HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Parti Meclisi üyesi Ahmet Karataş'a yapılan saldırıyı devletin yaptığını ve kendilerine, "kafanızı keseriz, koparırız" mesajını verdiğini öne sürerek, "Biz de diyoruz ki kafamızı kesseniz bile gövdemiz size teslim olmayacak" diye konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demitaş, gündemdeki gelişmelere ilişkin mecliste gazetecilerle bir araya gelerek, soruları yanıtladı.

Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) haberine göre Demirtaş, HDP'ye yönelik saldırıların provokasyon söylemleriyle değerlendirilemeyeceğini belirterek, "Bu bir provokasyon değil, planlı partimize yönelik organize bir saldırıdır. Devlet parti binamızda parti yöneticimizin kafasını kesmek istemiştir. Bunun arkasında derin güçler yoktur bizzat devlet vardır. Bununla verilmek istenen mesaj açıktır. HDP'ye kafanızı keseriz demektir. Ahmet beyin (Karataş) kafasını kesmek için saldırgan her şeyi yapmıştır. Öldürdüğünü düşünmüştür, kimliğini gizleme gereği bile duymamıştır. Telefonunu orada bırakmıştır. Cinayet girişimini serinkanlı bir şekilde işlenmiştir. Bize yönelik mesaj budur" dedi.

Demirtaş, bu saldırı karşısında kendilerinin mesajının net olduğunu belirterek, "Birçok kez bizim kafamızı kestiniz ama bedenimiz size asla teslim olmadı" diye konuştu.

Olayın ardından saldırganın gözaltına alındığını hatırlatan Demirtaş, saldırganın dışında başka kişilerin gözaltına alınıp tutuklanacağı yönünde herhangi bir beklentileri olmadığını belirterek, saldırganın da "Öncekiler gibi muhtemelen ulusal kahraman gibi yargılanacak dedi.

Başbakan'ın "HDP'yi hedef göstermiyoruz" sözlerine de cevap veren Demirtaş, "Başbakan, 8 Ekimde herkesi HDP'ye tepki göstermeye çağırıyorum demiştir. Bize karşı siyaseten bir linç başlamıştır, bu yeterli görülmemiş olacak ki, kafa kesme, boyun kesme ile mesaj verilmek istenmiştir. Ahmet Bey tesadüfen orada olduğu için hedef olmuştur hangi partili orada olsaydı başına aynı şey gelecekti" şeklinde konuştu.

Çözüm sürecine ilişkin de, değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, görüşmelerin durduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Heyetimiz bugün Adalet Bakanlığına resmi başvuru yapacak. Adalet Bakanlığı'nın bu başvuruya cevap vermesini ve heyetin bir an önce İmralı'ya gitmesini istiyoruz. Sürecin devam etmesi isteniyorsa, bu başvuruya hızlı bir şekilde cevap verilmeli ve heyetimiz hızlı bir şekilde oraya gitmelidir. Uzun süredir de-facto gidiş gelişler oluyordu bugün resmi başvuru yapacak heyetimiz."

'BAŞBAKAN PİŞKİNCE BİNGÖL OLAYININ ÜSTÜNE YATMAMALI'

Hükümetin Kobanê eylemlerine ilişkin kendilerini suçlaması veya provokasyon imalarında bulunmasına da tepki gösteren Demirtaş, hükümetin Bingöl olayları sonrasındaki açıklamalarını hatırlattı. Demirtaş, Başbakan'ın Bingöl'de emniyet amirlerinin öldürülmesinden sonra 4 kişinin öldürülmesine ilişkin, "Alçaklar anında cezalarını aldılar" sözlerini hatırlatarak, "Biz de yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgilerle her iki olay arasında bağlantı olmadığını söylemiştik. Balistik raporlar bizi doğruladı. Bu infazdan sağ kurtulan kişiler var. Bu kişilerin arasında PKK'liler vardı fakat bunlar o gün o saatte başka bir bölgeye intikal ederken durduruldular, herhangi bir uyarı yapılmadan serinkanlı bir şekilde infaz edilmişlerdir" dedi. Başbakan'a, "Bugün o açıklamanızın arkasında mısınız? Bu infazın arkasında mısınız?" sorularını yönelten Demirtaş, olayın açık bir cinayet olduğunu söyledi. Demirtaş, "İki emniyet amiri katledilmiştir ama akasından 5 kişi infaz edilerek devlet cinayet işlemiştir. Başbakan'ın bu konu hakkında çıkıp açıklama yapması lazım. Bir başbakanın bu kadar pişkince bu olayın üstüne yatmaması lazım" diye konuştu.

