BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, MİT Müsteşarının şüpheli olarak ifadeye çağrılmasıyla ilgili kıyamet koparılacaksa "Savcılar müzakere ve diyalogu suç saydığı, Özel Yetkili Mahkemeler bir canavara dönüştüğü için" kıyamet koparılması gerektiğini söyledi. Kürt sorunun çözümünde siyasi desteğe sahip özel yasa ile Barış Komisyonu kurulmasının içinde yer aldığı 7 maddelik bir öneri paketi sunan Demirtaş, "Barış Komisyonu bütün taraflarla açık görüşmeler yapmalı, hükümete ve Meclis’e öneri sunabilmelidir" dedi.

 

BDP lideri Demirtaş partisinin grup toplantısında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sendikacıları içine alan son KCK operasyonlarını eleştiren Demirtaş, bu operasyonların diz çöktürme amacı güttüğünü, muhalefeti bastırmaya yönelik olduğunu ileri sürdü. Operasyonların hükümet talimatı ile yapıldığının artık gizlenmediğini söyleyen Demirtaş, "Bu nedenle biz bunlara KCK operasyonu demedik, bu AKP faşizan operasyonudur. BDP’nin dostlarına, bütün muhalif kesimlere dönük bastırma, sindirme operasyonlarıdır" dedi.

 

ŞIRNAK MİLLETVEKİLİ SÜRESİZ AÇLIK GREVİNDE

Bütün bu gözaltı, siyasi soykırım, katliam, tecrit ve yaşanan bütün bu haksızlıkları protesto etmek adına tutuklu Şırnak milletvekili Selma Irmak’la birlikte bir grup kadının Diyarbakır cezaevinde süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi başlattığını duyuran Demirtaş, Irmak’ın gönderdiği mektuptan, "Ben de tüm bu olan bitene seyirci kalmayı kendime yediremedim. Elimde kalan tek enstrüman olan bedenimi ortaya koymak istiyorum" sözlerini okudu. Demirtaş, "Selma Irmak haksız yere tutulduğu dört duvar arasında bedenini ölüme yatırmayı bir mücadele yöntemi olarak ortaya koyuyorsa bu faşizan baskıların nerelere geldiğini göstermek açısından önemli bir direniştir. Bir milletvekili bugün özgürlük için, kendi özgürlüğü değil halkının ülkesinin toplumun özgürlüğü için bedenini ölüme yatırmış durumda" dedi.

 

"İMRALI KONUSUNDA CESUR OLUNMALI"

Terör örgütü lideri Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği tarih olan 15 Şubat’a da değinen Demirtaş, bugünü "Uluslararası komplonun yıldönümü" olarak nitelendirdi. Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin hiçbir zaman açıklığa kavuşturulamadığını, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in dahi "Öcalan’ın bize neden teslim edildiğini halen anlamış değiliz" sözlerini hatırlattı. Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinde iç karışıklık, etnik çatışma çıkararak kaotik bir ülke yaratıp bunun üzerinden Ortadoğu’ya müdahale etme, BOP’u hayata geçirme ve Türkiye’yi gelecekte teslim alma amaçlarının bulunduğunu savunan Demirtaş, bunların İmralı’dan yapılan sağduyu çağrıları ile engellendiğini savundu. AKP’nin bu soruna bu ciddiyetle yaklaşmadığı için ortaya çıkartılan bütün fırsatları heba ettiğini ileri süren Demirtaş, komplonun yıldönümünde alanlara çıkarak bunun Türkiye toplumuna karşı yapılmış komplo olduğunu, İmralı rejiminin sona erdirilmesi, Öcalan’ın özgürlüğünü, sağlığını koruyacak şekilde yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini haykıracaklarını söyledi.

 

Türkiye’nin demokratikleşmeyle ilgili bütün temel sorunlarının çözümü konusunda cesur adımlar atılmak isteniyorsa İmralı konusunda cesur olunması gerektiğini ileri süren Demirtaş, "Oraya yaklaşım sorunların çözümüyle eşdeğerdir. 7 ay içinde tecrit içinde tecrit uygulayan hükümetin sorunu tam çözecekken engellendi şeklinde safsatalara da inanmıyoruz. Başka tür çözüm bilmiyoruz, başka tür çözüm çözümsüzlüktür ona da inanmıyoruz. Bugüne kadar esaslı bir müzakere yürütülmediği için bu noktadayız" dedi.

 

"TÜRKİYE DEĞİL AKP KRİZİ"

MİT-yargı-hükümet çekişmesi olarak sunulmaya çalışılan konunun da bu tartışmalardan bağımsız olmadığını söyleyen Demirtaş, "Bu Türkiye değil, büyük bir AKP krizidir" dedi. AKP’nin adım adım kendi eliyle yarattığı krizin yaşandığını iddia eden Demirtaş, "Bir adım ötesini göremeden iktidar uğruna yapılan siyasetin geldiği noktadır. Hükümeti uyarmıştık, ‘yaptığın iş doğru değil, kendi derin devletini yaratıyorsun, sen Türkiye’nin esas sorunlarını çözmezsen sen çözülürsün’ demiştik. Geldiğimiz noktada uyarılarımızı dikkate almayan AKP’nin içine düştüğü kriz Türkiye’ye mal edilmeye çalışılıyor. Aslında bir parti krizi, parti için güç savaşlarının yarattığı bir kriz" dedi.

