KA.DER'in düzenlediği toplantıda kadın örgütleri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Demirtaş, eş cumhurbaşkanlığı sisteminin fiili olarak uygulanabileceğini söyleyerek, "Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri de kadın olmalı. Kadın örgütlerinin eş cumhurbaşkanı olarak seçeceği bir temsilci ile çalışmaya hazırım" dedi.

Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, İstanbul'da KA.DER'in düzenlediği bir toplantıda kadın örgütlerinin temsilcileri ile bir araya geldi.

Dedeman Oteli'nde yapılan toplantı, CHP/MHP ittifakının adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun geçtiğimiz hafta yaptığı toplantının aksine basına açık gerçekleşti.

Toplantının moderatörlüğünü gazeteci Şirin Payzın yaptı.

TALEP VE BEKLENTİLER

Toplantının açılışını yapan KA.DER Başkanı Gönül Karahanoğlu, seçilecek cumhurbaşkanından talep ve beklentilerini açıkladı.

Cumhurbaşkanının fanatizm, yobazlık, ırkçılık, militarizm, nefret söylemi, toplumsal yozlaşma, şiddet ve savaşa karşı "rol model" sıfatını üstlenmesi gerektiğine dikkat çeken Karahanoğlu, beklentileri şöyle sıraladı:

"- Tüm görevlendirmelerde eşit temsiliyet ve pozitif ayrımcılık ilkesine uygun davranmalı.

- Kanun hükmünde kararname çıkmasını yetkisini kullanmamalı.

- Önceliğini 'yurtta barış, dünyada barış' olarak belirlemeli.

- Kadın-Erkek Eşitliği Bakanlığı'nın kurulması için çalışmalı.

- Devlet Denetleme Kurulu'nu atarken eşitlik ilkesini dikkate almalı.

- Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin sonlandırılması için çalışmalı.

- Uluslararası ve ulusal ziyaret programlarına kadın kuruluşlarını dahil etmeli.

- Kadının siyasette karar sahibi olabilmesi için çalışma yapmalı.

- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Son Günü, 5 Aralık Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı Günü gibi ulusal ve uluslararası günlerde TBMM'yi özel gündemle toplantıya çağırmalı."

'KADIN ADAY ÇIKARTILMADIĞI İÇİN ÖZELEŞTİRİ VERMELİYİZ'

Karahanoğlu'nun ardından Demirtaş ile söyleşi başladı. Söyleşi sırasında kadınlar sık sık Demirtaş'ı alkışladı. Demirtaş, Şirin Payzın'ın "KA.DER'e ne mesaj vermek istersiniz?" sorusuna "Dezavantajlı grupların taleplerinin görünür kılınması için bu kampanyayı bir fırsat olarak değerlendirdik. Kendi adaylık propagandamdan çok daha önemli olan kadın sorununun görünür olmasıdır" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı seçim sürecinin en büyük eksikliğinin kadın adayı olmaması olduğunu bir kez daha hatırlatan Demirtaş, "Kadın aday çıkartılmadığı için hepimiz özeleştiri vermeliyiz. Önümüzdeki seçimde kesinlikle bir kadın aday çıkartılmalı" diye konuştu.

"Yeni bir yaşamı inşa etme projemizin fikri kadın mücadelesidir, bizi de değiştiren kadın mücadelesidir" diyen Demirtaş, şöyle konuştu: "Siyasi geleneğimizde, kadının özgürlük mücadelesi, kendi eşit kimliği ile var olma mücadelesi çok önemli bir noktaya geldi. Dünyada da bir ilk yaşanıyor. Hem parlamentoda, hem de seçilmiş yerel kademelerde, hem de il ve ilçe yönetimlerde kadın temsiliyeti dünya ortalamasının üzerinde. Belediyelerde eşbaşkanlık sistemi bizim partimizde uygulanıyor. YSK bu çalışmaya izin vermiş olsaydı, eş cumhurbaşkanı ardayı olarak bu seçime katılmayı arzuladık. Ancak sistem buna izin vermedi. Partilerimizde eş başkanlık mücadelesi kadın arkadaşlarımızın mücadelesi ile artık yasallaştırıldı."

'KA.DER'İN MANİFESTOSUNA İMZA ATIYORUM'

KA.DER'in seçim manifestosunun altına imza attığını söyleyen Demirtaş, "Kadının Cumhur Meclisleri"ni anlattı: "Cumhurbaşkanı tek kişilik bir makam olarak görev yapıyor. Halktan tanıştığı, fikir almak  zorunda olduğu hiçbir kurum yok. Sadece resmi danışmanları var. MGK'ya başkanlık yapıyor. MGK zaten darbe ürünüdür. Kaldırılmalı. MGK cumhurbaşkanının fikir alacağı bir kurum değil. Halkın başkanlığını yapacak kişinin karar alırken, halkla bağını kurabileceği mekanizmalara ihtiyaç var. Bu mekanizmaları yaratacağız."

