HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, bugün Meclis’te görüşülmeye başlanacak olan İç Güvenlik Paketi’yle ilgili konuştu. Demirtaş, "Gücümüz yettiğince, nefesimiz yettiğince yasanın çıkmaması için elimizdeki bütün gücü kullanacağız" dedi.

Özgecan Aslan cinayeti ve erkek şiddeti üzerine de konuşan Demirtaş, Kadın komisyonuna ve Ayşenur İslam'a yüklendi.

'İsminiz kadın bakanlığı ama iki tane erkeğin ağzına bakıyorsunuz diyen Demirtaş, çoğunluğunu AKP'li kadın vekillerin oluşturduğu Kadın Komisyonu için de "Komisyon çoğunluğu AKP 'li kadınlardan oluşturulduğu için erkekler gelip orada saçmalamaya başladılar. AKP'deki kadın vekiller de maalesef buna sessiz kaldılar. Kadınlar bir araya gelecek. El ele verecek. Bu erkek zihniyetine karşı hep birlikte mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Demirtaş'ın konuşmasından önce HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan Özgecan Aslan'la ilgili bir konuşma yaptı ve tüm kadınlar için 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.

İşte Demirtaş'ın açıklamalarının satır başları:

Açılışta da arkadaşların da değindiği gibi 78'li arkadaşlar da aramızda. Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkencelerde hayatını kaybedenler, ve hesapların sorulması için belli bir aşamaya gelindi. 1500'e yakın insanın sistematik bir şekilde işkenceye tabi tutulduğunu ispatladılar. Darbeyle hesaplaşıyoruz denilirken savcılık zaman aşımı nedeniyle takipsizlik kararı verdi. Bu konudaki hukuk ilkeleri açıktır. Ulusal yasalar, uluslararası insan hakları belgeleriyle çeliştiğinde uluslararası sözleşmeler esas alınır. İnsanlığa yönelik suçlar zaman aşımına uğrayamaz. Diyarbakır Cezaevi gerçeğiyle yüzleşilmeden, Türkiye 'de demokrasi için tünelin ucu göründü denmesin. Hele hele bugünlerde çok güzel şeyler olacak denilerek gereksiz iyimserliği pompalayanlar şu gerçeğe iyi baksın. Diyarbakır'la ilgili gerçekle yüzleşilmeden iyimserlik pompalamanın anlamı yoktur. Batman'da işsizlik yüzde 23. Batman'daki işçilerin desteklenmesi gerekiyor. TİPİK işçilerini de selamlıyorum hepiniz hoş geldiniz.

ERKEK CİNSİYETİNE SAHİP OLMAKTAN UTANDIĞIMIZ ANLARI YAŞIYORUZ

Konuşması zor bir konu. Özgecan cinayetinde dillerin lal olduğu, hepimizin insanlığımızdan, erkek cinsiyetine sahip olmaktan utandığımız anları yaşıyoruz. Cinayetin işleniş şekliyle ilgili konuşmaya hiç niyetimiz yok. 20 yaşında genç bir kadının katledilmesi bir kez daha insanlığımızla ya da kaybettiğimiz insanlıkla yüzleşme fırsatı doğurdu. Belki de Özgecan'ın biz erkeklere bıraktığı en büyük miras, bu erkeklik anlayışıyla yüzleşme fırsatı olacaktır.

Bu zihniyeti ne inançla, ne mezheple ne de tek bir dine yükleyemezsiniz. Bu anlayış kendisini bu şekilde erkek olarak tanımlayan yaratıkların yaşadığı bir sorunudur. Erkeklik anlayışının nasıl şekillendiği, her şeyin kendi etrafında döndüğünü düşünen geride kalan bütün canlıları kendisi için yaratılmış varlıklar olarak gören bu erkek anlayışı yeni ortaya çıkmış değildir. Hükümet bunu yaptı deyip işin kolayına kaçmayacağız. Hükümetin nerde durduğu ortada. Eğer bu vesile ile 20 yaşındaki bir gencin bir çocuğun vahşice katledilmesiyle yüzleşeceksek cesur olacağız. Erkek olmanın en büyük cesareti tam da burada ortaya çıkar. Geriye kalanların tamamı dünyanın en korkak yaratıklarıdır. Bu bir kadın sorunu değildir, bunun adı erkek sorunudur.