 

"KIYAMET KOPARTILACAKSA?"

MİT görevlilerinin savcılığa davet edilmesi üzerinden kıyamet koparılacaksa iki konuda kıyamet kopartılması gerektiğini söyleyen Demirtaş bunları şöyle sıraladı:

 

"Eğer bu savcılar müzakere yapmayı suç sayıyorsa kıyamet koparmak lazım. Böyle bir suç olamaz. Bu savcılar gerçekten de bazı bürokratları suçlamak istiyorsa köy yakan faili meçhul cinayet işleten işkence yaptıran bürokratları sorgulasınlar. Eğer bir suç varsa o yapılanlardır. Hükümet illa kıyameti koparacaksa çıksın bu müzakerelerin arkasında dursun. İkinci konu Özel Yetkili mahkemeler. Bu konuda da kıyamet koparılsın. Eski DGM, sıkıyönetim, istiklal mahkemelerini aratan özel yetkiler vermişsiniz. Bu mahkemeleri kuran bu iktidardır. Vatandaşı yakınca alkışlıyordunuz. Şimdi sizin ‘parmağınızın köşesinden ısırdı’ diye neredeyse derin yapıların Ergenekon’un uzantılarıdır, biz yine açılım yapacaktık, bunu engellemeye çalışıyorlar diye aynı suçlamayı yapıyorsunuz. Bu nasıl bir tutarsızlık ilkesizliktir?"

 

"VARSA PROVOKATÖRLER SERAP’I YAKANLARDIR"

"İçlerine MİT ajanı sızdırdık" diye itibarsızlaştırılmaya çalışıldıklarını söyleyen Demirtaş, "Bizi hiçbir şekilde yönlendirecek MİT ajanı yoktur. Varsa provokatörler, İstanbul’da 17 yaşında Serap’ı yakanlardır, Şırnak’ta öğrenci yurdunu yakanlardır" dedi.

 

DEMİRTAŞ’DAN ÇÖZÜM İÇİN 7 ÖNERİ

MİT Kanunu’nda değişiklik öngören teklifi de değerlendiren Demirtaş, "Müzakereci heyet her kimse bunların işlediği suç yoktur, katılıyoruz. Fakat bunun yöntemi başbakanın yetkilerini arttıracak bir kanun değildir, bunun yöntemi müzakereci heyetin yetkilerini arttırmaktır" dedi. "Görevlendirdiğiniz heyetin haklılığına inanıyorsanız niye bu heyete daha fazla yetki vermiyorsunuz" diye soran Demirtaş, bir barış heyeti kurulması, bu heyete kanunla müzakere yetkisi verilmesini önerdi.

 

Başbakanın vereceği özel görevlerle ilgili soruşturmanın izne bağlanmasının "Git cinayet işle" diye görevlendirilen kişinin bile yargılanmasını önleyeceğini ileri süren Demirtaş, "Bu barış görüşmelerini güçlendirme yasası değildir" dedi. "Savcı MİT Kanununu tanımazken yeni çıkacak kanunu da tanımazsa ne olacağını soran Demirtaş, çözüm için şu önerilerin tartışılmasını istedi:

 

"1- Özel Yetkili Mahkemeler tümden kaldırılmalıdır.

 

2-Terörle Mücadeledeki anti demokratik hükümler ayıklanmalıdır

 

3- Kürt sorunun çözümünde siyasi desteğe sahip özel yasa ile Barış Komisyonu kurulmalı. Barış Komisyonu bütün taraflarla açık görüşmeler yapmalı, hükümete ve Meclis’e öneri sunabilmelidir.

 

4- İfade, örgütlenme, basın özgürlüğü önündeki engeller kalkmalıdır.

 

5- Siyasi tutuklamalar bitmeli, Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı, müzakerelerde yer almasının önü açılmalı.

 

6- Operasyonlara son verilmeli, PKK silahlı faaliyetini durdurmalı.

 

7-Yeni anayasa çalışmaları esaslı özlü şekilde hızlandırılmalı.

 

Demirtaş, bunlar yapılmadığı taktirde kaotik ortamdan çıkılamayacağını söyledi. Demirtaş, "Bunları yapmadığı sürece herkes bilsin ki hükümetin demokrasi adına atacağı adım yoktur. Ne söylenirse söylensin. Pratik adım atılmadıkça demokratikleşme çözüm adına ilerleme olmadığını kabul etmiş olacağız" dedi. (Milliyet)