Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir grup gazetecinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Demirtaş’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

SADAT A.Ş.

“Emniyet birimleri içerisinde jandarma özel hareket içerisinde de IŞİD’in sloganlarını, yazılarını kullanan görevliler olduğu, bütün operasyonlarda ortaya çıktı. Bunlar, AKP tarafından korunuyor.

“Bildiğim kadarıyla emniyet ve ordu içerisinde de bunlardan rahatsızlık var. Bunlar çok ayrı bir birim gibi çalışıyorlar. Kendilerini doğrudan Saray’a bağlı gibi hissediyorlar. Tıpkı geçmişteki kontro-gerilla gibi emniyet ve ordu içerisinde JİTEM vari bir örgütlenme ile ayrı bir hiyerarşiye bağlı olarak çalıştı ise şu anda IŞİD vari bir örgütlenme Türkiye’de var.

“JİTEM’in yerini AKP’nin IŞİD’i aldı. Kendilerine bir dokunulmazlık zırhı da getirildi. Artık ellerini kollarını bağlayan bir kanun da yok, istediği şekilde insanlığa karşı bir suç işleyebilecekler.”

HURŞİT KÜLTER

“Bakanlıklar nezdinde defalarca girişimlerde bulunduk. Hükümet bu konuda sessizliğe büründü. Çünkü akıbetini kendileri biliyor. Fakat açıklayabilecek durumda değiller. Daha önce de bu bölgede binlerce kayıp olayı yaşandı.

“Ancak uzun süre sonra ilk defa bu kadar açık bir şekilde Hurşit Külter şahsında bir kayıp vakası yaşanıyor. Çünkü gözaltına alındığını mesajla bildirdi. Bazı JİTEM hesapları gözaltına alındığını teyit etti. Sonra da inkar etmeye başladılar.”

BELEDİYELERE KAYYUM ATANMASI

“Bunun adı kayyum değil, darbedir. İsmine kayyım demekle kayyum atamış olmuyorsunuz. Kayyımın hukukta tanımı bellidir. Hükümetin hem bazı şirketlere uyguladığı kayyım uygulaması hem de belediyeler için düşündüğü tümüyle gasptır, eşkıyalıktır, darbedir.

“Hükümetin yanıldığı şudur: Gerçekten toplumu belediyelere el koyma suretiyle PKK’yi bitireceğine ve ‘terörle mücadelede’ etkili olacağına inandırmış durumda. PKK ve belediyeler bağlantısı kesinlikle bir yalandır. PKK’nin belediyelerden destek aldığı tümüyle bir iftiradır.

“İkincisi kayyım atanmış hiçbir belediye o belediyeyi yönetemeyecektir. Halk ve personel buna izin vermeyecektir. Tümüyle boşa çıkmış bir belediye olacaktır. Belediye hizmetleri belki de duracaktır. Kayyım atanmış şehirlerde artık belediyecililk faaliyeti uygulanamayacaktır.

'AKP’Lİ KARADENİZLİ İŞ ADAMLARI PKK’YE YARDIM YAPTI'

“Özellikle bölgede ihale almış, baraj, yol ve köprü ihalesi almış AKP’li Karadenizli iş adamları Erdoğan bunları ismen biliyor. Bunlar PKK’ye ciddi yardımlarda bulunduklarını da saklamıyorlar. Erdoğan’a bunu defalara gidip şikâyet babında da ifade etmişlerdir. Biz PKK’ye vergi ödemeden orada çalışamıyoruz. Erdoğan da bunu engellemediğini birkaç defa üstü kapalı toplantılarda söyledi.

“O AKP’li şirketlere kayyum atayacaklar mı? Çünkü onlar bildiğim kadarıyla PKK’ye çok büyük paralar verdiler. Gönüllü mü yoksa mecburi mi verdiler bilemem. Ama belediyeler PKK’ye yardım yaptı yalanına sığınmak yerine mümkünse kayyum atayacaklarsa bu AKP’li büyük şirketlere atasalar daha iyi olur.”

MECLİS İÇ TÜZÜĞÜ

“Mevcut iç tüzük’ün iyi olmadığını biz de düşünüyoruz. Daha demokratik bir iç tüzük yapmak lazım. Ama AKP’nin ve Erdoğan’ın istediği bu değil. Erdoğan muhalefetin yetkilerinin fazla olduğunu düşünüyor. Bir talimat verdiğinde şak diye görevini yerine getirecek bir parlamento istiyor.

“Komisyon bir araya gelecek ve ilk değerlendirmelerini yapacak. Partilerin yaklaşımlarını göreceğiz, eğer muhalefetin sesini kısmaya dönük bir teklifle AKP gelirse oradan uzlaşmayla çıkmak kesinlikle mümkün değil.

“İç tüzüğü değiştirmek için yapacakları her hamle de biz en sert muhalefeti yürütürüz. Demokratik yeni bir iç tüzük yapmak isterlerse hazırız. Erdoğan’ın derdi anayasa değişikliklerini çok hızlı bir şekilde Meclis’ten çıkaracak ve muhalefetin muhalefet ederek engelleme Meclis’i tıkama yetkilerini elinden alacak bir değişiklik beklentisidir.