Kadın örgütlerinin seçtiği bir kadın meclisi ile çalışmaya da hazır olduğunu söyleyen Demirtaş, "Kadınlarla ilgili her konuda öneriler sunabilir, yasalar konusunda destek sunar, eleştiride bulunur. MGK ile toplantı yapmaktan çok daha kıymetli bir toplantı olacaktır" dedi.

Demirtaş, eş başkanlık sisteminin de fiili olarak uygulanabileceğini söyledi. "Genel sekreter kadın olabilir mi?" sorusuna, "Olabilir tabi ki. Oradaki çalışanların yarısı kadın olmalı. Genel sekreter kadın olmalı. Kadın örgütlerinin seçeceği bir temsilci ile eş cumhurbaşkanı ile çalışmaya hazırım" şeklinde yanıt verdi.

'YENİ BİR YAŞAM TEKLİFİ SUNUYORUZ'

Bir soru üzerine yeni yaşam belgesinin tüm halklara sunulduğunu belirten Demirtaş, "Elbette Kürt'üm, ezilen bir kimliği içerisinden geliyorum. Bunu bir avantaj olarak görüyorum. Ezilmişliği kitaptan öğrenmedim, mücadeleyi de kitaptan öğrenmedim. Ezilmişliği, kadınlar, Ermeniler, Müslümanlar, Aleviler iyi bilir. Bütün bu kimliklerin yeni bir yaşam hukuku ile bir arada olması gerektiğini düşünüyoruz. Ezilenler adına yeni bir yaşam teklifi sunduk. Ezilenden, halktan yana yeni bir yaşam inşa etme teklifini sunduk. Öncelikleri halklar arasındaki gerilim alanlarını doldurmalıyız" diye konuştu.

Demirtaş, "Kürt seçmen ne yapacak?" sorusuna "Yeni yaşam teklifini sadece Kürt halkına sunmadık. Halkımız zaten bunun mücadelesini veriyor. Bu projeyi ilk defa birlikte sunuyoruz. Kürtler, hem dinine hem diline saygı duyarak, yeni yaşam çağrısının içinde olacak. Bu yeni yaşam çağrısı dini öteleyen bir çağrı değil. Ortadoğu'da dini dıştalayan bir yaklaşım gerçekdışı olur. Hangi inançtan olursa olursa ona yeni yaşam teklifini sunuyorsak, bu muhafazakar için de geçerli. Kürtler ve Türklerin muhafazakar kesimleri de bu mesajı alacaktır. Onun da bir Müslüman olarak toplumda korkmadan yaşayabileceği, yeni yaşam teklifi bizdedir. AKP'de değil. Yeni yaşam teklifimizi bütün toplumsal kesimlere soruyoruz" dedi.

"Evdeki eşitlik nasıl?" sorusuna, "Zamanımın çok büyük bir kısmı dışarıda geçiyor. Kızım 7 yaşına geldiğinde, 4 yılı evin dışında olmuştu. Evin bütün yükü, eşimin üzerinde. Her şeyi ile o ilgilendi. Onun açısından kolay değil. Bu konuda benim eşitlik talep etme hakkım yok. Kendimi hep onlara borçlu istiyorum" diye konuştu.



'4+4+4 EĞİTİM YASASINI VETO EDERDİM'

Demirtaş, 4-4-4 Eğitim Yasası ile ilgili olarak, "Ben cumhurbaşkanı olsaydım, bu yasayı kesinlikle veto ederdim" ifadelerini kullandı. 

"Kadına yönelik şiddetin durdurulması için somut öneriniz var mı"? sorusuna şu yanıtı verdi: "Tek başıma bu sorunları çözemem elbette. Ancak o makamı kullanarak mücadele ederim. Kadına yönelik şiddetle mücadelede uzun süreli bir mücadele. Devletin çıkardığı yasaları uygulayacak polisin, hakimin zihniyeti de değişmeli. Şikayet dilekçesi verdiğiniz savcı, polis de eğitimden geçmeli. Cumhurbaşkanı sorunun yaşandığı yerde olmalı. Kadının öldürüldüğü yerde olmalı. Aşirete, erkeğe bunu yapamazsınız demeli. Kadına sahip çıkmalı. Ben bunları yapacağım."

