Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, 8 Mart Dünya kadınlar günü kutlamaları programı kapsamında 'Arka Bahçe' adı verilen resim sergisi düzenledi. Sergiye BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Belediye çalışanları ile partililer katıldı.

 

Sergiyi gezen Demirtaş, gazetecilerin askerin yargılanması için Başbakanlıktan izin alınması ile ilgili yasal düzenleme konusundaki sorularını yanıtladı. Demirtaş, milletvekillerinin bile dokunulmazlıklarının sınırlandırması kanaatinde olduklarını, kürsü dokunulmazlığı dışında TBMM'deki milletvekillerinin dokunulmazlığının olmaması gerektiğini söyledi. Demirtaş, şöyle konuştu:

 

"Sadece sözle ifade özgürlüğü kapsamında bir dokunulmazlığı savunuyoruz. MİT yasasında meseleyi biz şöyle tarif etmiştik; 'Orada Başbakanın yetkisini artırmak yerine heyetin yetkisini artıralım' demiştik. Ama başbakanın yetkilileri arttı. Müzakere yapacak heyetin olası yeniden bir müzakere sırasında herhangi bir yetkisi yok. Müzakereyi meclis veya hükümet adına yürütme yetkisi yoktur. Sadece soruşturma açılıp- açılmaması Başbakanın yetkisi artırılmış oldu. Dokunulmazlıkların bürokrasinin başka aşamalarına sirayet ettirilmesi doğru olmaz. Biz desteklemeyiz böyle düzenlemeyi."

 

"HÜKÜMETİN ATACAĞI ADIMLAR BİZİM İÇİN ÖNEMLİ"
BDP lideri Demirtaş, hükümetin atacağı adımların kendileri için oldukça önemli olduğunu, somut olarak ellerinde öyle bir bilgi olmadığını ancak temenni ve çağrılarının olduğunu da vurgulayarak, şöyle devam etti:

 

"Devlet, hükümet adına bir heyetle PKK adına bir heyet kesinlikle geçmişte görüşmüş ve sağlıklı müzakereler yürütülmüş olsaydı bugün toprak altında olan binlerce genç, anasının babasının yanında olacaktı. Bu sorun da çözülmüş olacaktı. PKK ile hükümet, devlet bu işi görüşerek konuşarak, müzakere ederek bir masanın etrafında çözmek zorundadır. 50, 100 yıl da savaşılsa, çatışılsa sorunlar dönüp dolaşıp sonunda konuşularak, diyalogla çözülecektir. Buna inanıyoruz. Son 3 yılda müzakerelerin yapılmış olması, tartışmaların sürmüş olması gösteriyor ki konuşulmayacak bir mesele değil. Müzakereden de ilk etapta sonuç alınmadı diye vazgeçilmemelidir. Bu kritik dönemlerde hükümetin müzakere konusunda atacağı adım bizce çok önemlidir. Bazı hükümet sözcüleri 'Gerekirse tekrar Öcalan'la, KCK ile görüşülür' gibi açıklamalar yaptı, 'Oslo görüşmeleri tekrar yapılabilir' dediler. Şimdi burada ne zaman gerektiği, ne zaman gerekeceği çok önemlidir. Yani gerekmesi için kaç kişinin ölmesi gerekiyor. Şu gün gerekmeyecekse başka ne zaman gerekecek. O nedenle aydınların, yazarların, gazetecilerin diyaloga ilişkin yaptıkları çağrılar çok önemlidir. Bu sesler yükseldikçe, çoğaldıkça onurlu ve kalıcı bir barışı yakalamak daha mümkün diye düşünüyorum."

