İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Avrupa karşıtı çılgınlığın referandumu kazanmasına yardımcı olacağını hesapladığını" yazdı.

"Erdoğan kimsenin farkına varamadığı Nazileri tespit etme yeteneğine sahip gibi gözüküyor" cümlesiyle başlayan makalede Erdoğan'ın "faşizme karşı mücadelesini genişletmek zorunda kalabileceği", çünkü bakanlarına miting izni vermeyen Hollanda ve Almanya'ya "Nazi kalıntısı" ve "faşist" dedikten sonra Belçika, Danimarka ve Avusturya'dan da benzer açıklamalar geldiği aktarıldı.

Economist'e konuşan Batılı bir diplomat ise "Erdoğan'ın ülkenin en büyük yabancı yatırımcısı Hollanda ve en büyük ticaret ortağı Almanya ile kavgaya girmeye karar vermesi, onun ne kadar çaresiz olduğunu gösteriyor" dedi.

Derginin bugün yayınlanan sayısında bulunan makalede şu ifadeler yer aldı:

"Avrupalılar için bu açıklamalar korkunç bir şaka gibi. Erdoğan'ın hükümeti kimseye insan hakları ve demokrasi dersi verecek konumda değil. Ülkede çoğu uyduruk kanıtlarla olmak üzere aralarında yargıçlar, savcılar, Kürt siyasetçiler ve 100'den fazla gazetecinin de bulunduğu 40 binden fazla kişi hapsedildi.

Kısa süre önce yayınlanan bir BM raporu ülkenin güneydoğusundaki Kürt bölgesindeki ayrılıkçı militanlara karşı yürütülen taarruzda Türk güvenlik güçlerini işkence, yargısız infaz ve orantısız güç kullanmakla suçladı.

Ülkede artık protesto gösterileri şiddetle bastırılmıyor, çünkü muhalifler eylem yapmaktan korkar hale geldi."

'YENİ ANAYASA OTOKRASİ İÇİN EL KİTABI'

"Avrupa Konseyi'nin danışma kurulu olan Venedik Komisyonu ise yeni anayasanın Erdoğan'ın istediği anayasasının otokrasi için el kitabı olduğu sonucuna vardı. Türk yetkililer anayasa değişikliğine karşı çıkanları sıklıkla teröristlerle karşılaştırıyor.

Erdoğan'ın bu krizi bilinçli olarak tetiklediğine dair göstergeler var. Hollandalı yetkililer ülkelerindeki genel seçim öncesi Türk yetkililerden miting yapmamalarını talep etmişti. Seçime bir hafta kala Binali Yıldırım bu talebe uyacaklarını açıkladı.

Fakat Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Hollanda'nın izin vermemesine rağmen Rotterdam'a gitmeyi dayattı. Oysa yurtdışında propaganda yapmak Türk kanunlarına göre de yasadışıydı.

Bu kriz Türkiye'de Erdoğan'ın yelkenlerini doldurdu. Ana seküler muhalefet hükümete destek çıktı, milliyetçiler Hollanda havalimanlarında oturma eylemi çağrısı yaptı. AKP'li bir vekil, bu krizin anayasa değişikliğine desteği iki puan artırdığını söylerken 'Almanya ve Hollanda'ya teşekkür edebiliriz' dedi.

Avrupalı hükümetler yeni anayasayı tasvip etmeseler de Türklerin oylarını etkileyemeyeceklerini biliyorlar. Ama Erdoğan'ın tuhaf davranışlarından bezdiler.

Avrupalılar ülkesinde muhalifleri bastıran Türk hükümetinin Almanya ve Hollanda'da serbestçe miting yapabilmeyi beklemesine tahammül edemiyor, diyor AB'nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini. Pierini'ye göre Avrupa Konseyi'nin Erdoğan'ı bir daha masaya davet edebileceğini düşünmek zor.

Son anketlere göre Erdoğan'ın anayasasına destek yüzde 50'nin altında dolanmaya devam ediyor. Batılı bir diplomat, 'Erdoğan'ın ülkenin en büyük yabancı yatırımcısı Hollanda ve en büyük ticaret ortağı Almanya ile kavgaya girmeye karar vermesi, onun ne kadar çaresiz olduğunu gösteriyor' diyor."