HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Şimdi Saray’daki zatın ince hesapları var. Ülkede tekrar diktatörlüğünü kurmak için HDP’yi engel olarak görüyor. HDP’yi ortadan kaldırmadan muradına eremeyecek. Ülkede yeni bir diktatörlük kuramayacak. Bunun için bir tek biz kaldık. Muhalefetteki partiler Saray’ın önünde diz çöktüler” dedi.

“Bunlar İslamiyet’i kendi pislikleri, çirkinlerini örtmek için perde olarak kulandılar. Bakın küçük çocuklara kendi kurdukları vakıflarda ne yapıyorlar. Vicdanlı ve ahlaklı bir insan o çocukları mı yoksa vakfımı korur?” diyen Demirtaş, “Bunların ahlakları Ensar Vakfı’nda tam olarak ortaya çıktı” diye devam etti.

Hakların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Siirt İl Örgütü, 1. Olağanüstü Kongresi’nde konuştu.

Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“YÜREĞİMİZDE ZERRE KADAR KORKU YOK”

“Bizi demokratik siyaset alanından yok etmek için ellerinden gelini yapıyorlar. Bizim gibi bir partinin Türkiye’de demokrasinin gelişmesi için ne kadar önemli olduğunu inkar ediyorlar.

Bütün halkımız şundan emin olsunlar, dokunulmazlığın kaldırılması konusunda yüreğimizde zerre kadar korku yok. Çünkü onlar kaybedecekler. Biz kaybetmeyeceğiz. Şimdi, HDP’lilerin dokunulmazlığı kalkarsa HDP’de birileri gibi Saray’ın etrafını sarıp diz çökerek ‘Bizi affedin’ diyeceğimizi zannediyorlar.

Kusura bakmasınlar, siz bizi kendiniz gibi Saray soytarısı mı zannettiniz? Biz bugüne kadar yeryüzünde hangi güce diz çöktük ki size de diz çekeceğiz? Bizim endişemiz insanlığımıza ve ülkemize dairdir. Biz ülkenin daha kötü bir duruma gitmesinden korkuyoruz.

“BİZİ RÜŞVETTEN SUÇLAMIYORLAR”

Allaha binlerce kez şükür, utanacak bir şey yapmadık. Çok şükür bizi rüşvetten suçlamıyorlar, bizi devletin kasasını, halkın parasını çalmakla suçlamıyorlar. O zaman bu gün utanmadan huzurunuzdayız.

Biz halkımızın davasını ve çıkarlarını savunduk. Halkımıza ne demişsek onu söyledik. Bundan dolayı da pişman değiliz. Yaptığımız her şey ülkenin huzuruna dairdir. Aynı şeyleri tekrar etmekten geri durmayız. Büyük bir yalan ve iftira ile karşı karşıyayız. Bütün olanlardan, akan kandan HDP’yi sorumlu tutuyorlar. İnanın ki söyledikleri yalana artık kendileri bile inanmıyorlar.

“SARAY’IN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKTÜLER”

Siz doğru bir adım atıp savaş politikasına karşı durdunuz da mı biz destek vermedik? Ama bugün barış politikasına dönerseniz, biz ölen gençler ve anaların hatırına barış sürecine gene destek veririz. Savaşı ve insanları ölüme sürükleyen sizsiniz.

Şimdi Saray’daki zatın ince hesapları var. Ülkede tekrar diktatörlüğünü kurmak için HDP’yi engel olarak görüyor. HDP’yi ortadan kaldırmadan muradına eremeyecek. Ülkede yeni bir diktatörlük kuramayacak. Bunun için bir tek biz kaldık.

Muhalefetteki partiler Saray’ın önünde diz çöktüler. Savaş politikasında uzlaştılar. Bu üç parti gene biat etti. Ben neden hayıflanıyorum, Türk kardeşlerimiz bu savaş kararına ve ülkenin her yerine yeniden milliyetçiliği tırmandıran bu partilere bir laf söylemiyor. Yoksa biz parlamentoda olmuşuz olmamışız ne fark eder.

“BU HAKSIZLIĞA KARŞI ÇIKACAKLAR”

Siz ülkeye barışı getirin de biz olmayalım. Biz parlamentonun deri koltuklarına sevdalı değiliz. