Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batman’daki toplu açılış törenindeki konuşması sırasında kadro isteyen taşeron işçilerin attığı slogan üzerine, işçileri "provokatör" ilan edip, "Nankörlük yapmayın. Bir yerde çalışıyorsunuz nankörlük yapmayın," dedi.

KONUŞMASINI BÖLDÜ, İŞÇİLERİ AZARLADI!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bölgesel ziyaret kapsamında gittiği Batman'da toplu açılış töreninde konuşması esnasında, seslerini duyurmaya çalışan işçilere, konuşmasını bölerek, "İnsan çalıştığı yer nankörlük yapmaz... Başbakanımız bu konuda gerekli açıklamaları yaptı. Böyle 15-20 kişi toplanıp ortalığı karıştırmaya geliyorlar," dedi.

HDP VE DBP'Yİ HEDEF ALDI

Erdoğan konuşmasında, çözüm süreci karşıtı 'Kürt sorunu yoktur' açıklaması ve tutumundan dolayı kendisini karşılamayarak protesto eden DBP'yi ve HDP'yi hedef aldı. Kürtçe eğitim konusunda referans olarak Diyanet'in bastığı KürçeKur'an'ı ve TRT'nin Kürtçe kanalını gösteren Erdoğan, HDP'yi "dinsiz" ilan ederken, özetle şunları söyledi:

"Batman, bizi yine bağrına bastı. Bizim kardeşliğimizi kimse bozamaz, aramıza kimse giremez.  Çözüm süreciyle tüm ayrımları ortadan kaldırdık. 12 yıldır attığımız her adımda insanı yaşat ki,  devlet yaşasın anlayışıyla hareket ettik. Geçmişte asimilasyon politikalar vardı. Bunlara ayaklarımızın altına aldık, artık bunları hiçbiri yok.

Kimse milletimiz bölmeye, vatanımız bölmeye, bayrağımızı yakıp yıkmaya, devletimizi parçalamaya boşuna zahmet etmesin. Karşısında bizi bulur. Devlet hiçbir vatandaşının etnik kimliğine bakmıyor. Mehmet Şimşek az önce burada bir konuşma yaptı. Benim Kürt kardeşim kendi dili ile konuşabiliyor muydu. Bunları biz getirdik ya.

"Ben burada teşkilat çalışmaları yaparken Batmanlılar bana olağanüstü hali kaldırın başka bir şey istemiyoruz diyordu. O zaman Abdullah Gül Başbakandı. Olağanüstü hal hemen kalktı.

"Kürtçe eğitimi hayal etmek bile mümkün değildi. 2002 yılında başında bulunduğum parti iktidara geldiğinde, kararlı şekilde bu adamları attık. Faili meçhullerin çözülmesinden işkenceye kadar birçok konuda tarihi adımlar attık. Yol, su, elektrik, hastane her anlamda batıda ne varsa doğuda olacak dedik, yatırımlar yaptık.

"Hale bak Diyanet’i kaldıracak. Çünkü bunların dinle işi yok.  Bakınız kaldıracağız dedikleri Diyanet şu anda Kürtçe Kuran mealini yayınladı.  Biz tabi adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Ne diyor. Bakın çok ilginç. Kudis, Yahudilerindir diyecek kadar ileri gidiyorlar. Zerre kadar bunları İslam ile alakası olsa bu ifadeyi kullanamaz. Kudüs Müslümanların en önemli Kâbe’si. Biz buralarda hayat bulduk, ayağa kalktık. Şuanda Musevilerin orada attığı adımın ne olduğunu biliyorsunuz. Dağlardaki kamplarda elimizdeki belgeler; bunlar Zerdüşt dininin eğitimini veriyorlar. Bir oyuna geldik bir daha aynı oyuna gelmeyelim.

"Kürtçe eğitim serbestçe verilebiliyor. Eğitim özgürlüğü diyoruz isteyen istediği gibi giyinebilsin. İmam Hatip okullarında yıllarca neler yaptıkları ortada.  Bular istisnai uygulamalar değil, devlet politikası. TRT’nin Kürtçe yayını var. TRT devlet kanalı değil mi?

"Geçmişte Türk kavramı üzerinde Kürt’e ve diğer etnik gruplara uygulanan ayrımcılığı bugün Kürt kavramı üzerinden yapıyorlar. Diyorlar ki Kürtlerin temsilcisiyiz .Hadi canım. Kürtlerin temsilcisiyiz diyenleri arka sokaklarda görüyorum. Pislikten geçilmiyor. Temsilcisiysen temizle.

"Buraya gelirken kendime göre  bir program yaptım. Valiliği de ziyaret ederim, belediyeyi de… Sağ olsun belediye başkanı havalimanına gelmedi. Bu nezaketi göstermeyen bir belediyeyi Cumhurbaşkanı olarak benim ziyaret etmem doğru mu? Bunu bilmenizi istiyorum ki istismar etmesinler. Geçenlerde Çanakkale’ye gittim. Belediye Başkanı geldi havalimanında karşıladı.  Kendisi CHP’li, her gittiğimde ziyarete gelir. Tabi ben de gittim belediyeyi ziyaret ettim. Ama bunlar emir alıyorlar. Dağdan emir alıyorlar.

"İşçileri kaçırdılar, müteahhitleri tehdit ettiler, mühendisleri kaçırdılar. Son olarak Hakkâri Havalimanı’nın yapımına mani oldular. Bu anlayışa gereken cevabı sizin vermeniz lazım. Okulları, ambulansları belediyenin ağaçlarını, kütüphaneleri yaktılar yıktılar. Bu gerçekleri artık değerlendirelim.

"Niye buralara yatırım gelmiyor, işadamları neden yatırım yapmıyor. Korkuyor. Bu fabrikaları buraya kurarsam birileri gelip yakıp yıkar mı diye. Bakınız siyasi irade ve devlet bugüne kadar Çözüm Süreci’nde üzerine düşenleri yaptı mı?  Bölücü örgüt ve güdümündeki parti verdikleri sözüler tuttu mu? Örgüt silah bırakacaktı, bıraktı mı?

"Bizim olduğumuz yerde kan değil berrak su akar. Örgütü ve güdümündeki partiye kalsa Türkiye çoktan 90’ların karanlık günlerine dönmüştü. 81 vilayetimin ve 78 milyon vatandaşımızın tamamıyla sürece sahip çıktığımız için Türkiye’yi 2023 hedeflerini konuşulabildiği bir demokrasi ve refah sürecine getirdik. Türkiye’yi ekonomi ile birlikte demokrasi ve özgürlük alanında en iyi 10 devletten biri haline getirmeye kararlıyız. Bu ülkenin geleceğini ne bölücü örgütü ne paralel örgüte vermeyiz. Bu iki örgüt el ele vermişler. Her ikisi de aynı üst aklın birer taşeronu.  Bir de muhalefet var. Fareli Köy’ün Kavalcısı’nın arkasına takılmış aynı akıbete gidiyorlar. Gittikleri yolun sonu uçurum."