin; gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkeleri dikkate alarak hareket etmeleri gerektiğinin altını çizdik. Bilindiği gibi G20 liderleri olarak sürdürülebilir kalkınma için 2030 gündeminin uygulanması için eylem planını kabul ettik. BM sorumluluğundaki bu çalışmaya G20'nin öncülük etmesini olumlu buluyoruz. Küresel ticaretin güçlendirilmesinin hepimizin yararına olduğu açıktır.

"Tüm ülkelerin bir arada hareket ederek küresel durgunluğu aşma konusunu önemli görüyoruz. Terörizm ve mülteci sorunu Antalya zirvesinde G20 gündeminde yer alıyordu. Bizim bu konudaki hassasiyetimizin ne kadar yerinde olduğunu açık ve net olarak göstermiştir. Mülteci sorunu konusunda iyi bir sınav verilemedi. Topraklarında 3 milyon Suriyeli ve Iraklıyı şu anda barındıran bir ülke olarak Türkiye bu konunun en önde gelen muhataplarından biridir. 3 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken, bizim şu anda yaptığımız harcama 12 milyar doların üzerindedir.

"STK'ların harcamalarıyla 25 milyar dolara ulaşmaktadır. Antalya'daki G20 zirvesinde Suriye'de güvenli bölge oluşturmak suretiyle burada mülteci sorununu çözebiliriz diye ısrarla söyledik. Şimdi bu zirvede de bu konuyu açtık, kendilerine bunu söyledik. Prensipte kimsenin karşı çıkmadığı bu teklifin hayata geçirilmesi konusunda hiçbir ülke somut adım atmamıştır. Suriye krizi yeni ülkelerin sahaya inmesiyle içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Suriye meselesi dünyanın kanayan yarası olmayı sürdürüyor.

"Şu an itibariyle Suriye'de öldürülenlerin sayısı 600 bini aşmıştır. Katil Esed'in görevinde durmasını savunmak, insanlık adına, bizler için utanç vericidir. Mülteciler konusunda sınırları kapatması meselesini ibretle izliyoruz. Türkiye dışarıdan yardım gelse de, gelmese de bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir. Suriye'den, Irak'tan gelenlere de din, dil, ırk ayrımı yapmadan bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir. Başta Suriye olmak üzere bölgedeki sorunlar çözülmeden mülteci sorununun çözülmesi de mümkün değildir. Terörizm her geçen gün yeni biçimlere, yeni formlara bürünerek dünyayı tehdit etmeye devam ediyor.

"Türkiye'nin yaşadığı darbe girişimi, bir yönüyle terörizmin ilk defa görülen yeni biçimidir. PKK, YPG, PYD gibi örgütlerle mücadele eden Türkiye, kendi ordusu içine gizlenmiş teröristlerin, milletimizin vergileriyle alınmış F-16'larıyla, tanklarıyla, toplarıyla kendi halkını öldürmeye girişmiştir. Böyle bir darbe girişimi karşısında ülkemizin her bölgesinde 241 vatandaşımız şehit olmuştur. 2 bin 194 vatandaşımız yaralanmıştır. Ben milletimle iftihar ediyor, gurur duyuyorum. 4-5 günlük tatil için ülkemin bir bölgesindeyken, bu darbe girişimi olduğunda sadece cep telefonuyla 4 ayrı televizyon kanalından halkıma seslendim ve kendilerini alanlara çağırdım. Ve 81 vilayetimizde tüm halkımız meydanlara yürüdü, havalimanlarına yürüdü, ben havalimanına indiğim anda sadece apronda ve terminal önünde 10 binlerce insan bizi bekliyordu.

"Ama onlar F-16'lardan, helikopterlerin yağdırdığı mermilerden, tanklardan korkmuyordu, hatta kendisini tankların altına kadınlarımız, gençlerimiz vardı. Bu bir demokrasi mücadelesiydi. Milletimiz bu darbe girişimi püskürtmek suretiyle ülkemiz dünya demokrasi tarihinde yeni sayfalar açacak bir süreç başlattı. FETÖ denilen bu örgütün Türkiye dışında 170 ülkede faaliyet gösteren küresel bir şebeke olduğu unutulmamalıdır. Eğitim, din, ticari alanları istismar ederek kendisine alan açan bu örgüte karşı dünyayı duyarlı olmaya davet ediyorum.

"Dostça uyarımızı yapıyoruz. Terör örgütleri arasında ayrım yapan her ülke, teröristin arasında iyi kötü ayrımı yapılmaz. Teröristlerin hepsi lanetlidir, kötüdür, bunların hiçbir savunulamaz. Terör örgütleri arasında ayrım yapmak suretiyle birilerine fatura çıkarılmaya çalışılıyorsa adeta bumerang gibi kendilerini de vurur. Terör örgütlerinin arkasında durma gayreti içindekileri vurması kaçınılmazdır.

"YPG, PYD, DAEŞ, FETÖ'yü ayrı tutanları reddetmeliyiz. Biz terörizmle mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız. Türkiye'nin Cerablus operasyonu bu konudaki kararlılığının ifadesidir. Ülkemizde ilan edilen OHAL, sadece FETÖ yapılanmasıyla etkin mücadele etme amacına yöneliktir. Biz G20 platformunun küresel sorunların çözülmesi konusunda daha etkin olmasını istiyoruz.

"Nimetlerin büyük bir bölümünü kendinde toplayan ülkelerin, külfet paylaşımında sorumluluktan kaçması kabul edilemez. Adalet temelinde bir anlayışla yaklaşmak mecburiyetindeyiz. Çin tarafıyla tam bir mutabakat içindeyiz. Çinli dostlarımızla terörizmle mücadele başta olmak üzere birçok konuda ortak inisiyatif geliştirme konusunda görüş birliği içinde olduğumuzu gördük.

"İpek Yolu'nun geliştirilmesi konusunda ve enerji alanında da yeni ve önemli bir işbirliklerinin altyapısını oluşturuyoruz. 3'ü enerji ve 1'i tarım alanında 4 anlaşmanın imzalanmasına refakat ettik.

"ABD Başkanı Sayın Obama, Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'le, Almanya Başbakanı Sayın Merkel'le, AB Konseyi Başkanı Sayın Tusk ve Sayın Junker'le ikili görüşmeler yaptık, Renzi, Merkel ve Hollande ile dörtlü zirve gerçekleştirdik. Bu görüşmelerin hepimiz için faydalı geçtiğine inanıyorum."