YÜZLEŞME OLMADIKÇA BUNU YAŞAYACAĞIZ

Bir hafta sonra biz erkek sorununu unutacağız. Yüzleşme olmadıkça bunu yaşayacağız. Özellikle erkek arkadaşlarımız kadına reva görülen bu şiddet ve egemenlik kültürü erkeklere bir konfor sağlamıyor. Bütün erkekleri de ezen sömüren erkekleri de devlet ve toplumsal yaşam içinde jhiçleştiren egemenlik anlayışı da aynı kökten besleniyor. Kadına tecavüz ederek erkekliğini ispat ettiğini zannedenler aslında kendilerine tecavüz ediyor demektir.

Mesele bir minibüs şoförünün cinnet getirmesi, sapıklığı meselesi değildir. Biz zihniyetle hesaplaşmadıkça bindiğiniz her minibüs tehlikelidir, bindiğiniz uçak tehlikelidir. Bu güvensiz bir toplum içinde yaşamaya mecbur bırakılıyoruz.

ERKEKLER KADIN KOMİSYONUNDA SAÇMALAMAYA BAŞLADI



Dünden beri muazzam tedbirler alınıyormuş. Minibüslere panik butonu koyacaklarmış. Kimse bunun zihniyetini düşünmüyor. Parlamentoda özellikle kadın vekillerin çabasıyla kadına yönelik şiddetin araştırılması komisyonu kuruldu. Bir müddet sonra komisyon çoğunluğu AKP 'li kadınlardan oluşturulduğu için erkekler gelip orada saçmalamaya başladılar. AKP'deki kadın vekiller de maalesef buna sessiz kaldılar. Kadınlar bir araya gelecek. El ele verecek. Bu erkek zihniyetine karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. Biz de yanlarında mücadele edeceğiz. Başka türlü mücadele edemeyiz. Biri kendine harem kurmayı hak edecek. Boşanma davası açtı diye 50 bıçak darbesi alacak, kadın bir şey yapmıştır deyip hafifletici unsurlar yapacak. Hafif cezalarla cezaevine girip çıkıp dışarıda dolaşacaklar. Kadını öldürmek bu kadar basitse ben de yaparım diyor. Bu sistem bize ana sınıfından itibaren bunu bize veriyor.

Baba işten geliyor, anne evde ütü yapıyor. Basit bir fotoğraf ama kadın çalışamaz çalışan erkektir diye eğitimi veriyorsunuz. Sonra kadın çalışmaya başladıktan sonra çalışamaz öldürürüm diyor. Bunun üzerinden her birimizi köleleştiriyorlar. Bu erkek sorununu çözecek olanlar da sadece kadınlar değildir. Hem sizi öldüreceğiz, hem ceza almayacağız hem de bu soruyu çözmeyi kadınlara bırakacağız. Bütün erkeklerin bununla cesurcac yüzleşmesi gerekiyor.

KADINDAN SORUMLU DEVLET BAKANI ORTADA YOK


Eğitimde de parlamentoda da alınması gereken tedbirler var. Bir haftadır Türkiye bu sorunu konuşuyor ama kadından sorumlu Devlet Bakanı (Ayşenur İslam) ortada yok. Temsil ettiği bakanlık bu cinayetleri önleyemeyen bir bakanlıktır. İsminiz kadın bakanlığı ama iki tane erkeğin ağzına bakıyorsunuz. Böyle kadın bakanlığı olur mu? Bu konuda cesaretiniz varsa bu topluma barış gelir. Kadınlar Allah'ın bir lutfu için yaratılmış gibi bir anlayışla yaklaşırsanız orada eşitlik falan çıkmaz. Bu konuda da yalan söylüyorlar. Dinde de böyle bir şey yok. Bizler parti olarak uzun süredir bu konunu farkındayız ki, kadın arkadaşlarımızın mücadelesini veriyoruz. Eş Başkanlık sistemini uygulamadaki ısrarımızın amacı budur. Geleceği değiştirebilmenin adımını şimdiden atmalıyız. HDP'li kadınlar bunun bedelini ödeyerek bu özgürlük yürüyüşünde önemli adımlar atımıştır. Eğer Özgeccan'ın mirasına sahip çıkmak için böyle adımlar atılmalı. Yoksa minibüse panik butonu koyarak biz bu işi hallettik demesin. Biz bununla yüzleşmedikçe kadınlar bu aynayı yüzümüze tutmaya devam ediyorlar iyi ki de tutuyorlar.