“Biz kesinlikle yaptırmayacağız. HDP ile tek başımıza kalsak bile buna izin vermeyeceğiz. Muhalefet zaten orada iç tüzükten kaynaklı haklarını kullanarak iktidarın elindeki gücü frenleme ve denetlemeye yarayan bir iç tüzükle ancak çalışabilir.

“Bu ortadan kalkarsa parlamentodan başka partilerin çalışmasına gerek yok sadece AKP çalışabilir. Çünkü hiçbir şeyiyle muhalefet yapma şansı kalmayacaktır. Böyle bir değişikliği de asla desteklemeyeceğiz.

BAHOZ ERDAL

“Bizim elimizde istihbarat kaynakları yok. Devletin istihbarat örgütü var. Devletin resmi ajansı bu haberi ilk geçti. Birincisi PKK’nin üst düzey bir yetkilisinin öldürülmesinin gerçekten de sorunun çözüleceğine dair bir inanç yaratıyor olması çok hazin bir durumdur.

“PKK’de bugüne kadar neredeyse 30 bine yakın insan öldürüldü. Aralarında çok üst düzey PKK’liler de vardı. Fakat gördük ki bu süre zarfında PKK’nin kadro sayısı bin ise on bin oldu.

“Ortada Kürt sorunu var; Bahoz Erdal sorunu yok. Başbakan’ın, istihbaratın ve AA’nın ortaya koyduğu bilginin de kesinlikle güvenilir olmadığını söylebilirim. Bir bakarsınız hükümetin ‘Yüzde yüz teyit ettik’ dediği bilgi yüzde yüz yanlış da çıkabilir.

'CHP ÖZELEŞTİRİ VERMELİ'

“Muhalefetin bu anayasa değişikliğini desteklemiş olmasının ne kadar vahim bir hata olduğu her gün ortaya çıkıyor. CHP’deki milletvekillerinin büyük bir kısmı hayır oyu verdiler ama sonuçta CHP yönetiminin desteğiyle bu çıktı. CHP yönetimi desteklemeseydi; bu teklif Meclis’e sunulmayacaktı bile.

“CHP yönetimini çıkıp bundan sonraki süreçte özeleştiri vermesi lazım. AKP’nin ne mal olduğunu belli de fakat CHP’nin bu tuzağa düşmüş olması kabul edilebilir değil. Başbakan ‘Vekiller gitsin ifade versin’ diye çağrı yapıyor. Biz kendisine çağrı yapalım: Hırsızlıkta suçlanan bakanlarınız önden buyursun. Madem adil yargılama var onları neden yargıdan kaçırdınız?

“Savcı bunu yapabilir. İfade almadan dava açabilir ama mahkeme savunma almadan yargılama yapamaz. Savcı ifadeye çağırır gelmezse dava açıyorum diyebilir. Ama dava açıldıktan sonra mahkeme savunma almadan ilerleyemez. Şu ana kadar hiçbir milletvekillimiz ile ilgili zorla getirme kararı alınmadı.”

BAŞBAKANIN “MİLLETVEKİLLERİ GİTSİN İFADE VERSİN” AÇIKLAMASI

“Biz kendisine hırsızlıkta suçlanan bakanlarınız önden buyursun çağrısı yapıyoruz. Madem adil yargılama var onları neden yargıdan kaçırdınız? Önce onlar yargılansaydı içimiz rahat etseydi, adil yargılamayı görseydik biz de gönül rahatlığıyla giderdik.

“Sen kaçıyorsun. Çocuklarınızı, bakanlarınızı yargıdan kaçırıyorsunuz ki bu yargı emrinizde çalışıyor olmanıza rağmen biz neden korkmayalım. Hiçbir şekilde adil yargılanmayacağımızdan eminiz. Böyle bir yargıya karşı da bir siyasi tutum alırız.

“Ortada bir yargılama faaliyeti yok, siyasi darbe var. Gitmemekte kararlıyız. Savcılıklar zorla götürme kararı alırsa da biz halkımızla birlikte buna karşı çok güçlü bir direniş ortaya koyacağız. Sokak muhalefetini ortaya koyacağız. Bunun şakası yoktur, darbeye karşı elimizdeki bütün imkânlarla direneceğiz. Öyle diğerleri gibi tıpış tıpış hiçbir şey olmamış gibi ifade vermeyeceğiz.”

BAŞBAKAN’IN CHP VE MHP’YE BÖLGEDE SİYASET YAPIN ÇAĞRISI

“CHP ve MHP’nin bölgeye gelmesinde Başbakan’dan çok biz memnuniyet duyarız. Çünkü gerçekten de boylarını ölçüsünü almak istiyoruz. Gelsinler boylarının ölçüsünü alsınlar istiyoruz. Çünkü AKP’nin boyunun ölçüsünü aldık; ama CHP ve MHP de bence şansını denemeli.

