Azerbaycan ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonrası hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili olarak ise “Bu hususta görüşmem gereken, söyleyecek sözü olan, istifade edilebilecek herkesle tabii ki görüşürüm. Yemin törenleri sanırım ayın 24’ü 25’i gibi biter. Meclis başkanlık divanının belirlenmesi akabinde görevlendirme yapılır. Net söyleyeyim, siyasi ahlakım gereği, en fazla oyu olan siyasi partinin genel başkanını görevlendiririm. Gelişmeleri hep beraber göreceğiz” dedi.

Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu'nun haberine göre,  Erdoğan'ın, sorulan sorulara verdiği cevaplar şöyle:

7 Haziran seçimleri sonrası tüm partiler kendini seçimin galibi görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rakamlar ortada. Bu seçimin birincisi bellidir, ikincisi, üçüncüsü ve dördüncüsü bellidir. En küçüğü en büyük gösterme gayreti siyasi acemilik. Ayrıca ülkenin geleceği açısından da müspet bir yaklaşım değil. Öteden beri çoğunluğun azınlığa tahakkümünü doğru bulmadım, hakeza azınlığın çoğunluğa tahakkümünü de doğru bulmadım. Seçimden sonra, bazılarının azınlığın çoğunluğa tahakkümünü teşvik eder bir tutum sergilemesini yanlış buluyorum. Buna ulusal ve uluslararası düzeyde bazı medya kuruluşları da dahil. Bu milli iradeye de ülkemize de saygısızlık olur. Bundan kaçınmak lazım.

Baykal ile neler konuştunuz?

Görüşmenin içeriği genel hatlarıyla zaten basına da yansıdı. Kendisini davet etmemin sebebi, en yaşlı üye sıfatıyla TBMM’nin açılışını yönetecek olması. Ayrıca gerek parlamento gerekse koalisyonlar konusunda kendisinin ciddi tecrübeleri… Konuştuk ve tüm bu hususlarda kanaatlerimizi paylaştık. Herkes sandıktan çıkan milli iradenin çizdiği istikamette adımlar atmalı. Kimse süreci farklı istikamette zorlamamalı. Temennim odur ki aklıselim hakim olur, egolar bir tarafa bırakılır, ülkemiz için neler yapılabileceği en iyi şekilde karara bağlanır.

Abdullah Gül ile telefon görüşmenizin mahiyeti neydi?

Sayın Gül seçim günü aramıştı, seçimden sonra da tekrar aradı. Kısaca süreci konuştuk. Bir an önce hükümetin kurulmasının iyi olacağını ifade etti. Ben de aynı kanaatte olduğumu belirttim.

'İLK İKİ PARTİYE GÖREV VERİRİM'

Bundan sonraki yol haritası ne olacak? Başka görüşmeleriniz de olacak mı?

Bu hususta görüşmem gereken, söyleyecek sözü olan, istifade edilebilecek herkesle tabii ki görüşürüm. Yemin törenleri sanırım ayın 24’ü 25’i gibi biter. Meclis başkanlık divanının belirlenmesi akabinde görevlendirme yapılır. Net söyleyeyim, siyasi ahlakım gereği, en fazla oyu olan siyasi partinin genel başkanını görevlendiririm. Gelişmeleri hep beraber göreceğiz. O kuramaz ise, yine siyasi ahlakım gereği, görevi bu kez de en fazla oy almış ikinci partinin genel başkanına veririm. Malum o noktada 45 günlük bir süreç var. İnşallah uzamaz. Sandık koalisyonu işaret etmiş, herhangi bir partinin tek başına iktidar olabilmesine izin vermemiştir.

'ERKEN DEĞİL, TEKRAR SEÇİM'

Bahsettiğiniz süreç zarfında bir sürpriz olabilir mi?

Her şey tabii mecrasında cereyan ederse, koalisyon yapılırsa, problem olmaz. Ama diyelim ki seçimlerden birinci çıkan parti bunu başaramadı, ikinci çıkan da hükümeti kuramadı… Böyle bir durumda, anayasa gereği, tekrar sandığa gitmek kaçınılmaz olur. Ben buna ‘erken seçim’ değil, ‘tekrar seçim’ diyorum. Zira ülkenin hükümetsiz kalması düşünülemez. Ülkemizin yatırımlarının, uluslararası ilişkilerimizin kesintiye uğramaması açısından da belirsizlik uzun sürmemeli; hükümet bir an önce kurulmalı.

'LİDERLERİ DAVET EDECEĞİM'

Önümüzdeki süreçte parti liderleriyle görüşmeyi de düşünüyor musunuz?

Görevlendirmeyi yapmadan önce liderlerle görüşmek gibi bir planım var. Her birini ayrı ayrı davet edip sürece ilişkin görüşlerini almak istiyorum. Programıma bakacağım. Bu görüşmelere yemin töreninden önce de başlayabilirim. Dolayısıyla kendilerini önümüzdeki hafta davet edebilirim.