 

Aralarında tutuklu milletvekillerinin de bulunduğu 400 kişinin halen cezaevlerinde açlık grevinde olduklarını ve bunun hassas bir konu olduğunu söyleyen Demirtaş, son günlerde tartışılan Kürt ulusal marşı 'Ey Rakip' ve Kürt bayrağı ile ilgili bir soruya ise şöyle yanıt verdi:

 

"Kürtler'in kendine özgü ulusal değerleri var. Herkes birbirinin değerlerine saygı duymalıdır. Mahabat Kürt Cumhuriyeti kurulduğu dönemde bir ulusal marş olarak kabul edilmişti ve Kürtler onu bir ulusal değer olarak kabul ediyor. Yine Güney Kürdistan Federal bölgesinin bir bayrağı var. Bu bayrak resmi bayraktır. Bu bayrağın Diyarbakır'da, Avrupa'da ya da İstanbul'da açılmasında aslında hiçbir tartışma olmaması lazım. Türkiye oraya yıllık 8 milyar dolar ihracat yapıyor. 8 milyar dolar ihracat yaparken Kürdistan'la yapıyor. Resmi belgelerin hepsinde Kürdistan olarak geçiyor. Kürdistan'la ticari sözleşme yapıyor. O 8 milyar dolar ticaret yaparken Kürdistan'ı tanıyorsun da, iş siyasete, bayrak ve marşına gelince tanımamak ayıp, kendisiyle çelişmek olur. Bu nedenle herkes birbirinin kültürel, tarihsel değerlerine, ulusal değerlerine saygı duyduğu ölçüde bu topraklarda birlikte yaşamak bence mümkündür diye düşünüyorum."

 

"NEVRUZ'DA MÜZİKTEN ÇOK, SİYASAL MESAJLAR ÖNE ÇIKACAK"
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 21 Mart'ta Diyarbakır'da yapılacak Nevruz kutlamalarına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı davet edip- etmedikleri ile ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi:

 

"İş olsun laf olsun diye kendisini davet etmeyiz. Gerçekten de yeni bir süreç başlatmak istediğine dair mesaj almış olsak memnuniyetle tabii ki davet de ederdik. Ama nevruz kutlama ve etkinlikleri olarak yürüttüğümüz tartışmalarda son planlamayı henüz çıkarmadık. Bu yıl yaklaşık 130 merkezde en geniş katılımlı etkinlikler yapılacak. Halkımız 30 yıldır kesintisiz acı yaşıyor. Halen morglarda cenazeler var. Roboski (Ortasu) katliamı yaşandı. Binlerce insan tutuklandı. Her yerde taziyeler devam ediyor. Dolayısıyla 'Böyle bir atmosferde acaba nevruz kutlamaları şenlik, müzik eşliğinde mi olur? Yoksa daha çok siyasal mesajların ortaya çıktığı güçlü mitingler şeklinde mi olur' diye tartışmalar var. Partimiz bu tartışmayı dikkate alacaktır. Ebetteki mitingler geniş katılımlı siyasal mesajı güçlü, nevruzun direniş ruhuna uygun etkinlikler mutlaka yapılacaktır. Ama geçen yıllardaki formatlardan biraz farklı olabilir. Müzik içerikli kutlamaların biraz daha düşük olduğu siyasal mesajların daha çok öne çıktığı bir nevruz formatı olabilir" diye konuştu.

 

"ARKA BAHÇE"
Demirtaş, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, sanatı terörün arka bahçesi olarak tanımladığını, bundan yola çıkılarak açılan sergiye 'Arka Bahçe' isminin verildiğini anlattı. Demirtaş, "Sanatın terörle şiddetle, şiddetin de sanatla, terörle bir alakası olmaz. Sanat, düşünce, demokratik siyasetin terör olarak tanımlanması düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyuyor. Hayatı boyunca hiçbir şekilde resimle tanışmamış kadınların bu kadar güçlü eserler ortaya çıkarması gösteriyor ki aslında sanat çözüm gücü acısından çok etkili bir araçtır. Bence İçişleri Bakanı son derece mahcup eden bir eser çalışması, sergi olmuş. 'Arka bahçe' dediğimiz budur işte. İçişleri Bakanı bu faaliyetleri terör faaliyetleri olarak tanımlıyor. Ayrıca ben bunu grup toplantısında da söylemiştim. Sıfatı 'Bakan' ama pek de bakan sıfatı yok kendisinde" diye konuştu.