HDP Urfa milletvekili Dilek Öcalan 2017 bütçe görüşmeleri sırasındaki konuşmasında, bütçede kadınlara yer verilmediğini savundu.

Öcalan, "Toplumsal olarak emeğiyle yaşamı üreten kadınların temsiliyetinin sağlanmamış olması; bütçenin kadınları görmeyen bir yaklaşımla hazırlanmasının en temel nedenlerinden biridir. Kadınların kendi öz güçleriyle karar alma mekanizmalarında yer almasını engelleyen erkek egemen zihniyetin başka türlü davranması beklenemez" dedi.
 
HDP'li Öcalan'ın konuşmasının satır başları şöyle: 

Bütçe ve bütçeleme süreci, teknik bir konu olmanın ötesinde; toplumsal ilişkileri ekonomi üzerinden şekillendirecek politik bir süreçtir. Öncelikle, görüşülmekte olan bu bütçe; Emekçilerin, yoksul halkların bütçesi değildir. Sağlığa, eğitime, tarıma, hizmet eden bir bütçe değildir. Kadınların bütçesi ve kadınlara dair bir bütçe hiç değildir!
 
KADINLARIN YERİ ERKEK VEKİLLERCE GASP EDİLMİŞTİR 
 
5 Aralık, Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkının elde edilişinin yıl dönümü. Eşitlik ve adaletin sağlanmasında toplumun nüfusunun yarısını oluşturan kadınların eşit bir temsiliyetle siyasette yer alabilmeleri oldukça önemlidir. Ancak bugün görüyoruz ki, bu parlamentoda 550 milletvekilinin sadece 81’i kadın. Yani 194 kadın milletvekilinin yeri erkek vekillerce gasp edilmiştir. 
 
KADINLAR GÖRMEZDEN GELŞNEREK HAZIRLANIYOR
 

Toplumsal olarak emeğiyle yaşamı üreten kadınların temsiliyetinin sağlanmamış olması; bütçenin kadınları görmeyen bir yaklaşımla hazırlanmasının en temel nedenlerinden biridir. Kadınların kendi öz güçleriyle karar alma mekanizmalarında yer almasını engelleyen erkek egemen zihniyetin başka türlü davranması beklenemez. Bu zihniyet; şu an burada HDP sıralarında olması gereken, başta kadınlar olmak üzere halkların oylarıyla seçilmiş kadın iradesini temsil eden 5 kadın vekilimizle birlikte, belediye eş genel başkanlarımızın temsiliyet hakkını gasp etmiştir. Dün Ayşenur Bahçekapılı'ya uygulanan durum bizleri üzmüştür. Görünen o ki Almanya bu noktada Türkiye'deki seçilmişlere yönelik uygulamaları referans almış.
 
EŞBAŞKANLIK, RANTI PYALAŞMAK DEĞİLDİR
 
Kadınların siyasette kurucu özne olmasını engellemeye; kadınların söylemini ve mücadele birikimini dışlamaya yönelik bu uygulamalar kadını evine hapsetmeye yönelik girişimlerdir. Kadınların tarihsel bir kazanımı olan eşbaşkanlık sisteminin hedef alınması Türkiye’de toplumsal eşitliği ve özgürlüğün yok edilmesine yönelik bir tutumdur. Çünkü biliniyor ki eşbaşkanlık bir iktidarı, rantı paylaşmak değildir. Rant ve iktidar ilişkilerine ve açığa çıkardığı sorunlara çözümdür. Yani demokrasidir, eşitliktir, adalettir, barıştır, özgürlüktür, tek kelimeyle onurlu yaşama giden yolun mihengidir. 
 
EŞBAŞKANLIK KADIN DÜŞMANI ZİHNİYETİ DÖNÜŞTÜRECEK 
 
Kadınların siyasette kazanımı olan eşbaşkanlık uygulaması birçok yerde referans alınırken, erkeklerin küflü korunaklarında hedefe kondu. Hedefe koyanlar bu uygulamanın sömürgeci, köleci zihniyete bir müdahale olacağını gören kurnaz zihniyetlerdir. Görmezden geldikleri ise eşbaşkanlığın kendilerini de özgürleştirecek olmasıdır. Eşit temsiliyet, eşbaşkanlık sistemi; bir kurumda kadın ve erkek temsiliyetinin sağlanmasının ötesinde bir anlama sahiptir. Bin yıllardır kapitalist modernitenin kadın emeğini sömürerek var ettiği rant ekonomisini kuran kadın düşmanı zihniyeti dönüştürmeye yönelik bir adımdır. İktidarın tek bir kişide ya da partide merkezileşmesini engellemesi açısından da Türkiye demokrasisi için önemli bir kazanımdır
  
Bugün asıl konuşulması gereken ekonomik çöküşü yaşatan militarist anlayışın yastık altı dolar tartışması yerine, yastık üstü kafaların ahlaki ve vicdani bir düşünüşe, akla geçmesi gerektiğidir. Dertlere deva bir ekonomi yaklaşımı, adaletli bir paylaşım, kadınların karar mekanizmalarında iradeleşmesiyle mümkündür. İradelerinin gaspı ya da hapsiyle değil. Yani kadın aklı, bilinci ve birikiminin esas alınmasına ihtiyaç vardır. Bu bilinç mutlaka kazanacak ve kazandıracaktır.