“Başbakan; HDP’nin aldığı oylara hiçbir şekilde saygı duymadan CHP ve MHP’yi ‘Gelin işinizi kolaylaştıracağız yeter ki HDP’yi bitirelim’ çağrısı yapıyor. Bu çok terbiyesizce ve saygısızca bir yaklaşımdır.

“Düşük profilli Başbakanı da terbiyeli olmaya, haddini bilmeye davet ediyoruz. Oradaki insanların verdiği oylar gayrimeşru mudur? HDP’ye oy verenler bu ülkenin yurttaşı değil mi? Biz Kürtlerin yaklaşık yüzde 55’inin oyunu aldık. Sadece Şırnak’ta değil İzmir’de de aldık. MHP’nin Hakkâri’den aldığı oydan çok daha fazlasını Osmaniye’den alıyoruz.

“Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu Şırnak’a gidip miting yapmalı. Eminim ki Şırnak halkı onları hasretle ve hararetle bekliyordur. Başbakan da mümkünse yanlarında gitsinler. Şırnak ve Yüksekova halkı da onları hasretle bekliyorlardır, ‘onlar gelse de coşkuyla karşılasak’ diye.

“Buyursunlar gitsinler, ellerinden tutan yok. Ama bu faşist anlayışı kimse bize demokrasi diye yutturmasın. Tek kelimeyle terbiyesizce bir yaklaşımdır.

“İÇERİDEKİ DOSTLARIMIZLA BARIŞMALIYIZ” AÇIKLAMALARI

“Hayır. Şu anda Esad’a ve Putin’e karşı kullandıkları dile bir bakın, bize karşı kullandıkları dile bir bakın. Putin ile neredeyse platonik aşk noktasına geldiler, bize karşı düşman için kullanmadıkları dili kullanıyorlar.

“Barış derken, içeride barıştan söz etmiyorlar. Kendi aile içi barıştan söz ediyorlar. Rantı paylaşamadıkları için birbirine girmiş AKP’lilerin artık kendi içlerinde barış kurmasından bahsediyorlar. Türkiye toplumuyla barışmaktan bahsetmiyorlar.

“Putin’e bu kadar yalvar yakar olmalarının nedeni içeride artık muhalefete karşı güç kaybetmelerindendir. İsrail ile bu kadar aleni bir şekilde rezilce bir anlaşma yapmalarının tek nedeni içeride muhalefet ile baş edemiyor olmalarından dolayıdır. Yoksa içeride barış, Kürtlerle Alevilerle, sol kesimle olacaksa; baş göz üstüne, çok saygın olur. Yapmaları da gerekir ama böyle bir niyetleri yok.

DIŞ POLİTİKA

“Biz görüşülmesin, barışılmasın demiyoruz. İlkeli ve ahlaklı olsunlar. AKP, Suriye savaşının büyümesine yol açtı. Orada El-Nusra ve IŞİD destekledi. Türkiye’nin ve Suriye’nin içini karıştırdı. Şimdi çıkıp ortaya bu kadar tahribat çıkmamış gibi bunları yapmamış gibi davranıyorlar.

“İnsan çıkar onurluca bir özür diler; ‘Biz yıllardır halkımıza büyük bedeller ödettik. Şu amaçlar doğrultusunda şu politikalarımızı değiştiriyoruz.’ Bunlarda utanma yok. İlke ve ahlak diye hiçbir şey yok.

“Göz göre Suriye’de Kürtler kazanmasın diye önce IŞİD ile işbirliği yaptılar. Şimdi de Kürtler kazanmasın diye Esad’la işbirliği yapmaya çalışıyorlar. Kürtler, AKP’nin beslemesi IŞİD’i hallaç pamuğu gibi attılar. ‘Fırat’ın batısı kırmızıçizgimizdir’ dediler, kırmızı çizgi pembe oldu, beyaz oldu çizgi mizgi kalmadı. Yapacak bir şey kalmadı şimdi de Kürtleri durdurmak için Esad’la anlaşmaya çalışıyor.

“Yeter ki Kürtler bir şey kazanmasın. Kürt düşmanlığı 90 yıldır Türkiye’ye kaybettirdi, halen kaybettiriyor. Esad’la Suriye ile Mısır ile bir anda yeniden görüşmelerin başlatılmasının acil nedeni Suriye’de Kürtlerin ilerliyor olmasıdır. Bunu yapmak yerine gelsin Kürtlerle görüşsün, Kürtlerle uzlaşsın kendi yurttaşı olan Kürtlerle barışsın.”

KADRİ YILDIRIM VE ALTAN TAN

“Kadir Yıldırım ve Altan Tan arkadaşlarımız da parti içerisinde sert bir şekilde eleştirildiler. Hepsine HDP çizgisi hatırlatıldı. Yanlış olan HDP değil, yanlış olan onların durduğu yerdi. Zannedersem arkadaşlarımız bu konuda daha dikkatli olacaklardır. Asıl olan HDP’nin sözcülerinin yaptıkları açıklamalardır.