Hükümetin, çözüm sürecini halka anlatmaları için Güneydoğu'da görevlendirdiği Akil İnsanlar Heyeti, bugün Diyarbakır'da kanaat ve dini önderlerin de aralarında bulunduğu halkla bir araya geldi.

Diyarbakır'daki çalışmalarının 3'üncü gününde Diyarbakır Dernekler Platformu'nun organizasyonuyla merkez Kayapınar Belediyesi'ne ait Kültür Merkezi'ndeki toplantıya heyet başkanı Yılmaz Ensaroğlu ile üyeler Murat Belge, Etyen Mahçupyan, Kezban Hatemi, Mehmet Emin Ekmen, Fazıl Hüsnü Erdem katıldı. Heyet üyeleri kendilerine verilen puşileri boyunlarına astı.

Heyet üyelerinden Yılmaz Erdoğan, Lami Özgen, Ahmet Faruk Ünsal ise kentten ayrıldıkları için bugünkü çalışmalara katılmadı.

"UMUYORUM HİÇBİRİMİZ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMAYIZ"

Radikal'in haberine göre, halkın talep ve şikayetlerini dinlemeden önce konuşan Akil İnsanlar Heyeti Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, şunları söyledi:

"Türkiye'de barış süreci yürütülüyor. Öncelikle umuyor ve diliyorum ki hiçbirimiz bu kez hayal kırıklığına uğramayız. Bu süreç barışla sonuçlanır.

Amacımız, sizin görüşlerinizi almak sonra bunları bir metne döküp hem Ankara'da karar alıcılara, siyasi partilere, hem de öncelikle diğer bölgelere giden arkadaşlarımıza iletmektir. Ankara ne yapması gerektiğini, Diyarbakır'da Kürtler ne istiyorlar, olaya nasıl bakıyorlar, ne gibi talep ve endişeleri var bunu öğrensin hem de diğer bölgelere giden arkadaşlarımız bu sorunla ilgili olarak Güneydoğu'nun düşüncelerini yaklaşımlarını öğrenmiş ve kendi çalışmalarını ona göre yürütüyor olsunlar."

"HER CÜMLE ÇOK ÖNEMLİ"

Yılmaz Ensaroğlu, halkın söyleyeceği her cümlenin kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, "Kürt meselesi etrafında bir yönüyle çok fazla bilinmeyen bir şey de yok. O yüzden birbirimize zaten yıllardan beri karşılaştığımız dertlerimizi paylaşmaktan çok esasen bundan sonrası için projeksiyon tutmak ve bize yol göstermeniz daha önemli" dedi.

Yılmaz Ensaroğlu, bu sorunu yıllardır kendi aralarında konuştuklarını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı şeyi belki Karadeniz ve İç Anadolu'da çalışıyor olsaydım söylemezdim. Yani oralarda bu sorunla ilgili bilinmeyen çok şey olduğu için ya da yanlış bilinen çok şey olduğu için neler olup bittiğiyle ilgili çok şey konuşmak gerekir. Ama Diyarbakır'da biraz da geleceğe bakmayı, esasen bundan sonrası için nelere ihtiyaç var, neler yapılması gerekiyor bunları sizlerden dinlemeyi tercih ederiz."

BİR ANNE: TANK VE TOPLA BARIŞ OLMAZ

Daha sonra basına kapalı yapılan toplantıda konuşmacıların sesleri salonun dışından da duyuldu. 75 yaşındaki Hayriye Dolan, 4 çocuğundan 3'ünün dağda PKK saflarına katıldığını ve çatışmalarda yaşamını yitirdiğini belirterek, "Çocuklarım Selahattin, Abdülkadir ve Mehmet Ali, PKK'ye katıldıktan sonra yaşamlarını yitirdiler. Ben ölene kadar Kürdüm. Biz barışı hukuk, adalet ve eşitlik temelinde istiyoruz. Tank ve topla barış olmaz. Tank ve toplar varken barış nasıl olacak? Bu insanlar devletin zulmü nedeniyle dağa çıktı. Haksız adaletsiz eşitliksiz bir barış istemiyoruz" dedi.

"OĞLUM 'ÖCALAN SİYASİ İRADEMDİR' DEDİ GÖZALTINA ALINDI, BİR DAHA HABER ALINAMADI"

Bir kadın da Şanlıurfa'da üniversiteye giden oğlunun 'Öcalan siyasi irademdir' dediği için 6 yıl önce gözaltına alındığını ve cezaevinden çıktıktan sonra ise kendisinden bir daha haber alınamadığını söyledi. Söz alan bir başka kişi de Başbakan Erdoğan'a başlattığı süreçten dolayı teşekkür ederek, "Başbakan bir konuşmasında, 'daha önce Kürdistan eyaleti vardı' dedi. Bu bizi memnun etti. Kürtler ne terörist ne de ırkçı olmamıştır. Bugüne kadar da hiç olmadılar. 17 bin 600 faili meçhulü kimse araştırmadı. Gerçek bir barış için genel af, faili meçhullerin aydınlatılmasını istiyoruz. Herkes gelip siyaset yapsın artık kavga olmasın" dedi.