GELİN SADECE MOLOTOF VE BONZAİYİ GEÇİRELİM


Tam da bu meselenin içine yerleştirilecek bir düzenleme var. 130 maddelik bir düzenleme. Toplumun güvenliği değil, Başbakanlığın güvenliği AKP'nin selameti için hazırlanan bir paket. Günlerdir Başbakan yalan konuşuyor. Daha önceki de yalan konuşuyordu ama ustaydı. Öbürü bu işi beceriyordu. Bu yüzünü kaçırıyor. Ya bilmiyorsa yüzünü öyle yapma. Günlerdir molotof ve bonzai serbest olsun diye yalan söylüyor. Gelin sadece ve bonzai ve molotof için iki maddeyi geçirelim. Siz fazla bonzai çekmişsiniz.

SIK ULAN SIK DİYEN POLİS VUR ULAN VUR DİYECEK

Bir gösteride yüzünüzü kapattınız, ulusal kıyafet giydiniz. Bundan dolayı sizi alıp tutuklayabilir ve ağır ceza verebilirler. Ya da tanınmayacak şekilde yüzünüz kapalıdır. Atkıyla kapattınız diyelim. Polis sizi öldürebilir. O Antep'teki Sık Ulan Sık diyen polis var ya artık Vur Ulan Vur diyecek.

Biz sonuna kadar direneceğiz. Son nefesimize kadar direneceğiz. Muhalefet de direnecek. Bakın Cumhurbaşkanına Hırsız dedikleri için tutuklandılar. Dava açılsa anlaşılır. Hakaret varsa gereken yapılır. Orada bir hakaret de görmüyoruz. ÖDP'nin parti meclis üyesi Cumhurbaşkanını eleştirdi diye tutuklu. Ben de bu suça katılıyorum deyip sivil itaatsizlik hakkımı kullanıyorum diyen 3 kişi tutuklandı. Yasa çıktıktan sonra hiç birimizin güvenliği kalmayacak. Zannetmeyin ki AKP'ye oy verdiniz diye sizi kelepçelemeyecekler. Bu yasaya karşı çıkmazlarsa bu yasa tüm toplumu vuracak. Dün yurt dışına giderken yalan söyleyen Başbakan Serap Eser'den bahsediyor. Be hey yalancı, senin iç işleri bakanın İdris Naim Şahin itiraf etti. Bizim 2 yıl önce söylediğimizi açık açık itiraf ediyor. Bu Başbakan çıkmış ne diyor. Siz yaktınız. Sorumluları gizleyen sizsiniz.

KATLİAMLA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ

Halkın AKP'ye göstereceği tepkiden korkuyorlar. Halk isyan noktasında. İsyanı nasıl durdurmak istiyorlar, polise vur yetkisi verecekler. Yeni işe aldıkları kişiler bizzat AKP teşkilatından gelen kişiler. Düşün sen bir AKP'liye yetki veriyorsun. Muhalefet partisini git durdur diyorsun. Bu polise bu yetkiyi vermek katliamlara davetiye çıkarmaktır. Her an çocukların infazıyla karşı karşıya kalmak demektir. Kürsüdeki konuşma hakkımızdan değişiklik önergelerinden usul tartışmalarına kadar. 132 madde midir 132 hafta konuşulacak. Eğer buna cesaretleri varsa bu yasayı seçimlere kadar çıkaramayacaklar. Parlamento sadece bunu konuşup Nisan'da da kapanacak zaten. Aksi taktirde biz geri dönüşü mümkün olmayan bir katliamla karşı karşıya kalacağız. Gezi direnişi sırasında yardım eden doktorlara da baskı yapılıyor. Ankara Tabip Odası, Gezi olayları sırasında çocuklara yardım etti diye Yönetim Kurulu Başkanını görevden alma için dava açıldı. Muhtemelen karar çıkacak. Vicdanlı hakimler yok değil onu bilmiyoruz. Ettiği yemine bağlı kaldı diye, kimliğine bakmadan yardım etti diye tabip odasını görevden alacaksanız siz yargıç falan değilsinizdir. Umarım mahkeme hukuka uygun bir karar alır. Doktorların çalışma hayatıyla karşılaştığı sorunlar küçümsenemez ama hastaların hastanede karşılaştıkları sorunlar daha büyük. Hasta birinin hastanede karşılaştığı durum bir trajediye dönmüş durumda.