Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında Gezi eylemlerine değindi. Eylemleri sert bir dille eleştiren Erdoğan, polisin müdahalesi sırasında Divan Oteli'ne sığınan göstericileri hatırlattı ve otelin suç işlediğini öne sürdü.

İşte Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları:

Zaten bu gösterileri kışkırtanlar, yönlendirenler milleti etkileyemeyeceklerini biliyorlardı. Başından itibaren uluslararası çevrelere seslendiler. Bu çevreler halkın arkalarından gelmeyeceğini de çok iyi biliyordu. Uluslararası medyayı muhatap aldılar. Türkçe yerine İngilizce yazmayı konuşmayı tercih ettiler.

Şimdi bakınız, gösteriler başladığı andan itibaren biz şunu çok net olarak söyledik. Bu gösterilere katılanlar farklı katmanlardan oluşuyorlardı. Bu noktada bizim hiçbir kompleksimiz yok. Halkın tepkilerine hiçbir zaman sırtını dönen bir hükümet olmadık. 10,5 yıl boyunca her bir grubun ferdin taleplerini dinledik, dikkate aldık. Yüzde yüzün hükümeti olmak için hassasiyet gösterdik.

Bu gösterilerin içinde Gezi Parkı, ağaç ve çevre hassasiyetiyle yer alanlar vardı. Biz onları samimi bulduk. Diğerlerinden ayrı tutmak suretiyle söylediklerine dikkatle kulak verdik. Temsilcileri saatlerce dinledim, dinledik. Bakanlar Kurulu toplantısında biz bu kadar zaman geçirmedik. Bizzat şahsım, valimiz, belediye başkanımız bu samimi göstericilerle de irtibat kurdular.

'VALİYİ GÖREVDEN ALACAKSIN' GİBİ ÜLTİMATOM SALLAYANLAR VARDI

Ama bunların yanında samimi olmayanlar da vardı. Dürüst değillerdi. Başbakan yardımcımızla yaptıkları görüşmeden sonra çıkıp, yeniçerinin o isyancı grupları gibi, ‘şu valiyi görevden alacaksın, şunu görevden alacaksın’ gibi ültimatom sallayanlar vardı. Sen hangi iktidara konuşuyorsun yahu? AK Parti iktidarıyla bunlar konuşulur mu?

AYAKLAR NE ZAMANDAN BERİ BAŞ OLDU

Yazılı ve görsel medyadakiler bu tiplere hadlerini bildirmiyor. Önce haddini bileceksin yahu. Sen kalkıp da yok bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursan ol yahu. Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı.

Milletimizin vermiş olduğu bu yetkiyi kullanamaz duruma gelirse, o zaman zaten bittik demektir. Millet zaten bize bir iktidar vermiş. Ama bu ülkede alışılmış bir şey var.

BREZİLYA'DA OYNANAN OYUN DA AYNI MERKEZDEN

Ben Brezilya’da oynanan oyunun da aynı merkezden düğmeye basılmak suretiyle yapıldığına inanıyorum. Brezilya’da IMF’ye olan borçlarını ödemiş konumda. Türkiye’de öyle.

Başından itibaren faiz lobisi dedim değil mi? Birilerini bu hoplattı. Ama bu faiz lobisi, bazı çevreleri ciddi manada rahatsız ediyorlar.

POLİSLE ÇATIŞANLAR OTELE GİRDİ DİYE POLİS DE OTELE GİRDİ

Diyorlar ki “otele polis saldırdı” durup dururken saldırmadı. O meydanlarda polisle çatışanlar oraya gitti. Oranın sahipleri de onlara güzel bir ev sahipliği yaptı. Oranın peşinden polis oraya girdi. Biliyorsunuz yasalarda yataklık etmek de suçtur. Bu bir yataklık etme suçudur aslında.

