HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, cezaevinde tutulan HDP’li milletvekillerinin yargılanma sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yargının HDP’li vekillerin yargılanmasını ağırdan aldığını savunan Beştaş, “Söz konusu HDP olunca ‘yerine göre’ ışık hızıyla, ‘yerine göre’ emeklemeyle ilerliyor yargı. Figen Yüksekdağ ve Nursel Aydoğan’da ışık hızıyla, Selahattin Demirtaş örneğinde de emekleyerek ilerledi.  Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu dosyanın davası ne zaman görülecek? Belli değil. Neden duruşma gününe kadar cezaevinde olacak? Yanıtı anlamak için hukuk değil siyasete bakmak gerek” ifadelerini kullandı.

Hükümetin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan korktuğunu öne süren Beştaş, “‘Demirtaş’a neden duruşma günü verilmiyor’ diye sorsak; siyasi iktidar, "İşimiz çok, bu ara Demirtaş’ın konuşmaması gerek" diyecek. Çünkü Selahattin Demirtaş konuşursa oyunları bozulacak. İktidar, Selahattin Demirtaş daha ne kadar cezaevinde kalmalı diye gün gün saat saat hesap yapıyordur eminiz. Demirtaş’ın yüzünden, sesinden, çağrısından korkuyorlar. Bu nedenle duruşma günü vermiyorlar” dedi.

Beştaş, şöyle konuştu:

‘ÇÖKTÜRME PLANI’

Bildiğiniz üzere 7 Haziran seçimlerinden sonra iklim bir anda değişti. 7 Haziran’da partimizin 80 milletvekili ile Meclis’e gelmesi iktidarı paniğe sevk etti. Ardından özellikle Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri, partimizi terörize etme kampanyası başlattı. Sonradan öğrendik ki, bu dönem çöktürme planının da parçasıymış.

‘HDP İLE İLGİLİ UCUBE DOSYALARI BASIN YAYINLAMIYOR’

Biz söz konusu olunca hukuk işlemiyor, anayasa yürürlükten kalkıyor. Yargı irade gösterirse ya ihraç ediliyor ya açığa alınıyor. Milletvekillerimize yönelik uygulamalar hiçbir hukuk kuralıyla bağdaşmıyor.

Normalde soruşturma dosyalarını savcılar hazırlar. Bizimle ilgili davalarda savcılık ifade almadan doğrudan dava açtı. Bizimle ilgili takipsizlik kararı verilen hiçbir dava yok. Birçok ucube uygulamayı görmek mümkün. HDP ile ilgili ucube dosyaları basın yansıtmıyor.

‘ADALET BAKANLIĞI SAVCILARA TALİMAT VERİYOR’

Adalet Bakanlığı savcılara gizli ibareli talimat gönderiyor. Eş Genel Başkanımız Demirtaş ile ilgili, Adalet Bakanlığı adıyla yazılmış 9 Eylül 2015 tarihli resmi belgede, ‘gereğinin takdir ve ifası ile yapılan işlen sonucundan ivedi bilgi verilmesini rica ederim’ deniliyor. Bu, Adalet Bakanlı’ğının savcıya verdiği talimatın resmidir.

‘YARGI: ‘BENİM İRADEM MECLİS’TEN ÜSTÜN’ DİYOR’

Dün Çağlar Demirel’in duruşması vardı. Kendisi hakkında verilen ara kararda mahkeme: "...sanığın meclis çalışmalarından geri kalmadığı..." diyor. Yani şunu söylüyor: "6 aylık tutukluluk yasama faaliyetlerini engellemiyor, benim iradem Meclis iradesinden üstün. Sen halkı temsil edemezsin." Peki yargı Meclis’in üstünde mi? Yargı nasıl milletvekilinin tutukluluk halini yasam dokunulmazlığı kapsamında değerlendirme cüretini buluyor? Hem de ortada Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı varken.

Siirt Milletvekilimiz Besime Konca hakkında tahliye talep edilmiş ve mahkeme oy birliğiyle tahliyesine hükmetmiş. Başka bir mahkeme tutuklama kararı veriyor. Bu, dudak uçuklatan yargı pratiklerinden bir tanesi.