'KEMALİZM SORGULANMALI'

"Mustafa Kemal Atatürk, Türklük hakkında ne düşünüyorsunuz" sorusuna şu yanıtı verdi: "Türklük, cumhuriyetin kuruluşunda ulus devletin inşasından bir üst kimlik olarak tanımlansaydı, Türkiye'de yaşayan herkes kendine 'Türk'üm' diyebilirdi. Ama bugün kendime 'Türk'üm' dediğimde, kendi kimliğimi inkar etmiş olurum. Türk değilim ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bu ülke ortak vatansa, bu ülkeyi ben de yönetebilirim. Türk yönetiyorsa, ben de yönetebilirim. Bir Kürt yönetmek isteyince neden sorun çıkıyor? Kemal Atatürk, bu ülkenin kurucu önderidir. Ama yaptığı hatalar yok mudur.  Atatürkçülük adına sonradan yapılanlar tartışılmalı. Teklik kimliğe dayalı ulus dayatması da Kemalizm açısından sorgulanmalıdır. İlericilik adına kendini sorgulamayan bir düşünce kendini nasıl ilerici tanımlayabilir. Ben solcuyum, eleştireye açığım. Savunduğum her düşünce mutlak doğrudur demiyorum. Eleştiriye açığım. Ama önce şunu kabul edeceksin ondan sonra cumhurbaşkanı olacaksın, denilirse, bu kabul edilebilir değildir. Hem sorgulayıcı hem de eleştireye açık olmak gerekiyor. İslamiyetin de sorgulanması gerekiyor."

"Türkiye'nin cumhurbaşkanı olacak mısınız?" sorusuna, "Birlikte yaşama iradesinin bir teyidi olarak bu kararı aldım. Cumhurbaşkanlığı bölme açısından elverişli bir makam değil açıkçası" dedi.  Demirtaş'ın "Bu ülke Kenan Evren'e cumhurbaşkanı diyebildi, bana neden diyemez?" sözü kadın yoğun alkış aldı.

'KADIN BEDENİ HAKKINDA TEK SÖZ KADININDIR'

Kürtaj ile ilgili bir soru üzerine Demirtaş, "Kadın bedeni üzerinde hiçbir otoritenin tasarruf hakkı yoktur. Devletin bunu tartışması bile abestir. Kadın bedeni ile ilgili her şey, kadını ilgilendirir. Ne kocanın, ne babanın, ne de Tayyip Erdoğan'ın bu konuda hakkı vardır" dedi.

LGBTİ'lerle ilgili soru üzerine Demirtaş, "İnsan hakları 'amasız ancaksız' hayata geçirildiği oranda insan haklarıdır. Kişilerin cinsel kimlikleri, cinsel yönelimleri insan haklarında kriter değildir. LGBTİ'ler de dahil olmak üzere herkes toplum içerisinde insanca yaşamalıdır, yeni yaşam belgemizin ilkesi de budur. 'Ama' dediğniz zaman insan hakkı ortada kalmaz. Bütün ayrımcılığı uğrayan kimliklerde dik durmak gerekiyor" dedi.

"Bunun siyasi bir risk olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Evet risktir. Biz bugüne kadar hangi siyasi projemizde risk almadık ki. Ötekileştirilmiş kimlikleri karşımıza alırsak, biz de iktidara yürüyebilirdik. Kardın özgürlüğünü savunurken, Kürtlerin, Ermenilerin haklarını savunurken de siyasi risk almış oluyorum. Ancak risk almadan toplumsal dönüşüm yaşanamaz ki."

"İkinci turda ne yapacaksınız?" sorusuna Demirtaş, "İkinci tura kalamazsam, partimiz kararını verecek. Partim, kesinlikle herhangi bir adayı destekleme kararını almayacak. Buna karşı nasıl bir alternatif sunacağımızı partim tartışacak. Onu da seçimden sonra kararlaştıracağız" dedi.

Demirtaş son olarak, "Oy kullanmak bir sorumluluk. Herkes sandığa gitmeli" dedi.

Yurtdışındaki sandık güvenliği konusunda bir endişeniz var mı? sorusuna, "Oylar kullanıldığı yerde sayılmayacak. Ankara'ya getirilecek. O yolculukta müşahitler bulunmayacak. Zaten çalma konusunda sabıkası olan bir yönetim. Bu konuda kaygılıyız ki tabi ki. Bizim de temsilcilerimiz o taşıma sırasında olmalı" diye konuştu. (ANF)