"ÖCALAN'IN YOLDAŞLARIYLA İLETİŞİM KURABİLMESİ SAĞLANMALI"

Söz alan bir başkası da, "Bir babanın çocuklarıysak, gerçek bir barış eşitlik koşullarında olmalıdır" dedi. Bir başkası da, "Sayın Öcalan'ın yoldaşlarıyla iletişim kurabilmesi sağlanmalıdır. Ve Öcalan'ın Türk halkına da seslenebilmesi için koşullar yaratılmalı" dedi.

"BARIŞ OLACAKSA TÜRKLER, KÜRTLERE BORCUNU ÖDESİN"

Toplantıda söz alan bir başka kişi de Türklerin Kürtlere borçlu olduğunu söyledi. Bu kişi şöyle dedi, "Kürtler tarihten günümüze kadar 3 defa Türklere destek verdi. Malazgirt'te, Çaldıran'da ve 1920'de Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda Türklerin yanında yer aldı ve savaştı. Türkler, Kürtlere borçludurlar. Türk devletinin Kürtlere borcunu ödeme zamanı geldi. Barışın gelmesi için bu borcun ödenmesi lazım. Eğer barış olacaksa Sayın Başbakanın devlet ve hükümet adına Roboski olayı nedeniyle ailelerden özür dilemesi gerekiyor. Ayrıca Suriye Kürtlerine barış elini uzatsın. Özgür Suriye Ordusu'na verdiği desteği Suriye Kürtlerine de versin."

ENSAROĞLU: ÖCALAN'IN SERBEST BIRAKILMASI ÖNE ÇIKTI

Toplantıya verilen arada açıklamada bulunan Akil İnsanlar Heyeti Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, şunları söyledi:

"Geçmişte yaşananları da durduk yere insanların unutmasını bekleyemeyiz. Ancak geçmiş yerine geleceğe bakmalıyız. Yapılması gereken çalışmalara dönük önerilerini alalım dedik. İnsanlar çok dolu yaşadıkları acılar dolayısıyla. Bunu ne ölçüde başardığımızdan emin değilim ancak bazı arkadaşların acıları tazelendi. Çok somut öneriler yapanlar da oldu. Anayasal yasal düzenlemeler istendi. Uygulama bağlamında düzeltilmesini gerekenler var. Diyarbakır'daki program içinde bu toplantının epeyce anlamlı oldu. Komisyon üyesi üyeler açısından doğrudan doğruya halkın nabzı tutuldu. Şu anda çözüm çabası içinde olan iki tarafın da ana aktörleri ile buradaki psikolojiye baktığımda halkın psikolojik olarak tatmin edilmesi gerektiği görülüyor. Geçmişte derin acılar yaşamış özellikle annelerin anlattıkları bu sorunun aslında çok da iyi bilen insanları etkiledi. Ancak geçmişte hiçbir şey yaşanmamış diye de kalıcı barışı yapamazsınız. Geçmişe takılırsanız da bu kez yol alamazsınız. Biz bu dengeyi oluşturmak istiyoruz. Burada taleplerde çok yoğun biçimde Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması, koşullarının iyileştirilmesi öne çıktı. Kandil'le İmralı arasında temasların, temas yolunun açılması, geri çekilme konusunda burada farklı bir psikoloji var. Diyorlar ki, 'çocuklarımız niye dışarı çıksınlar' ve bununla ilgili nedenler sunuyorlar. Ana dil özellikle anayasal ve yasal güvence bağlamında en çok öne çıkan şey. Ana dilinde eğitimin sağlanması ve sağlanacak barışın eşitlik ve adalet temelinde yani onurlu bir barışın sağlanmasını öne çıkardılar."

KCK SANIĞI BELEDİYE BAŞKANIYLA GÖRÜŞTÜLER

Akil İnsanlar Heyeti üyeleri dün akşam da Diyarbakır'da görülen KCK ana davasında yargılanan ve bir süre önce tahliye olan eski Dicle Belediye Başkanı Abdullah Akengin ile görüştü. 1,5 saati aşkın süren görüşmede Akengin'in grup üyelerine KCK davasından tutuklu olan ve cezaevindeki hasta tutuklular konusunda görüşlerini bildirdiği öğrenildi.