BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, süresiz açlık grevine giren tutuklu BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak ile görüştü. Demirtaş, "Seçilmiş bir milletvekili, cezaevinde eğer bedenini ölüme yatırıyorsa demek ki zulüm hat safhaya ulaşmıştır. Sonuçları da çok ağır olabilecek bir eylemdir" dedi. Açlık grevine giren tutuklulara görüş yasağı verildiğini duyuran Demirtaş, "İşkence içinde işkence, zulüm içinde zulüm var" dedi.

 

BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, Diyarbakır E tipi Cezaevi'nde bulunan ve süresiz açlık grevine giren tutuklu BDP Şırnak Milletvekili Selam Irmak ile görüştü. Adalet Bakanlığı'ndan aldıkları özel izinle Irmak'ı ve açlık grevine giren diğer BDP'li kadınları ziyarete gelen Demirtaş ile Kışanak, cezaevine girişinde basın mensuplarına açıklamada bulundu. Açıklamayı yapan Demirtaş, "Hem dışarıda hem de içeride çok ağır, hukuksuz, vicdansız, ahlaksızca sürdürülen bir baskı, bir zulüm politikası var" diyerek konuşmasına başlayarak, "Dışarıda biz halkımızla birlikte bütün bu zulüm politikasına karşı direniyoruz, direnmeye de devam ediyoruz. Tutuklu olan arkadaşlarımız da siyasi tutuklular da içerden kendi bedenlerini ölüme yatırarak süresiz dönüşümsüz açlık grevi başlatarak bu zulme karşı tepkilerini ortaya koyuyorlar" şeklinde konuştu.

 

Tutuklu vekiller Selam Irmak ile Faysal Sarıyıldız dahil siyasi tutukluların süresiz açlık grevine girdiklerini hatırlatan Demirtaş, "Seçilmiş bir milletvekili, cezaevinde eğer bedenini ölüme yatırıyorsa demek ki zulüm hat safhaya ulaşmıştır. Buna karşı direniş de elbette dik duruş da en üst düzeye çıkmak zorundadır. Arkadaşlarımızın tutumu budur. Cezaevindeki dramı, cezaevinde yaşanan zulmü, işkenceleri dışarıya anlatmak, dışarıda sesini duyurmak gibi bir kaygıdan da bunu yapmıyorlar. Sadece halkın özgürlüğü halkın üzerindeki baskıları protesto etmek için, bir halk temsilcisi, bir halk seçilmişi olarak kendi imkanları ölçüsünde bedenini ölüme yatırıyor ki bu gerçekten çok ağır bir eylemdir. Sonuçları da çok ağır olabilecek bir eylemdir" dedi. Demirtaş, "Bu faşizan girişimi durdurmanın başka yolu yoktur" dedi.

 

Açıklamanın ardından Demirtaş ile Kışanak cezaevine girerek, Irmak ile yaklaşık 2 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. BDP'li eş başkanların görüşü sürerken, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk da E Tipi Cezaevi'ne gelerek açlık grevine giren kadın tutukluları ziyarete geldi.

 

'İKİ MİLLETVEKİLİ BEDENİNİ ÖLÜME YATIRMIŞTIR’

Demirtaş ile Kışanak, Irmak ile yaptıkları görüşmenin ardından cezaevi çıkışında açlık grevine giren tutukluların durumuna ilişkin açıklama yaptı. Irmak ile diğer siyasi kadın tutukluların başlattığı açlık grevine dikkat çeken Demirtaş, "Hükümetin baskı, tecrit, savaş ve katliam politikalarını protesto etmek amacıyla süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamış durumdalar. Milletvekilimiz Sayın Faysal Sarıyıldız da başlamış. Türkiye kamuoyu böylesi bir durumla ne kadar alakalıdır, ne kadar yansıtıyor ve hükümet konunun ne kadar ciddiyetinin farkındadır bilmiyoruz ama Türkiye'de iki milletvekili bedenini ölüme yatırmıştır" şeklinde konuştu. "Bu hafif, basit ve geçiştirilecek bir durum değildir" diyen Demirtaş, "Bunun nedeni, siyasetçilere demokratik siyaset kanalları kapatılmış durumda. Siyaset yapmalarına izin verilmiyor. 'KCK operasyonları' adı altında insanlar zulüm ve baskıyla karşı karşıya kalıyor ve insanlar zindanlara dolduruluyorlar. Vekil seçiliyorlar yine serbest alamıyor ve siyaset yapamıyorlar" dedi.

 

İki tutuklu BDP'li vekilin süresiz açlık grevine girmelerinin bir çığlık olduğunu ifade eden Demirtaş, "Bu arkadaşlarımızın bedenlerini ölüme yatırmaları bir çığlıktır. Bu çığlığın kamuoyuna Kürt ve Türk analarına ulaştırmak istiyorlar. Sorunlarımızı siyasetle çözmek istiyoruz diyorlar bu mesajın doğru algılanması lazım. Bazı milletvekilleri, bazı ihalelerden 'ne kadar kazanabilirim' diye rant peşindeyken bazı vekiller de barış, özgürlük ve demokrasi için bedenlerini zindanda açlığa yatırıyorlar. Bunun iyi anlaşılması ve hükümetin de bu mesajı net anlaması lazım. Milletvekilleri ve siyasetçiler artık cezaevinde olmamalıdırlar. Nasıl ki MİT mensuplarını cezaevine göndermeyi kabul etmiyorsan sorgulamalarını kabul etmiyorsan bu halkın seçilmiş temsilcilerinin cezaevinde olması da hükümeti artık rahatsız etmelidir" şeklinde konuştu.

 

AÇLIK GREVİNE GİREN TUTUKLULARA GÖRÜŞ YASAĞI

Açlık grevine giren kadınlara görüş yasağı cezası verildiğini duyuran Demirtaş, "Selma hanım ve başka bir arkadaşla görüştük. İkisi de açlık grevindeler. Aslında 10 kişiyle görüşmek için geldik. Ama burada öğrendik ki açlık grevine girdikleri için cezaevi yönetimi arkadaşlarımıza görüş yasağı cezası vermiş. Zaten cezaevindeler, siyaset yapma hakları ellerinden alınmış, içeride bu hakları ellerinden alınmış diye mesaj veriyorlar. Bunu yaptıkları için görüş cezası, mektup cezası alıyorlar" dedi. Cezaevinin kapasitesinin üstüne çıktığını ifade eden Demirtaş, "Sayın Irmak dahil kaldıkları koğuş 12 kişiliktir ama şu anda 36 kişi kalıyor. Kapasitenin tam üç katı. Diyarbakır E Tipi kapasitesinin iki katını aşmış durumda. Bazı kadın koğuşlarında kapasite 3 katı aşmış durumda. Tutuklular yerlerde yatıyorlar. Nefes bile alamadıklarını söylüyorlar. İşkence içinde işkence, zulüm içinde zulüm var. Çözüm serbest bırakılmalarıdır. Başka bir çözüm yoktur. Türkiye kamuoyunun bu çığlığı duymasını bekliyoruz. Adalet Bakanı cezaevindeki facianın farkına varmalı ve müdahale etmelidir" şeklinde konuştu.

 

Açlık grevine girenlerin durumunun iyi olduğunu belirten Demirtaş, "Açlık grevinin 3. günündeler ama giderek artık zorlanacaklardır. Bizce bu açlık grevinin de çok tehlikeli boyutlara gelmeden hükümet ve adalet bakanlığı tarafından dikkate alınması gerekir. Bu konudaki girişimlerimizi meclise aktaracağız" şeklinde konuştu. (ANF)