BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin TBMM grup toplantısının ardından, gazetecilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına ilişkin sorusu üzerine, şunları söyledi: ”Arada ince bir ip varsa o bizim bıraktığımız bir iptir. AKP’nin bıraktığı açık kapı değil. Biz samimi olarak demokratik, siyasal, barışçıl çözümden yana olduğumuz için hiçbir zaman diyalog kapılarını kapatmadık. Ancak biz ortada samimiyet çağrısı yapan Başbakan’ın samimiyetini göremiyoruz. Bu kadar tutuklama, baskı, hakaret, partimize yönelik bu kadar haksız ithamlar, müzakere yapmak istediğiniz bir partiye gönderilecek mesajlar olamaz. Başbakan’ın müzakere çözüm niyetiyle ilgili biz ortada şaibeli bir durum olduğunu görüyoruz. Elbette ki Başbakan’ın kastettiği aradaki ince ip, AKP’nin açtığı kapıdan değil, BDP’nin ilkeli diyalog tutumundan kaynaklıdır.” 

 

“ADINI KIŞLAYA DA VERSELER ROBOSKİ KAPANMAZ”

Partisinin grup toplantısında konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Roboski katliamına ilişkin açıklamaları ile BDP'yi doğruladığını söyledi. Demirtaş, "Başbakan Erdoğan, 'Ben de izledim o kişilerin kim olduğu anlaşılmıyor' diyor. Yani o kişilerin kim olduğunu bilmeden vur emri verdiniz. Uludere'deki kışlaya Recep Tayyip Erdoğan Kışlası adını verseler de bu dosya kapanmayacak. Biz onurumuz ile sana karşı direneceğiz bu katliam sayfasını kapatmayacağız" dedi.

 

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Grup toplantısına yarın greve gideceklerini açıklayan KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve beraberindeki heyet de katıldı. Demirtaş, dün gece toplu sözleşmelere ilişkin anlaşmazlık tutanağının imzalandığını ve KESK'in greve gitme kararı aldığını hatırlattı.

 

Cumartesi Anneleri'nin her hafta kayıpları aramak üzere oturma eylemi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Demirtaş, "Türkiye'nin çok önemli sorunlarından birisi de kayıplar meselesidir. Bizler sadece özel günler veya haftalar tartışma konusu olduğunda hatırlıyoruz. Ama evladının başında bir dua okuyacak mezarı olmayan anne ve babalar açısından bir travmadır. Yıllardır oturma eylemi yapılıyor. Bunların 10 yılı AKP döneminde yapıldı. Ama bugüne kadar Başbakan kendileri ile bir defa görüşmüş ve onlara hakaret etmiştir. Ne savcıların etkili bir soruşturması var, ne de Parlamento'da girişimde bulunmamıza rağmen Hakikatleri Araştırılması Komisyonu'na dair hükümetin desteği var. Kayıp meselesi Türkiye'nin sınıfta kaldığı utançtır" dedi. Demirtaş, kayıp meselesinin siyaset üstü insani bir durum olduğunu söyledi.

 

‘BAŞBAKAN GÖZ GÖRE GÖRE YALAN SÖYLÜYOR’

Her grup toplantısında sorumluları açığa çıkana kadar Roboski meselesini konuşmaktan bıkmayacaklarını söyleyen Demirtaş, "Bugün 146. gün. Nihayet Başbakan ilk defa konuştu. Bugüne kadar yapılan konuşmalar olayı savsaklamaktı. Dün bir kez daha ayakları yerden kesilince konuştu" dedi. Başbakan Erdoğan'ın Roboski'ye ilişkin açıklamasının önemli olduğunu söyleyen Demirtaş, aradan geçen 146 gün sonra BDP'nin tezlerinin Başbakan Erdoğan tarafından doğrulandığını söyledi. Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın sözlerini okuyarak, "Biz AKP bu işin üstünü örtmeye çalışıyor diyorduk. Başbakan bunu itiraf ediyor. Bugüne kadar Başbakan'ın ve AKP yöneticilerinin ağzından özür kelimesi çıkmamasına rağmen göz göre göre yalan söylüyor. Demek ki AKP bu işin üstünü örtmeye çalışıyor tezimiz doğruymuş" diye konuştu.

