Eski parlamenterlerin oluşturduğu Diyalog Grubu, dokunulmazlıklar konusunda 4 partiye çözüm yolu bulma çağrısı yaparak, kürsü dokunulmazlığı dışında tüm dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğine işaret etti.

Demokrasi için Milletvekili Dayanışma ve Diyalog Grubu, dokunulmazlıkların kaldırılması üzerine İstanbul’daki Taxim Hill Otel’de açıklama yaptı. Diyalog Grubu adına Altan Öymen açıklamalarda bulundu.

Evrensel’in haberine göre; Meclis’te bulunan partilerin mebuslarının sorunların çözülmesi yönünde ciddi çalışmalar yaptığını ancak kendi aralarında diyalog kurmadığına değinen Öymen, sorunların çözüme kavuşmamasının diyalog eksikliğinden kaynaklandığını ifade etti.

Öymen, “Partilerin bu eksikliklerinin giderilmesi için siyaset ve toplum alanında uğraş veren vatandaşlar olarak Diyalog Grubunu kurduk. Farklı görüşten insanların bir araya gelerek oluşturduğu bu grup, demokrasi ve barış eksenli çalışmalar yürütmeye çalışıyor. Dileriz parlamenterler de böyle bir diyalog grubu kurabilir” dedi.

AKP’nin teklifinin anayasaya aykırı olduğunu dile getiren Diyalog Grubu, dokunulmazlığın kürsü ile sınırlandırılması gerektiğine değindi. HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda CHP’nin de AKP ile birlikte hareket edeceği yönündeki açıklamalarından sonra Diyalog Grubu konuyla ilgili Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan randevu talep ettiklerini söyledi.

‘VEKİLLERİN SAVUNMA HAKKI GASBEDİLECEK’

Diyalog Grubu, dokunulmazlıkların Anayasa’nın 83. maddesinin 5. bendinde bulunan “TBMM’deki siyasi parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz” ifadesinin bir kereye mahsus olarak değiştirilmesiyle kaldırılmak istenmesinin anayasaya aykırı olduğu yönünde açıklama yaptı.

CHP Eski Milletvekili Rıza Türmen, “AKP’nin önerdiği gibi dokunulmazlıkların geçici maddelerle kaldırılması hukuken sakat bir yöntem” dedi. Dokunulmazlıklarının kaldırılmasının bir prosedürü olduğunu belirten Türmen, bu prosedüre uyulmaksızın Meclis kararı olmadan milletvekillerinin tutuklanabileceklerini, yargılanacaklarını söyledi. Türmen, “Milletvekilleri Anayasa’da ön görülen temel güvencelerden yoksul bırakılıyor ve savunma hakları ellerinden alınıyor bu yöntemle” ifadelerini kullandı. 

Dokunulmazlıkların bu yöntemle kaldırılmasının cezaların şahsiliği ilkesine de aykırı olduğunu söyleyen Türmen, hakkında fezleke bulunan her milletvekilinin ayrı ayrı sorgulanması gerektiğine değindi. Türmen, dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda milletvekillerinin iptal ve itiraz haklarının da ellerinden alınacağına dikkat çekti. Yasama organının bireysel olarak AYM’ye başvuru hakkı bulunmadığını belirten Türmen, AİHM’ye bireysel başvuru yapılabileceğini ancak bunun da uzun bir süreç olacağını anlattı.

‘DEMOKRASİYE DARBE’

1994 yılında DEP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı dönemde DEP’in hukuk müşavirliğini yapan HDP Eski Milletvekili Hasip Kaplan ise o dönem yaşananları anlattı. O dönem Mecliste 153 milletvekilinin dokunulmazlık dosyasından 19 DEP milletvekilinin fezlekesinin öne alınarak önerge verildiğini söyleyen Kaplan, “1 Mart 1994’te önerge Meclis tarafından kabul edildi. O gün daha dokunulmazlık konuşulurken Meclis özel harekat polislerince abluka altına alınmıştı. 2 Mart’ta ise Meclis kapısı önünde Orhan Doğan ve Hatip Dicle gözaltına alınmıştı. Dokunulmazlığı kaldırılan vekillerin 7 gün içinde itiraz etme hakkı olmasına rağmen bu süre beklenmeden gözaltı yapılmıştı. Orhan Doğan ve Hatip Dicle savunma haklarını bile kullanamamıştı” şeklinde o günkü süreci özetledi. 

1994’te yaşanan olaya dair gazete kupürlerini gösteren Kaplan , “Milletin özgür iradesiyle seçtiği vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması süreciyle bir kez daha karşı karşıyayız. Bu geçici madde ile AKP yalnızca HDP vekillerini değil bütün muhalif vekilleri susturup baskı altına almaya çalışıyor” dedi. Kaplan AİHM’nin Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlattı. AKP’nin HDP’li vekiller hakkındaki dokunulmazlık önergesini eleştiren Kaplan, “Hitler’in hukuk kurmayları toplansa böyle bir önerge hazırlayamaz. Buna kim ortak olursa Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasisine en büyük darbeyi vurmuş olur” diyerek demokrasi açısından herkesi sorumluluğa davet etti.

AÇIKLAMAYA KATILANLAR

Akın Birdal, Ali Haydar Konca, Beyza Üstün, Binnaz Toprak, Cengiz Aktar, Gençay Gürsoy, Gülseren Onanç, Hasip Kaplan, Hüsnü Okçuoğlu, Levent Tüzel, Melda Onur, Oya Baydar, Özgür Mumcu, Rıza Türmen, Rona Aybay, Salman Kaya, Sebahat Tuncel, Süleyman Çelebi, Tarhan Erdem, Ufuk Ura, Ziya Halis, Zülfü Livaneli.