HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “İnatla, ısrarla sizi tahrik etmeye, sizi provoke etmeye çalışacaklar. Siz asla bunlara aldırmayın. Bunlar HDP’yi, Halkların Demokratik Partisi’ni her yerde düşman etmeye çalışıyorlar. Ama biz aynı dille konuşamayız” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Kırşehir mitinginde konuştu.

İMC'de yer alan habere göre Demirtaş’ın konuşmasından satır başları şöyle:

HDP’YE SALDIRILAR

“Bunu hazmedemeyenler kendi iktidarları elden gidecek diye, kendi saltanatları, kendi kurdukları hilafet elden gidecek diye, sarayları sarsılacak diye partimizi baraj altında bırakmak için her türlü provakasyonu, iftirayı, yalan kampanyasını sürdürüyorlar.

“Benim sizden ricam Kırşehir’de HDP çalışması yürüten, HDP’ye gönül veren, HDP’ye oy veren, vermeyi düşünen kardeşlerimden özellikle ricamdır. Bizim için asla düşman parti diye bir kavram yoktur. Hangi partiye oy verirse versin bizim kardeşimizdir, böyle yaklaşacağız. İnatla, ısrarla sizi tahrik etmeye, sizi provoke etmeye çalışacaklar. Siz asla bunlara aldırmayın. Bunlar HDP’yi, Halkların Demokratik Partisi’ni her yerde düşman etmeye çalışıyorlar. Ama biz aynı dille konuşamayız.

“Aynı dille, onların diliyle maalesef, hele hele Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın diliyle konuşulsa hepimiz öyle konuşsak, Allah korusun burası Suriye’ye döner. Türkiye’yi, Suriye’ye çevirir bunlar. Biz bunların bu çirkin, bu iftiracı, bu provokatif tuzağına düşmeyeceğiz. Sabırla, sükunetle bir seçim kampanyası yürüteceğiz. İnancımızla, imanımızla, inanarak öz gücümüzle kazanacağız.

“Ülkenin diktatörlüğe değil özgürlüğe, tek adamlık sistemine değil demokrasiye ihtiyacı var. Elinizdeki mühür çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğini belirleyecek mühürdür. ‘Ne değişir’ demeyin, bir oyla çok şey değişir. 5 yıl boyunca seçimden seçime sizi hatırlayanlara bir ders vermek için o mührü doğru kullanın. Mühür kimdeyse Süleyman odur.

‘NEŞET ERTAŞ VE HACI BEKTAŞ’IN MEMLEKETİ’


“Ahilik kültürünün merkezinde, yani Neşet Ertaş’ın yani Hacı Bektaş’ın memleketinde herkes yaşamak ister. Elbette ki her Kırşehirli burada kendi köyünde hatıraları arasında yaşamak ister. Biz bunu biliyoruz ama açlığa, yoksulluğa, gurbete mecbur kalınmışsa bu Kırşehirlinin kaderi değil bilinçli bir politikadır.
“İstiyorlar ki burada tarım yapamaz hale gelin. Köyünüzü terk edin. Büyük şehirlerde fabrikalarda işsizlik kuyruğunda bekleyin. Çünkü dışarıda bir işsizlik ordusu varsa içeride çalışan işçileri az ücretler, köle gibi çalıştırmak kolay olur.

“8 Haziran’da bizler, hep birlikte büyük bir bayram havasıyla, tıpkı bu günkü gibi büyük bir coşkuyla karşı karşıya kalacağız. Türkiye yoksul bir ülke değil ancak gelir dağılımı Türkiye’de adaletsiz bir şekilde dağıtıldığı için üzerinden milyonlarca yoksulun yaşadığı bir ülke haline getirildi.

“Maalesef bu zenginliğin üzerinde bir yoksullar ordusu yarattılar. Sizlerden alın teriyle çalışanlardan az vergi alacağız. Şimdi tam tersi yapılıyor. Çok kazanalar yani bankalarda, borsada, odalar dolusu parası olanlar en az vergi verenlerdir. Sizler gibi alın teri ile üretenler çalışanlar ise verginin yüzde 70’ni ödüyorlar. Öncelikle vergi dağılımında bir adalet sağlamamız lazım.

‘TAŞERON İŞÇİLİK KALDIRILMALI’

“Taşeron işçiliğin tümden kaldırılması lazım. HDP halkın desteği ile iktidar olursa taşeron işçi diye bir şey kalmayacak. Herkes kadrolu olacak. Herkes iş güvenceli bir şeklide çalışacak. Patron bunun maliyetini karşılayacak. Patronun kazanacağı para sizin canınızdan kıymetli değildir. İnsanı merkeze koyan bir siyaseti bir hükümeti inşa etmemiz lazım.”