 

‘AKP’Yİ AKLAMAYA ÇALIŞANLARA SORUYORUM: NE OLDU?

Demirtaş, "Başbakan Erdoğan, 'Ben de izledim o kişilerin kim olduğu anlaşılmıyor' diyor. Yani o kişilerin kim olduğunu bilmeden vur emri verdiniz. AKP'nin bu katliamı sahiplendiğini belirtiyorduk. AKP'li yazarlar 'bu AKP'ye karşı bir tuzaktır' diyorlardı. Günlerce bunu köşelerinde ve televizyonda işlediler. Başbakan ne dedi 'Uludere'de bize kurulmuş bir tuzak yoktur' dedi. Kraldan daha çok kralcı geçinenler ne oldu. AKP'yi aklamaya çalışanlara soruyorum: Ne oldu? 'İstihbarat bizim, uçak bizim, biz vurduk' diyor daha ne desin. Hatta o kadar öfkeleniyor ki göğsünü gere gere bizim istihbaratımızdır diyorlar. AKP'yi kurtarmaya çalışan aydınlar, yazarlar, gazeteciler elinizi vicdanınıza koyun. Bakın genel başkanınız ne diyor. Siz onu halen aklamaya çalışıyorsunuz" şeklinde konuştu.

 

‘BAŞBAKAN DOSYAYI GÖRMÜŞ ONA GÖRE KARAR VERİYOR’

Kendilerinin AKP'nin vur emrini verenleri koruduğunu daha önce söylediklerini hatırlatan Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın ise buna karşılık "Bu iş Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak" dediğini belirterek, "Başbakan dün ne diyor yetki bizde idi biz yetkiyi verdik onlar da samimiyetle görevlerini yaptılar. Şimdi derin devlet, derin akıl nedir daha iyi anlaşılıyor. Başbakan sürekli konu yargıdadır diyordu. Şimdi ne diyor bu bir hatadır diyor. Yani hukuki bir tespit yapıyor. Ortada hata olduğuna dair bir karar var mı? Başbakan demek ki gizlilik kararı olan dosyayı görmüş ona göre karar veriyor" ifadesinde bulundu.

 

Demirtaş, mahkemenin vermesi gereken kararı Başbakan Erdoğan'ın verdiğini ve dosyayı kapattığını söyleyerek, "Başbakana rağmen bu hata değil kasıt diyebilecek özel yetkili yürekli bir mahkeme var mı bu ülkede. Başbakan kendini yargı yerine koydu. Tazminatı verdik bu işi fazla suiistimal etmeyin kapatın gitti diyor Başbakan. Katliama karşı haysiyeti olanlar en azından soruyor bu katliamı kapatmaya gücü yetecek mi? Yetmeyecek mi bu hükümetin. Herkes bunu soruyor" ifadesini kullandı.

 

AKP’Lİ KÜRTLERE SESLENDİ

Demirtaş, geçmişte aynı yöntemin kullanıldığını ve katliamların kapatıldığını belirterek, AKP'ye oy verenlere seslendi. Demirtaş, "Bunun için mi oy verdiniz? Partiniz hükümete geldiğinde 34 yurttaşı katletsin sonra üstünü kapatsın diye mi oy verdiniz? AKP'deki Kürtlere soruyorum. Dün genel başkanınızın yaptığı açıklamadan sonra o partide daha ne kadar kalmayı, bu katliama daha ne kadar ortak olmayı düşünüyorsunuz? Bir tarafta 34 cenaze var bir tarafta da rant var. Gözlerimiz üstünüzde. Biz BDP'ye gelin demiyoruz. Biz onurun rant ve talandan üstün olduğuna dair bir tavır ortaya koyun diyoruz" dedi. Demirtaş, silahlı prodatör alınması için ABD ve Pakistan'da pazarlık yapıldığını söyleyerek, "Ne yapacaklar bunu ekin mi biçecekler. Kan alacaklar bununla. Kan pazarlığı budur. Bunu görün. Bu çağrım AKP'de vicdanı olan herkesedir" diye konuştu.