GÜNDEMİMİZDE PARTİ KAPATMA YOK

HDP'nin kapatılacağı yönündeki söylemlerin hatırlatılması üzerine de Demirtaş, "Elimizde böyle bir hazırlık olduğuna dönük bir bilgi yok. Arkadaşlarımız MGK'de böyle bir konu ele alınmış mıdır diye sormuşlardır. HDP yeni kurulan büyüyen bir partidir ve güvenle istikrarla ileriye yürümektedir. Bizim gündemimizde öyle bir durum yok, böyle bir şey olacağını da düşünmüyorum" diye konuştu.

HÜDA-PAR TARTIŞMASI

Demirtaş, Diyarbakır'dan Ankara'ya gelirken kendisiyle tartışan eski HÜDA-PAR'lı ile ilgili tartışmalara da değinerek, yaşanan durumu özellikle "yeni provokasyonlara ve olaylara yol açmaması" için kamuoyuyla paylaşmadıklarını belirterek, "Kişinin kimliğini açıklamadık. Bu şahısla karakolda konuştuk, mevzuyu hallettik ve karakolda onları da alarak çıktık. 'Sizi burada bırakmaya gönlüm el vermez' diyerek onları alıp karakoldan çıktım. Ben asla özür dilemedim yanındaki kadına -eşi olabilir- ona 'siz kusura bakmayın bunlara tanık oldunuz' dedim. Bize yönelik tehdit, hakaret içeren bu harekette serinkanlı davrandık" diye konuştu.

Olaydan sonra AKP'li Süleyman Hamzaoğlu'nun açıklama yapmasının üzücü ve düşündürücü olduğunun altını çizen Demirtaş, "Orada bana söylediği şey şudur; Sayın Genel Başkan, siz haklısınız ama siz müdahale etmeyin polisleri çağıralım onlar müdahale etsinler dedi. O gün o saatte bana hak veren bir milletvekili basının karşısında başka açıklamalar yapması bizi üzmüştür, bu olayın içinde var mıdır yok mudur bilinçli olarak mı o uçağa binmiştir soruları bizde oluşmuştur" diye konuştu.

"Burada provokatör kimdir, HDP Genel Başkanına uçakta saldırmak, hakaret etmek bir provokasyon değil midir?" sorularını yönelten Demirtaş, "AKP milletvekillinin bunu büyük bir iştahla kamuoyuna açıklamasıyla neyi hedeflediler. Kirli oyunlar var, o kişilere de karakolda bunu açıkladım. Neden bütün İslam coğrafyasında bu kadar kan akıyor, ona bakın sakin olun sabırlı olun' dedim. Bana hakaret eden kişiyi aldım karakolda çıktık. O kişinin bütün ailesi eşi hariç bizim partimizin üyeleridir. Taşındığım 3 mahallede de bu aile komşumuzdur. 5 gün sonra AKP milletvekilinin açıklaması tahrikiyle bu olay açığa çıkarılıyor. Kimse bu kişiyi hedef göstermesin" diye konuştu.

