Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kabataş'ta Gezi Direnişi sırasında, başörtülü bir kadına, belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik grubun, genç kadını dövdüğü ve üzerlerine idrarlarını yaptığı iddiasını tekrar sahiplendi.

Türk Metal İş Sendikası'nın Kadın İşçiler Kurultayı’nda konuşan iki yıl önce görüntülerini açıklayacağı olaya tekrar değinen Erdoğan, “Gezi olayları yaşadık. Bir anne çocuğuyla beraber Kabataş’ta bir grubun tacizine maruz kaldı. Kimse o kadını taciz edenleri konuşmadı, onları kınamadı, onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedik hakareti bırakmadılar" dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

EY BATI, MÜLTECİLER İÇİN NE YAPTINIZ?

Ey Batı, lafa gelince kadın haklarını savunuyorsunuz. Ama bize sığınan mülteciler için ne yaptınız? Biraz mali destek verin dediğimizde oraya hiç yanaşmazlar. Tüm Batı'da 150 bin sığınmacı var. Bizde ise 2 milyon. Bu nerden geliyor. Bu kültürümüz ve inancımız gereği yaptığımız bir uygulamadır. Onun için Türkiye güçlüdür ve büyümeye devam edecektir. İnsana değer vermeyen hiçbir ülkeyi büyükler kategorisinde saymam.

KADINI BOMBALARLA MAĞDUR ETMEK SUÇ DEĞİL Mİ?

Yıkılan evin başında gözyaşı döken, eşini kaybettiği için ağlayan, evi yıkıldığı için yüreği yanan kadındır. Acısı hissedilmeyen bu kadınların yaşadıkları insanlığın yarasıdır. Bir tarafta kadın hakları diye kamuoyu ayağa kaldırılırken diğer tarafta kadınların yaşadıkları konusunda duyarsızlık var. Bir tarafta eşitlik diye yer gök inletilirken diğer tarafta ölümler ve şiddet karşısında eşitlik oluyor. Bombalar atarak kadını mağdur etmek suç değil mi? Kadının önce yaşama hakkına saygı duyulmalı.

O KADIN BARIŞ İSTİYOR

Hayatı her an tehdit altında bulunan evi başına yıkılmış olan aile fertlerinin her birinin geleceği hakkında endişe duyan kadına siz Kadınlar Günü'nü anlatamazsınız. Çünkü o her gün varlık yokluk içinde. O kadın kendisine çiçek uzatılmasını istemiyor. O kadın huzur istiyor, barış istiyor. Mısır’da Esma'ları katledenlerin kadının adını ağzına almaya hakkı yoktur.

KADIN ALLAH'IN EMANETİ

Ülkelerinde bir meta gibi alınıp sayılan kadınlara ses etmeyip de kadının örtünmesini yasaklayanların kadının ağzını almaya hakkı yoktur. Kadınla erkeği aynı yarışa sokmak kadının hakkını savunmak değildir. Kadını Allah’ın bir emaneti olarak görmek, kadına karşı ayrımcılık değil tam tersi kadını baş tacı etmek, kadını yüceltmektir. Kadının analık vasfına vurgu yapmak ayrımcılık değildir.

ANASININ AYAKLARININ ALTINI ÖPEN BİR EVLADIM

Bazıları diyor ki, 'Bize ana demeyin, biz kadınız'. Ben anasının ayaklarının altını öpen bir evladım. Anacığım ayağını çekerdi ben zorla öperdim, derdim ki 'Benden cennetin kokusunu mu esirgiyorsun?' Bu idrake varabilmek kolay bir iş değil. Peygamberimiz kız çocuğunu erkekten ayırmayan ve en iyi şekilde yetiştiren babaları cennetle müjdelemiştir. Kadın cinayetleri üzerinden bir milletin kültürünün, inancının itham edilmesine müsaade edemeyiz. Geçmişte yaşanan sancılı olayların mağdurların başında kadınlar geliyor. Tüm yıkımların yükünü kadınlar omuzlamıştır.

SADECE BAŞÖRTÜLÜ DİYE

Bu ülkenin Meclisi'nde sadece başörtülü olduğu için Merve hanıma yapmadıklarını bırakmadılar. Hatta vatandaşlıktan çıkardılar. Benim de iki kız evladım aynı akıbete uğradılar. Evlatlarım kotaya, katsayıya tabi tutuldu. Siz imam hatip mezunusunuz dediler üniversiteye sokmadılar. Bizim kızlarımızı cebren okullardan dışarı attılar. Erkek ve belli kalıpta bayanlar kamuda çalışıyor da neden başörtülü kadınlar kamuda çalışmasın. Bu İngiltere’de ABD’de oluyor da benim ülkem de neden olmasın. Başı açık başı örtülü bu ayrımcılık niye. Yıllarca bunu yaptılar.

BİR ANNE KABATAŞ'TA TACİZE MARUZ KALDI

Gezi olayları yaşadık değil mi. Gezi olayları sırasında bir genç kadın. Bir belediye başkanının gelini. Bir anne yanında çocuğu olduğu halde Kabataş’ta tacize maruz kaldı. Kimse o kadını taciz edenleri kınamadı, peşine düşmedi. Tacize uğrayana kadına ise etmediklerini bırakmadılar. Terbiyesizce ahlaksızca o kadının üzerine gittiler. Hatta o hanımefendiyle ilgili yazılar yazan 4 tane bayan köşe yazarına da olmadık hakaretler ettiler. Şimdi de sosyal medyada üzerine gitmeye devam ediyorlar. Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı. Çarşaflı kadınlara rozetler takarken diğer tarafta çarşaflı kadınları köle olarak gösteren sergiler açtılar. Benim annem de başörtülü edebiyatı yaparken elleri öpülesi anaları evlatlarının mezuniyetlerine almadılar. Demek ki bunlar için önemli olan kadının kendisi değil sadece bazı kadınlar.