Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Nabi Avcı Bey dönemine kadar biz dershaneler konusunda adım atamadık. Bunlar bizim kayıp yıllarımızdır. En büyük parayı bu adamlar bu dershanelerden kazandı" dedi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı televizyon programında soruları yanıtladı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:
 
Nabi Avcı Bey dönemine kadar biz dershaneler konusunda adım atamadık. Bunlar bizim kayıp yıllarımızdır. Tabii şimdi siz de başbakansınız ama bir yere kadar arkadaşlarınıza bir şeyi anlatıyorsunuz.
 
Israr, ısrar, ısrar... Tabii daha fazla ileri gidemiyorsunuz ve en ciddi, en büyük parayı bu adamlar bu dershanelerden kazandı. En büyük serveti dershanelerdi, kaybedince çılgına döndüler.
Bizim tüm istihbarat teşkilatını gerek MİT gerek Emniyet gerekse Jandarma istihbarat... Şimdi jandarmayla malum polisin İçişleri Bakanlığı'na bağlanması süreci var ya. Dolayısıyla burada istihbaratı da aynı çatı altında koordine edebiliriz.
 
Böyle bir çalışma. Buna yönelik bir çalışmayı bugün bana sundular. Bunu aynı zamanda Sayın Başbakan ile de değerlendireceğiz, paylaşacağız. Bundan sonra da ne gibi adımlar atarız bunları konuşacağız.
 
İstihbarat örgütü yıpratılacak bir örgüt değildir. Eğer istihbarat örgütü ile ilgili atılacak veya yapılacak bir iş varsa bunun hükümet değerlendirmesini yapar, ona göre de bizimle de istişare ederse istişare eder, kararını alır. Sürekli televizyon programlarında istihbarat teşkilatımızın üzerine bu denli yüklenirsek istihbarat teşkilatımızı çalışamaz hale getiririz.
 
Ben baştan beri bir şey söyledim, 'bir istihbarat zaafı vardır' dedim. Ama dünyada istihbarat zaafının olmadığı ülke var mıdır Alın Amerika'yı, alın Rusya'yı, alın Avrupa'nın Almanyasını, Fransasını, İngilteresini hepsini... Hepsinde birçok terör eylemlerinde vesaire istihbarat zaaflarının olduğunu görürsünüz.
TİB, paralelin tamamen yapılandığı bir yerdi. TİB'in işleri BTK'ya devredilecek.
 
MİT, burada da değerlendirilmesi mümkünse aktarılabilir. Ama böyle lüzumsuz bir yeri tutmanın hiçbir anlamı yok.
 
Süreçten zarar görmeme diye bir şey olmaz, TSK kendi içine hakim değil. Kendi komuta kademesine yaptıkları muameleleri izlediniz. Bütün kuvvet komutanlarına varıncaya kadar, ellerini kelepçeleyerek, kendi yanlarında taşıdıkları emir subayları kendilerine ihanet etti. Benim yanımdaki kurmay gibi, o da aynı ihaneti yaptı.
 
Bunlarla ilgili şüphelerimiz vardı, eş dost ahbap hepsine sorduk, köyüne varıncaya kadar incelettik, herkes bize "şöyle iyidir böyle iyidir" dedi. Bunlar kendilerini gayet iyi gizledikleri için gelen referanslar hep olumlu. Yaptığımız şeye insani istihbarat diyoruz ama bakıyorsunuz oradan da yine isabetli kararlar alamadık. Ben şimdi artık dedim ki tekrar, Cumhurbaşkanlığı'nda da Başbakanlığımdaki koruma müdürümü alıp onunla çalışacağım. Emniyet'ten polis müdürü arkadaşım bu görevi ifa ediyor, onunla yola devam edeceğim.
 
10 bine yakın gözaltında olan insan var. Ama söyleyeyim, burada kalmaz. Devam eder. Herkes konuşuyor, halkalar sökülmeye başladı. Terörle mücadele şu anda devam ediyor, bundan sonraki süreçte şu ortaya çıkacak: Terörle mücadeledeki aksamalarda bu ahlaksızlar ne kadar var?
 
Bölücü terör örgütü ile işbirliği halinde olanlar var, PYD ile DAEŞ ile işbirliğinde olanlar var. Bunlar ortaya çıkıyor. Gerçi seçim kampanyalarında tanıdık. Her siyasi partiyle pazarlık halindeler. İlkesiz bunlar, nerede ne yapacakları belli olmaz, tam bir bukalemun.
 
Bütün bakanlıklar yoğun bir çalışmanın içinde. Ben de cumhurbaşkanlığımda Devlet Denetleme Kurulu'nu bununla görevlendirdim.
 
Terörün tehditlerinin sona ermesi diye bir şey olmaz. O ancak kazımanın bitmesiyle, ki o kanser hücresi diyoruz ya, kazınıp atılırsa ancak ondan sonra tamam temizlendi diyebiliriz. Ama şu an henüz işin başındayız. 20 gün oldu, kararlılıkla gideceğiz ama tüm medyanın takındığı tavırdan çok memnunum ama bu tavır korunmalı.
 
2 gün önce biliyorsunuz, uluslararası Türkiye'deki yatırımcıların CEO'larıyla görüşmemiz oldu. Bu konuda destek istedik. Hepsinde bir kararlılık gördüm. Bu sürece yönelik de tabii şükranlarını hep ifade ettiler. Tüm iş adamlarımızı bu konularda kararlı gördüm, birlikten yana olduklarını gördüm.
 
Bu milletle, Allah'ın izniyle, hep birlikte Türkiye olduk. Her gece bakıyorsunuz sabah namazlarına kadar bir dinamizm var. Ezanlarla birlikte halk ayağa kalkıyor. Ezanlar, selalar susturulamadı. Onlarla beraber halkımız harekete geçiyor, canlanıyor.