İdris Baluken oy birliği ile tahliye edildi. Sonra aynı mahkeme, aynı delilerle tutuklama kararı verdi. Lütfen 30 saniye empati yapın. Önünüzde 3 sayfa var, okuyup bir karar veriyorsunuz. Bir süre sonra itiraz ediliyor ve tamamen aynı dosyada 180 derece farklı karar vererek tutukluyorsunuz. Müdahale açık değil mi? Etki açık değil mi? O hakimlerin vicdani kanaatlerinden önce yaşamlarını devam ettirme kaygılarını dikkate alırsak, ‘ben mecburum geri alıyorum kararımı diyorlar.

Ben yargıyı suçlamıyorum, yargıyı bu hale getirenleri tartışıyorum. Yargının elinden bağımsızlığı alırsanız ve onu taraf olmaya zorlarsanız, o yargı yargı olmaktan çıkar. İktidarın hukuk komisyonu haline gelir.

‘DEMİRTAŞ 220 GÜNDÜR CEZAEVİNDE’

Demirtaş 202 gündür Edirne Cezaevi'nde. Neden Edirne Cezaevi'ne gönderildi? Başka bir cezaevi yoktu sanki. Mahkemeye ne zaman çıkacak, belli değil.  Demirtaş’ın ara ara mahkemeye çıktığı haberleri basına yansıyor. Peki niye bırakılmıyor? Çünkü çıktığı bu davalar tutuksuz yargılandığı davalar. Tutuksuz olduğu davalar ışık hızıyla görülüyor.

Tutuklanıyorsunuz ama yargılama bir türlü başlatılmıyor. Bu büyük bir garabet. 4 Kasım’da milletvekillerimiz ve eş genel başkanlarımız alındı. Demirtaş hakkındaki dava 3 ay sonra açıldı. 28 Nisan’a ilk duruşma için gün verildi ama bir şey oldu, birileri rahatsız oldu, müdahale oldu. Ne oldu? Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 22 Mart’ta güvenlik gerekçesiyle davanın Ankara’ya taşınması kararı alındı. Bu sırada Hakkari milletvekillerimizin davaları da, güvenlik gerekçesiyle Hakkari’den Diyarbakır’a alındı. Diyarbakır Mahkemesi güvenli değilse Hakkari milletvekilleri neden orada yargılandı? Demirtaş için neden güvenli değil? Bu sorunun yanıtı yok. Aklımızla alay ettirmeyiz, biz ne olduğunun farkındayız.

Sonra normalde Diyarbakır’dan Ankara’ya 1 günde gitmesi gereken dosya Ankara’ya 30 günde gidiyor. Saatte 1 buçuk kilometre hızla. Güvercinle gönderselerdi daha hızlı giderdi. Diyarbakır’dan Ankara’ya bir bebek gitseydi daha hızlı giderdi. Bu dosyayı neyle gönderdiniz?

Söz konusu HDP olunca ‘yerine göre’ ışık hızıyla, ‘yerine göre’ emeklemeyle ilerliyor yargı. Figen Yüksekdağ ve Nursel Aydoğan’da ışık hızıyla, Selahattin Demirtaş örneğinde de emekleyerek ilerledi. 

Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu dosyanın davası ne zaman görülecek? Belli değil. Neden duruşma gününe kadar cezaevinde olacak? Yanıtı anlamak için hukuk değil siyasete bakmak gerek.

‘DEMİRTAŞ’IN YÜZÜNDEN SESİNDEN KORKUYORLAR’

Bugünlerde ‘Demirtaş’a neden duruşma günü verilmiyor’ diye sorsak; siyasi iktidar, "İşimiz çok, bu ara Demirtaş’ın konuşmaması gerek" diyecek. Çünkü Selahattin Demirtaş konuşursa oyunları bozulacak. İktidar, Selahattin Demirtaş daha ne kadar cezaevinde kalmalı diye gün gün saat saat hesap yapıyordur eminiz. Demirtaş’ın yüzünden, sesinden, çağrısından korkuyorlar. Bu nedenle duruşma günü vermiyorlar.