18. kez muhtarlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şii din adamı en-Nemr’in Suudi Arabistan’da idam edilmesinin ardında İran ile Suudi Arabistan arasında derinleşen krize; Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) eşbaşkanlarına açılan soruşturmalara; parti kapatma tartışmalarına; başkanlık sistemi ve “Hitler Almanyası” ifadesi ile; bölgede süren abluka ve operasyonlara ilişkin açıklamalarda bulundu.

"İDAM KARARI İÇ HUKUK MESELESİ"

Muhtarlara hitap eden Erdoğan, konuşmasında Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’in Suudi Arabistan’da idam edilmesine değinen Erdoğan, “İdam kararı doğrudur veya yanlıştır. Bana göre idam kararı iç hukuk meselesidir” dedi.

“Bunun kararı daha önceden verilmiş, bunun adımını Suudi Arabistan bu şekilde atmıştır. Tasvip edip etmemek ayrı konu. Suudi Arabistan’da, İran’da bu müessese var. ABD’de de var. Ona kimse ses çıkarmıyor. Mısır’da bini aşkın insan hakkında idam kararı verildi. Ey dünya, neredesin? Niye bunlarla ilgili konuşmuyorsunuz? Mursi ki, halkının yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanıdır. Tek konuşan biz olduk, çünkü adaletle hükmetmek bizim görevimizde de onun için.”

Suudi Arabistan’ın büyükelçiliğinin yakılmasının kabul edilemeyeceğini de söyleyen Erdoğan, “Uluslararası münasebetler açısından kabul edilir bir yaklaşım değildir. ‘Tasvip etmiyoruz’ demek o ülkelerin (İran) yönetimlerini de kurtarmaz. Gerekli tedbirleri aldın mı acaba?” diye sordu.

“YARGILANANLARIN SAYISI ARTACAK”

Erdoğan eşbaşkanlara yönelik soruşturmalar ile ilgili olarak, “Bıçak kemiğe dayandı,” ifadesini kullanırken, yargılamaların artarak süreceğine işaret etti. Erdoğan şunları söyledi:

“Şu anda yargılanıyorlar, yargılananların sayısı artacak. Prensip olarak ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Gereksiz görüyorum. Hiç düşünmeye bile gerek yok. Ancak herhangi bir siyasetçinin yaptığı suçun, hatanın bedelini kurumsal olarak partisi değil, şahıs olarak kendisi ödemelidir. Bu, genel başkan da, milletvekili de, belediye başkanı da, meclis üyesi de olabilir. Kim olursa olsun bunun bedelini ödemelidir.

“Terör örgütü mensubu gibi hareket eden milletvekilleri konusunda Meclis’in ve yargının harekete geçmesi şarttır, diye düşünüyorum. Aynı şekilde milletin kendisine hizmet için emanet ettiği imkanları terör örgütünün emrine sunan belediye başkanları konusunda da meclis üyeleri konusunda da İçişleri Bakanlığı ve yargının harekete geçmesi gerekiyor ve geçtiklerini de biliyorum.”

BAŞKANLIK SİSTEMİ VE “HİTLER ALMANYASI”

“Hitler Almanyası” benzetmesi Türkiye ve dünya basınında tartışmalara neden olan Erdoğan, bu sözleri ile ilgili olarak da açıklamalarda bulundu. “Üniter sistemli başkanlık baktığımızda var. Hitler Almanyasına baktığımızda da bunu görürsünüz. Başka ülkelerde de görürsünüz” ifadelerinin çarpıtıldığını savunan Erdoğan sözlerine şöyle ‘açıklık getirdi’:

“İngiltere’deki parlamenter sistemle Türkiye’dekinin aynı olduğunu kim iddia edebilir? ABD’deki başkanlık sistemiyle Güney Kore’deki aynı olduğunu söylemek mümkün mü? ‘Parlamenter sistem diktatör üretmez’ diyenler var. Geçtiğimiz günlerde Hitler örneğini vermiştim. Meselenin önünü arkasını bilmeyenler hemen buradan hareketle şahsıma hücum etmeye kalktılar. Halbuki benim söylediğim şey gayet basit. Almanya parlamenter sistemle yönetiliyordu ama buna rağmen Hitler gibi diktatör, ülkenin başına musallat oldu. Ben bunu söyledim.”

Erdoğan devamla da başkanlık sistemine ilişkin şunları söyledi:

“‘Türk biçimi veya Türkiye biçimi bir başkanlık sistemi’ dedim başladılar saldırmaya. Ya bunlar kendi ülkesinin markalarını da istemiyorlar. Ya mecbur muyuz, illa Amerikan sistemi, Fransa sistemi, şu sistemi, bu sistemi söylemeye? Biz hepsinden alırız, adeta bir arı gibi ondan da ondan alırız, balımızı yapar milletimize sunarız.”

ABLUKA VE OPERASYONLAR

Erdoğan, bölgede ‘sokağa çıkma yasağı’ ilan edilen yerlerde süren operasyonlara ilişkin olarak da, “Geçen yıl yurt içi ve dışında gerçekleştirilen operasyonlarda 3 bin 100’ü aşkın terörist etkisiz hale getirildi. Aynı dönemde asker, polis, geçici köy korucusu ve sivil vatandaşlardan da 300 civarında kaybımız var,” diye konuştu.

“Türkiye’de Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır,” ifadesini de kullanan Erdoğan, “Kimse, bize bunu yutturmaya kalkmasın. Hendeği kazan ile hendeği savunan, bombayı koyan ile bombayı savunan, silah kabzasını tutan ile silahı savunanın hiçbir farkı yoktur,” dedi.

Konuşmasında HDP’yi hedef alan Erdoğan, “Türkiyelileşmek iddiasıyla yola çıkıp varlıklarını hendeklere endeksleyenlerin, Kandil’in şamar oğlanına dönenlerin durumunu hep birlikte ibretle takip ediyoruz. Kürt kardeşlerimin adını istismar ederek bu ülkeye ve bu millete husumet besleyen kim varsa onun eteğinin altına girmenin adı siyaset değil, ihanettir. En başta Kürt kardeşlerime ihanettir. Kürt kardeşlerim bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır,” diye konuştu.

“AYAKTAYIZ” MESAJI

İçeride ve dışarıda kendilerine düşman unsurların olduğunu ama bunların kendilerini etkilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Biz bin yıldır bu topraklarda yaşamanın bedelini kesintisiz bir şekilde ödemiş bir milletiz. Bugün oynanan oyunların gerisinde bu coğrafyadaki bin yıllık hesaplaşmanın yattığını çok iyi biliyoruz.

“Fakat ne yapsalar boş. Özellikle son 200 yıldır yaşadığımız tüm acılara, maruz kaldığımız tüm haksızlıklara, kayıplara rağmen işte hala dimdik ayaktayız, evelallah ayakta durmaya devam edeceğiz.

“Dünkü Türkiye’yi sarsmak, önüne engeller çıkartarak yavaşlatmak, hatta yolunu değiştirmek kolaydı. Bugünkü Türkiye bu tür operasyonlar, ameliyatlar konusunda çok daha dirençlidir, çok daha sağlamdır.”