HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Urfa'nın Suruç İlçesi'nde meydana gelen bombalı saldırıyla ilgili olarak açıklama yaptı.

Demirtaş'ın Suruç'taki katliama ilişkin olarak Med Nuçe'ye yaptığı açıklamalar şöyle:

"Katliam sıradan bir saldırının çok ötesinde planlı, koordineli, siyasi gelişmeleri yakından takip eden, siyasi gelişmelere müdahale etmek isteyen komplike bir saldırıdır. Kobanê'ye saldırının bir parçası Suruç'ta hayata geçiriliyor. Rojava Devrimi'nin hemen yıldönümünde yapılıyor. Enternasyonal dayanışma içinde olan devrimci gençlere yapılıyor. Bedeli ne olursa devrime izin verilmeyecek mesajı veriliyor.

Suruç, Kobanê ile dayanışma gösterenlerin merkezi olmuştur. Uzun bir süredir, halkların dayanışma merkezi olmuştur. Suruç, Türkiye direnişinin sembolü olmuştur. Özellikle irade kırılmak isteniyor. Milli dayanışma ruhu kırılmak isteniyor. Bilanço ağır. 30'dan fazla genç yaşamını yitirdi. Çok sayıda yaralı var, Urfa ve çevre illerdeki hastanelerde tedavileri yapılıyor. Vekil arkadaşlarımız, parti yöneticilerimiz orada.

CANLI BOMBA İHTİMALİ

Canlı bomba olma ihtimali üzerinde duruluyor. Patlamanın olduğu yerde bir cesedin paramparça olduğu ve bahçeden yola sıçradığı belirtiliyor. Canlı bombanın bu olacağı ihtimali üzerinde duruluyor Patlamanın büyüklüğü nedeniyle etraftaki binalar da hasar görmüştür.

Ciddi bir istihbarat çalışması yapıldığı görülüyor. Bu saldırıyı elini kolunu sallayarak, ora kadar gelmiş, katliamı gerçekleştirmiştir.

HDP, DBP, HDK ve DTK'dan oluşan dörtlü bir koordinasyon kurduk. Patlamayla ilgili yaraların sarılması için çaba gösterilecektir. Partimizin Merkez Yürütme Kurulu yarın Ankara'da toplanacak.

HALK GÜVENLİK TEDBİRİNİ ALMALIDIR

Her yerde, halkımız kendini korumalıdır, tedbirlerini almalıdır. Eşbaşkanlarımız Suruç'ta olacak, programları basına duyurulmayacak. Güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Her yerde, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, tüm yerlerin giriş çıkışlarında ve tüm etkinliklerde tedbirlerini almalıdır. Yürüyüşlerde tedbirlerini almalıdır. Güvenlik zafiyeti bu tür saldırının önü açtığı unutulmamalıdır. Halk güvenlik tedbir almalıdır.

BİRİNCİ SORUMLUSU GEÇİCİ HÜKÜMETTİR

Saldırıyı IŞİD yapmış olabilir, kim yaparsa yapsın, birinci sorumlusu geçici hükümettir. IŞİD'in örgütlenmesine göz yumulmuştur. IŞİD'in geçiş yaptığı yerlerde güvenlik tedbiri geliştirilmemiştir. Hükümet yanlısı medya, YPG'yi IŞİD'ten daha tehlikeli göstererek, IŞİD'e olan sempatisini göstermiştir. IŞİD çok açık sosyal medyayı kullanmaktadır, bir sivil toplum örgütü gibi faaliyet yürütmektedir. Hükümet bunun siyasi sorumluluğundan kaçamaz. Bize 'Terörle aranıza mesafe koyun' diyenler birinci dereceden sorumludurlar. IŞİD'de sesini çıkarmayanlar sorumludur. Bu tür saldırılar karşısında barış, demokrasi ve adalet ilkemizden vazgeçmeyeceğiz. Gün, dayanışmayı büyütme günüdür. Herkes bulunduğu yerde tepkisini ortaya koymalıdır.

IŞİD barbarlığı bu alçaklığı her yerde yapabilir. Panik yapmadan, korkmadan her yerde tedbir alınıp, mücadeleyi yükseltmeliyiz.

DEVLET İÇİNDEN DESTEK ALMADAN KATLİAM YAPAMAZ

Güvenlik güçleri Suruç'a gelen gençlerin tamamını kayıt altına almıştır. Kamera ile kimlik tespitleriyle kayıt altına alınmıştır. Böylesi ortamda canlı bomba konulması Suruç gibi istihbaratın güçlü olduğu 'kuş uçurtulmadığı' dedikleri yerde, devlet içinden destek almadan, koruma desteği almadan birileri bu kadar kolay katliam yapması mümkün değildir. Konvoyla giremedim Suruç'a. Suruç'a neredeyse sokulmadığımız zamanlar oldu. Biri geldi bomba patlattı diyemezler, bize kimse anlatamaz.

AKP NETLEŞMELİDİR

Dayanışma önemlidir. AKP, IŞİD'de karşı inandırıcı bir tavır ortaya koymalıdır. Yurtiçi ve dışında karşı IŞİD karşı olduğunu ortaya koymalıdır. 'PYD'yi terör örgütü' ilan edenlerden IŞİD'de karşı mücadele etmesi beklenemez. AKP, kendini ispatlamakla yükümlüdür. IŞİD'e karşı mıdır, değil midir? Yanında mıdır, değil midir? Bunlar netleşmelidir."