 

‘ERDOĞAN ADINI KIŞLAYA SERSELER DE BU DOSYA KAPANMAZ’

Roboski dosyasının kapanmayacağını söyleyen Demirtaş, "Uludere'deki kışlaya Recep Tayyip Erdoğan Kışlası adını verseler de bu dosya kapanmayacak. Biz onurumuz ile sana karşı direneceğiz bu katliam sayfasını kapatmayacağız" ifadesinde bulundu. Başbakan Erdoğan'ın uçağa bindiği zaman Türkiye'nin en önemli gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunu bunun gündem dışı çarpıtma olduğunu söyledi. Demirtaş, günlerdir "BDP eşcinsel evlilik istiyor ondan anayasa görüşmeleri tıkandı" diye yaygara koparıldığını söyleyerek, "Ortada eşcinsel evlilik tartışması yok. Biz insan olan hiç kimse ayrımcılığa tabi tutulamaz diyoruz. Bu uluslararası bir metindir. İstanbul Sözleşmesi ortadadır. Bunu AKP istedi. Bizim önerdiğimiz madde birebir burada yazılıdır. Ama biz önerince konuyu çarpıtarak 'anayasa tartışmaları tıkandı' diyorlar. İnsanlar etnik kimliği, dini, inancı ile ayrımcılığa tabi tutulmasın diyoruz. Bunu yazamayız diyorlar. Ama daha önce bunları çıkarmışsın" diyerek bunların yer aldığı metinleri gösterdi.

 

‘ÖZGÜRLÜKÇÜ ANAYASA İSTEYEN TEK PARTİ BDP’DİR’

'Demirtaş, AKP'nin anayasa tartışmalarında yürüttüğü tarzın "ilkesiz" olduğunu söyleyerek, "Kendi ilkesini çiğneyen bir parti ile biz anadilde eğitimi, özerkliği, hukuk devletini nasıl konuşacağız. O masa sivil anayasa masasıdır. O masada özgürlükçü anayasa isteyen tek parti BDP'dir. İlkesiz bir tartışma yapıyorlarsa biz onları masadan kalkmış sayacağız. Bu nedenle Erdoğan'ın 'Anayasa istiyoruz' sözü samimiyetsizdir. Yol temizliğini defalarca söyledik. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kalkmadan neyi tartışacağız dedik. Hiçbirisi dikkate alınmadı" dedi. Türkiye'de insanların bir pankarttan 10 yıla yakın cezalar aldığını söyleyen Demirtaş, sadece BDP'liler değil, AKP'ye muhalif herkese bunu yapıyorlar dedi.

 

‘POLİS FEZLEKE HAZIRLIYOR, SAVCI SONRA ONU UYGULUYOR’

AKP hükümeti döneminde çıkarılan yasalardan dolayı sanıkların ilk 24 saat avukatları ile görüşemediklerini söyleyen Demirtaş, "Bu sürede tehdit ve şantaj yapılıyor sonra avukatlar çağrılıyor. Polis fezleke hazırlıyor savcı sonra onu uyguluyor. Savcının yaptığı bir iş yok. Polis hazırlıyor savcı dava açıyor. Polis kim hükümetin emrindeki memur. Nereye bağlı malum bakana bağlı. O bakandan adalet çıkar mı? Böyle işliyor işte mahkemeler. Türkiye'de bu işler böyle yürütülüyor" diye kaydetti.