30 YILLIK HİZBULLAHÇIYIM DEMİŞ

Tartışmanın detaylarına ilişkin de bilgi veren Demirtaş, "Aman 1 Kasım'da bir şey olmasın dedi. Ben de yazılan çizilene bakmayın dedim. Senin yaralı çocuğun varsa benim kardeşimdir dedim. Yanına gittim. Haksızlık etmeye hakaret etmeye kalkma dedim. Ses kayıtlarının olduğunu biliyordum ve özellikle gittim. Ama o bölümleri kesmişler. O saatte AKP'i vekil neden oradaydı, neden o açıklamayı yaptı? Karakolda da korumalarımı çıkardım, polisleri çıkardım. Bu şahısla baş başa görüştüm. Karakolda da kayıt yaptılar. Gitmiş özür dilemiş diyorlar, öyle bir şey yok. Ben gittim kendisini oradan çıkardım. Yanlarında küçük çocuk vardı. Ben kişinin doğrusu karakola getirmelerine üzüldüm. Ben 30 yıllık Hizbullahçıyım dedi, buna rağmen 'ben kıyamam sizi burada bırakamam dedim' ve aldım çıktım. Birileri uğraşmak istiyor. AKP milletvekili masum değil" şeklinde konuştu. Olayı büyütmek istemediğini hatta, grubu bu konuda kimseyi bilgilendirmediğini belirten Demirtaş, "Grubumuzun bile bilgisi yoktu. İki arkadaşımızın haberi vardı aman aman duyulmasın diye uğraştık. Ailenin hedef haline getirilmesi ve bu şekilde provokasyon zemini hazırlanmak isteniyor olabilir" diye konuştu.

AKP'NİN CEO'SU ERDOĞAN'DIR

Çözüm sürecine ilişkin de önemli değerlendirmeler yapan HDP Lideri Demirtaş, Sırrı Sürreya Önder'in dün yaptığı açıklamaya atıfta bulunarak, "Heyetimizle Hükümet arasında beli periyotlarla görüşmeler olurdu. 20 gündür, belki de daha fazla, hükümetle hiçbir temas gerçekleştirilmedi, heyetimizin görüşme ısrarına rağmen" dedi. Bölgedeki gelişmelerin ve Kobanê'nin süreci etkilediğini belirten Demirtaş, hükümetin şartlarına da tepki göstererek "HDP parti gibi davranırsa çıkıp Kobanê eylemi için özür dilerse bakarız diyor. Ne dediğinin farkında değil. HDP AKP'den daha fazla partidir, şirket gibi bakıyorlar rüşvet, yolsuzluk yerine vicdan ile baksalar süreci daha ileri taşırlar" şeklinde konuştu. AKP'ye yönelik, "Başlarında bir CEO var, Recep Tayyip Edoğan, şirket yönetir gibi parti yönetiyorlar" eleştirilerinde bulunan Demirtaş şöyle devam etti:

'6-7 EKİM DİRENİŞİ HAKLIDIR, SÜRECİ İPTEN ALMIŞTIR'

"6-7 Ekim direnişi meşru ve haklı bir direniştir. Süreci bitirmemiştir, aksine süreç bitmek üzereyken hem süreci hem de Kobanêyi kurtarmak için yapılmış en önemli ve en doğru hamledir. Kobanê düşmemişse halkın sahiplenmesinin sayesindedir. Kobanê düşseydi, zaten Sayın Öcalan ve PKK süreci bitirecekti. Halkın fedakarlığı sayesinde çok daha büyük felaketler önlenmiştir. Ortada bir provokasyon varsa bu süreci koruyamayanların provokasyonlarıdır. Bey efendinin 5 bin koruması var (Erdoğanın) O dönemde neden HÜDA-PAR binaları korunmadı. Antep'te eli palalı sivil kişiler güvenlik güçlerinin önünde yürüyüp 5 partilimizi katletmiştir. Dargeçit'te cenazeyi taşıyan kabalığa saldırıldı 3 kişi katledildi. Bunlar HDP'ye yığılmak isteniyor, bana yıkılmak isteniyor ama kimse kusura bakmasın eli kanlı devletin hesap soracağı en son kişi benim ve parti olarak HDP'dir. Bu tam anlamıyla çarpıtmadır. İçinde çok hesap vardır, seçimlerde bu hesaplardan biridir."

Demirtaş, KCK'nin sürecin bittiği yönünde değerlendirmeler yaptığı şeklinde bir soruyu da yanıtlayan Demirtaş, "Biz süreci bitirme sevdalısı değiliz. Biz süreç yürüsün diye başvuruyoruz. Sayın Öcalan süreç bitti demediği sürece ya da hükümet bu süreç bitmiştir demediği müddetçe Öcalan ve Erdoğan irade beyanlarını sürdürdüğü ürece süreç devam eder" dedi. Demirtaş, KCK'nin süreç bitti açıklamasını yapmasını sanmadığını belirterek, "Öcalan süreç devam ediyor dediği müddetçe KCK gereklerini yerine getirir" şeklinde konuştu. (Evrensel)