BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile ailesinin görüştüğünü açıklaması ve bugün bazı gazetelerde Mehmet Öcalan'ın ağzından verilen haberlere yönelik sosyal medya üzerinden açıklamada bulundu.

 

Demirtaş, "Bazı yayın organlarında yer alan; benim yanıma Mehmet Öcalan'ı da alarak Adalet Bakanlığı yetkilileri ile görüştüğüm bilgisi doğru değildir.

 

Öcalan'ın avukatları ve ailesi görüşme yaptık şeklinde net bir açıklama yapmadıkları müddetçe hükümetin açıklamalarına temkinli yaklaşacağız" dedi.

 

BALUKEN: AKP TAKTİK MANEVRA PEŞİNDE

Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendiren BDP Grup başkanvekili de İdris Baluken, AKP’nin yaşadığı sıkışma nedeniyle taktik manevra peşinde olduğuna dikkat çekti. “Süreci muğlâklaştırıp bir beklenti yaratma arayışı içindeler. Kürt halkı Başbakan ne diyecek beklentisi içinde değil, Kürt halkı somut adım bekliyor” dedi.

 

Bir televizyon programında ‘İmralı ile yeniden görüşmeler olabilir’ diyen Erdoğan dünkü katıldığı bir programda bu kez “Terör örgütü ile mücadele ama siyasi uzantıları ile müzakere dedim. Artık siyasi uzantılarla müzakere etme noktasında değilim” diyerek BDP ile görüşmeyeceğini açıkladı.

 

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI ÇELİŞKİLERLE DOLU

Erdoğan’ın açıklamalarını ANF’ye değerlendiren İdris Baluken, açıklamaların çelişkilerle dolu olduğunu söyledi. “Tam olarak hangi planı devreye soktuğunu anlayamadığımız bir takım cümleler söz konusu. Özellikle Oslo ve İmralı'daki müzakere süreçlerine gönderme yapan ve bunları gerekirse yeniden yapacağını belirten açıklamalar olumlu. Ancak özellikle dün Başbakan'ın katıldığı bir televizyon kanalında BDP'ye yönelik sarf ettiği sözleri anlamak mümkün değil” diye konuştu.

 

Gerçekten çözüm sürecini önceleyen bir yaklaşımın BDP’yi dıştalamayacağına dikkat çeken Baluken, AKP Hükümeti’nin “süreci muğlaklaştırıp beklenti yaratma” amacında olduğunu dile getirdi:

 

SÜRECİ MUĞLAKLAŞTIRMAK İSTİYORLAR

“BDP için hala Meclis dışına atma, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırma, onlarla aynı parlamento çatısı altında bulunmama gibi tehditler var. Bir taraftan sorun çözmek istediğinizi beyan edip diğer taraftan böylesi açıklamalar yaparsanız bütün inandırıcılığınızı yitirirsiniz. Buradan şunu anlıyoruz: Hükümet ya da Başbakan bu konuda net olarak kararını vermiş değil. Her zaman yaptıkları gibi açıklamalarla süreci muğlaklaştırıp halkta bir beklenti yaratma, kitlelerde bir beklenti yaratma ve bu beklenti üzerine de taktik manevralar geliştirme gibi bir arayış içine girmişler.”

 

Baluken, Hükümetin ülke içinde ve dışında izlediği politikalar nedeniyle çok ciddi bir sıkışma yaşadığını da ifade ederek, “içeride yürütmüş olduğu Kürt sorununu savaş ve tasfiye konseptleriyle yaklaşma tamamen iflas etmiş durumda. Kamuoyunda yoğunca tartışılıyor AKP'nin yaşadığı Kürt politikasının iflası. Son dönemde duyarlı sol çevreler dışında artık muhafazakâr ve AKP'ye destek veren çevrelerde de bu konuda çok aykırı sesler yükselmeye başlamıştı. Diğer taraftan Ortadoğu'da ve Suriye'deki gelişmeler yine hükümetin tahmin etmediği, beklemediği, öngörmediği şekilde gelişti. Dolayısıyla buradan AKP'nin nefes almaya, kamuoyuna yönelik, üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik bir takım manevralara ihtiyacı vardı” şeklinde konuştu.

 

MUHATAPLAR DOĞRU TANIMLANMALI

Sorunun doğru analiz edilmesi, çözümün muhataplarının doğru belirlenmesini isteyen Baluken, Başbakan’ın muhatapları da doğru tanımlamadığını, buna göre bir müzakare yaklaşımını ortaya koymadığını ifade etti.

 

BDP ve PKK’nin muhataplıktaki konumlarını şöyle tanımladı:

“Biz başından beri bu muhatapların özellikle silahlı güçlerin silah bırakması ya da sınır dışına çekilmesi ya da toplumsal, siyasal, sosyal yaşama dâhil edilmesi konusunda muhatabın PKK ve Sayın Öcalan olduğunu söylüyoruz. Diğer taraftan sorunun çözümü için gerekli olan demokratikleşme ve anayasa ile ilgili çalışmalarda da muhatabın BDP olduğunu söylüyoruz.

 

Burada Başbakan'ın açıklamalarına baktığımız zaman yine sorunun eksik bir şekilde tanımlandığı muhataplarının doğru bir şekilde masaya konmadığı ve yaklaşımın da ona göre diyalog ve müzakerenin önünü açacak bir yaklaşım olmadığını görüyoruz.”

 

“KÜRT HALKI LAF DEĞİL SOMUT ADIM İSTİYOR”

İdris Baluken Kürt halkının artık söylemlere bakarak hareket etmeyeceğini belirterek somut adım atılması çağrısında bulundu:

“Hemen birkaç cümleye bakarak, son bir haftada yapılan açıklamaların tamamen anlamsız olduğunu belirtmek istemiyorum. Ama bu konuda yapılan çelişkili açıklamalar, dikkatle takip ediliyor. Artık Kürt halkı, Kürt hareketi şunu beklemiyor; Başbakan'ın ağzından, hükümet, kabine üyelerinin ağzından hangi cümleler çıkacak. Buna göre kendimizi nasıl konumlandıralım şeklinde bir beklenti yok bizde. Kürt halkı, Kürt tarafı bu işte somut adım bekliyor. Artık konuşmanın laf üretmenin sorunu tespit etmenin ötesinde bir an önce somut adımlarla ilgili bazı şeylerin yapılması gerekiyor. Bununla ilgili de aynı sorunun farklı konulardaki muhataplarıyla bir an önce bir takım çalışmalara başlanması gerekiyor.”