 

‘KİMSE ADALET VATANDAŞI KORUYOR DEMESİN’

Demirtaş, BDP'ye ilişkin hakaret eden yayınlara ve derneklere ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını ancak hepsine ilişkin savcıların "Kovuşturmaya yer yok" kararı verdiklerini hatırlatarak, "Bütün internet sitelerinde partimize küfür ediliyor. Bir tanesiyle ilgili soruşturma açmadılar. Arkadaşlar suç duyurusunda bulundu bir şey çıkmadı. Bu kadar hukuka uygun davranan savcılar Cihan Kırmızıgül'e ne yaptılar tek puşiden 33 yıl verdiler. Sadece kendi işini yaptığı için 100'den fazla tutuklu gazeteci yargılanıyor Türkiye'de. Hiç kimse adaletin vatandaşı koruduğunu söylemesin. Türkiye'de karakola düşmek zulmün kucağına düşmektir" dedi. Balıkesir'de tutuklanan öğrencilere savcının sorduğu soruyu okuyan Demirtaş, "Savcı öğrenciye 'Bol mayonezli yiyelim demişsin' diye soruyor. Bunun ardından Roboski Katliamı anmasına niye katıldın diye soruyor. Ben savcıya soruyorum. Sen bu katillerin niye ortaya çıkarılmadığını açıkla. Yüreğin yetiyorsa ona hesap sor. Bu yargının içine düştüğü rezaletin daniskasıdır" ifadesini kullandı.

 

KESK GREVİNE DESTEK

Demirtaş, Türkiye'de yaşanan baskı ortamında demokratik ve sivil bir anayasanın çıkamayacağını söyledi. KESK'in yarın greve gideceğini hatırlatan Demirtaş, emekçilerin haklı nedenlerle greve gittiklerini söyledi. Demirtaş, referandum çalışmaları sırasında Başbakan Erdoğan'ın her yerde toplu sözleşme hakkından dem vurduğunu söyleyerek, "O anayasa değişikliğinin pratikte ezilenler açısından hiçbir olumlu değişikliğe yol açmadı. Dönemin hükümet sözcüsü zaten Memur Sen ile uzlaşmayı söylemişti. Ortada toplu sözleşme masası yok. Seyirlik tiyatro masası var. Bir de buna alet olmayan onurlu emekçiler var. Yarın grevdeler biz de onların yanında olacağız" diye konuştu. Hükümetin, memur zamlarına ilişkin önerdiği teklifi eleştiren Demirtaş, "Dünyanın en hızlı büyüyen ülkesiyiz diyordunuz. O kadar çok ürüne zam yaptınız. Ama emekçilere teklif ettiğiniz zam ise komedidir. Hani yüzde 8,5 büyümüştük. Yüzde 1 fazla zam versek kriz yaşarız diyorsunuz. Demek ki ortada aldatmaca var" ifadesini kullandı.

 

ERDOĞANIN MAL BEYANI

Demirtaş, hükümetin ABD ile yaptığı 3 adet kobra tipi helikopterin maliyetinin yaklaşık 1 milyar TL olduğunu ancak 4,5 milyon kamu çalışanının 3 helikopter etmediğini söyleyerek, "Hükümet 'ben memura verirsem kriz doğar' deyip toplu sözleşme görüşmelerinin üstünü örtmeye çalışıyor" diye vurguladı. Erdoğan'ın 1994 yılında belediye başkanı olduğunda bulunduğu mal beyanı ile bugün bulunduğu mal beyanı arasında 730 kat fark olduğunu söyleyerek, "3 trilyona yakın nakit parası var. İmam Hatip yerine ticaret lisesinde okumuş gibi görünüyor. Sen hangi ara bu kadar mal edindin. Hedef 2023 diyor. Bu hesaplara göre Başbakanın 2023 hedefine göre 449 kat daha artacak. Bu ortada iken memura yüzde 1 bile fazla veremeyiz diyorlar" dedi. Demirtaş, konuşmasının devamında ise emekçilerin taleplerini sıralayarak, taleplerin özgürlükçü talepler olduğunu söyledi. (ANF)