Başbakan Erdoğan, Manisa Salihli’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’yla (HSYK) ilgili mesajlar verdi. Erdoğan şunları dedi:

“Bir tane savcı bulacaksın, diğerlerinin emir komutasında yurt içinden yurtdışından el ele bir kumpas. Başsavcının açıklamasını duydunuz değil mi? ‘Bir savcı olarak sen nasıl olur da medyaya belge bilgi sızdırırsın’ diyor. Bu başsavcı bu ülkenin başsavcısı. Ben yargıdaki, dürüst, samimi hakimleri, savcıları tenzih ederim ama şunu bilin ki maalesef yargının içinde de çürükler var. Yürütmenin yok mu? Yürütmenin içinde de var. Bunları buldukça temizledik, biz temizliyoruz ama yargının da temizlemesi lazım. Bunu kim yapacak HSYK’nın yapması lazım ama şimdi bakıyoruz ki HSYK da yetkilerini farklı kullanmaya başladı. Nedir o, işte Danıştay’a bir adli kolluk davasında bakıyorsunuz ki HSYK hemen Başsavcının açıklamasından sonra Anayasa’nın 138. Maddesini çiğnemek suretiyle kalkıyor, Danıştay’ı baskı altına alıyor.

Burada bir yanlış yaptık. Nedir o yanlış? HSYK, onu da yargılayan, denetleyen bir mekanizma vardı. Biz dedik ki demokrasinin gereğini yapalım ve millete gittiğimizde Adalet Bakanlığı’nın elinde olan bu yetkiyi kalktık devrettik. Orada yanlış yapmışız. Eğer şu anda Anayasayı değiştirecek bir güce sahip olduğumuz anda evet bu yetkiyi değiştirmek durumundayız. Çünkü kimsenin denetimsiz kalmaması gerekir. Yani bu ülkede Başbakan denetlenecek, Bakanlar denetlenecek, parlamento üyelerinin tamamı denetlenecek, bu beyler denetlenmeyecek. Demek ki olmuyor bu iş. Bunların da denetlenmesi lazım. Amerika’da sistem farklı, batıda sistem farklı ama burada maalesef bakıyorsunuz ki her şeyde ideoloji yatıyor.

“SEN KİMİN SAVCISISIN?”

Üniversite yıllarında marjinal grupların militanları olduğunu, devamlı broşür dağıttıklarını söyleyen Erdoğan, “Şimdi bu savcı da aynen o militanlar gibi Adalet Sarayı’nın önünde, Başsavcı ondan dosyayı aldıktan sonra çıkıyor bildiri dağıtıyor. Sen kimin savcısısın? Sen iddia makamısın. Kim adına? Millet adına. Sen nasıl böyle bir yanlış yaparsın. Sen nasıl olur da masum insanlar hakkında dosya düzenler, yalan yanlış dosyaları kalkıp da medyaya sızdırarak o insanları gölgelemeye, onlar üzerinde kara bulutlar estirmeye kalkarsın? Böyle bir yetki olamaz.

"BAKAN OLARAK KALSAYDIN BUNLARI SÖYLEYECEK MİYDİN?"-

İstikrarlarının, siyasetlerinin, kadrolarının “kaya gibi sağlam” olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları ekledi:

“Bazıları başlık atıyor; ‘İstifa etti.’ Onlar istifa etmedi, biz ihraç ettik. Biz, kesin ihraç kararı ile disipline gönderdik. Baktılar ki gidiyoruz, beylik bizde kalsın diye istifa etmek zorunda kaldılar. Bunların içerisinde bir bakan… Sen bakanken niçin bu uyarılarını yapmadın? Madem bir şeyler biliyordun, o zaman niye konuşmadın? Şimdi bülbül oluyorsun. Dürüstlük bu mu? Eğer bakan olarak kalsaydın bunları söyleyecek miydin? Onun için turnusol kağıdı gibi her şey belli oluyor ama biz her şeyi konuşmayız. Vakti geldiğinde iyot gibi onlar dışa çıkacaklar. Onlar AK Parti’nin gücü altında bir şeyler elde ediyorlardı. Senin gücün varsa, bağımsız olarak milletvekili olursun, sonra konuşursun. Ama bunu yapmayıp Genel Başkanı’nın arkasında, davetimize icabetle böyle bir şeye uyacaksın, ondan sonra da ihanet edeceksin. Onları biz, milli iradeye, halkımıza havale ediyoruz. Bundan sonra da bu türler olduğu anda gördüğümüzde biz partimizin içinde tutmayız, anında kapıya koyarız. Bize onlar değil, millet yeter.”