AĞACI GÖSTERİYORLAR, PAÇAVRALARI GİZLİYORLAR

Bazı ülkeler, bazı devletler Gezi Parkı üzerinden hesap görmek istediler. “Mesele Gezi Parkı değil, hala anlamadın mı” diyenlerle birlikte oldular. Meselenin hesap görme meselesi olduğunu ifade ettiler. Bana başbakan çok sert, çok öfkeli diyorlar. Başbakan bunu görmesin duymasın diyorlar.

Çok enteresan ağacı gösteriyorlar yağmalamayı unutuyorlar. Paçavraları gizliyorlar. Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyorlar ama yakılan bayrağımızı, Taksim Meydanı’nda bakıyorsunuz teröristlerle Atatürk’ün yanyana resimlerini görmemezlikten geliyorlar. Neredesin CHP? Niye indirmedin? Ulusalcılar neredesiniz? Aynı şekilde AKM işgal altındaydı. Hatırlayın, işgal altındayken orada asılan pankartlarda, paçavralarda ne var, teröristlerin posterleri vardı. İllegal örgütlerin paçavralar vardı. Günlerce orada asılı durdu. Ne oldu CHP’ye müdahale etti mi? Etti mi?

İÇİŞLERİ BAKANIMA ''GEZİ'Yİ BU İŞGALCİLERDEN TEMİZLEYECEKSİN'' DEDİM

Kuzey Afrika’dan döndüm. Baktım hala duruyor. E içişleri bakanıma ne diyecektim? 24 saat içinde bunları temizle. Burayı temizleyeceksin, 24 saat. Meydan, anıt temizlenecek, ardından da Gezi Parkı’nı bu işgalcilerden temizleyeceksin. Buradan tüm millet istifade eder, belirli bir azınlık işgal edemez. Eğer işgal varsa, orada devlete düşen görev o işgali kaldırıp, halka açmaktır.

KEYFİNİZİ Mİ BEKLEYECEKTİK

Ne dediler? Gezi Parkı’na şafak harekatı uygun değil. Ne yapacaktık? Keyfinizi mi bekleyecektik? Hepsiyle görüştüm. Kendilerine şunu söyledim. Yahu Allah aşkına niye duruyorsunuz orada? Yargı zaten bir karar vermiş. Siz zaten burada devlet olarak işlem yapamazsınız.

Yargı kararını versin. Lehimizde karar verdiğini düşünün dedim. Halk oylamasına gideceğim dedim. Bunu tabi ki belediye yapacak. İçlerinde çoğunluğu çok güzel dediler. Gidin o zaman çözün dedim. Yetkimiz yok dediler. Bir taraftan platformum diyorsun, diğer tarafta yetkimiz yok diyorlar.

Yahu bizim neyimiz vardı? Şu Mayıs ayında havaalanı ihalesi gerçekleşiyor. Japonlarla nükleer santral adımını atıyoruz. Üçüncü köprünün temeli atılırken, siz neyi istiyorsunuz arkadaşlar?

CAMİ 3 GÜN İŞGAL EDİLDİ. ORADAN OPERASYONLARINI İDARE ETTİLER

Bu ülkede gence hangi partinin sahip olduğunu bilmen lazım. Biz gençlerle beraber yürüyoruz, geleceğe yürüyeceğiz. Bakın çok enteresan bir şey gençler. Bizim toplantımıza gelenler

Kandil simidi gösteriyorlar. İçlerinden tabi sözde sanatçı çok. Ama ayakkabıyla girilen, içinde içki içilen camiyi gizliyorlar. Üç gün. Üç gün Bezmi Alem Valide Sultan Camii, yani Dolmabahçe Camii işgal altında. Oradan operasyonlarını idare ettiler. Yönettiler. Biz son anda olayı duyduk. Eğer biz bu tahriklere kapılmış olsaydık, allah muhafaza bu ülke çok tehlikeli şeyleri yaşayabilirdi. Bu oyunu biz bozduk.

ŞİDDETE UĞRAYAN POLİS

Gezi Parkı’nda namaz kılanları gösteriyor. Ama yanında bebeğiyle şiddete uğrayan baş örtülü kadını görmüyor. Karanfil gösteriyor ama polise uyguladıkları şiddeti gizliyorlar. Linç ediyorlar yahu Ankara’da. Granit taşlarla polise nasıl saldırıldığını gördünüz. Niye bunu anlatmıyorsunuz? Polisimin de yanlışı vardır doğrudur. Bakanlığım zaten araştırmayı yapıyor. Geniş baktığınız zaman şiddete uğrayan polisimizdir. Yüzlerce taş atıyorlar, o sadece kalkanıyla duruyor.

Güya esprili sloganları gösteriyorlar. Duvarlara yollara yazdıkları ağır hakaretleri gizliyorlar. Bizden de meseleyi böyle görmemizi istiyorlar. Tencere tava. Gece yarılarına kadar tencere tava dinlettiler millete yahu. Hani çevreciydi bunlar, hani CHP’liydi, hani bunlar sakindi. Çevreciliğin içinde gürültü, görüntü kirliliği yoktur. Bunlar o canım canım, o dev saksı çiçekleriyle barikat oluşturdular.

Onlar polise şiddet uygulayacak biz görmeyeceğiz, yok böyle bir dünya kardeşlerim. Herkesi kandırabilirler, ama biz de millet de bunu yutmadık, yutmayız.

Ben Zahide Nine’ye ahlaksızca para teklif edecekler, biz bunu görmeyeceğiz. Taksim’de ahlaksızlığı sergileyecek biz görmeyeceğiz öyle mi? Müftünün karısıyım diye çıkacaklar, görmezden geleceğiz öyle mi? Şehirlerde, mitinglerde toplanan milyonlarca makarnacı diyecekler, bize oy veren 21,5 milyon kömürcü diye anılacak, bidon diye anılacak, koyun diye aşağılanacaklar biz sineye çekeceğiz öyle mi? Başörtüsüne, camimize, bayrağımıza dil uzatacaklar biz bunu hoş görüyle karşılayacağız öyle mi? Böyle bir dünya yok.

BİR GAZETECİ 'DURDURAN ADAM OLALIM' DİYOR

Uluslararası bir yayın kuruluşunun, Türkiye temsilcisi “Duran adam değil, durduran adam olalım. Ekonomiyi durduralım, tüketmeyin. Altı ay tüketmeyin, bizi dinleyecekler” diyor. Bir insan kendi ülkesine karşı böyle bir komplonun içinde yer alabilir mi? Buna gazetecilik denilebilir mi? Bu zihniyet içinde bulunduğu tabanda delik açma zihniyetidir. Zaten bu işin başlangıcında da niyet bu.

“Mesele Gezi Parkı değil” diyorlardı ya. Evet, mesele işte bu. Mesele demokrasiyi durdurmak, Türkiye’yi ekonomiyi durdurmak. Turizme ağır darbe vurmak. 10,5 yıl bunu defalarca yaptılar. Ekonomi kötüye gitsin de AK Parti yıpransın da Türkiye’ye ne olursa olsun dediler.

Şu hususun altını da özellikle çizmek istiyorum. Bu hadiseleri masum gösteriler olarak gören ve gösterenlerin burayı özellikle dinlemelerini rica ediyorum. Gösterilerin içinde yer alanların, safiyane niyetlerle yer almadığı ortada. Fırsat olarak görenler, medyayı, sosyal medyayı kullanarak ekonomi üzerinde operasyon yapmak istediler. Sokaktaki göstericiler çok kirli bir oyunda kullanıldılar.

Bakın ne yaptılar. Bu hadiseler yurt dışına abartılı şekilde anlatıldı. Türkiye’deki bazı sermaye grupları bu tertibin içinde yer aldılar. Nokta hedeflere soru işareti oluşturacak şekilde profesyonel bilgi aktarımı yaptılar. Yatırım yapanlar da yatırım yapma niyetinde olanlarda da tedirginlik meydana getirilmek istendi. Manipülasyon yapmaya çalışanlar oldu. Adeta ekonomi kötüye gitsin, biz kazanalım diye çırpınanlar oldu.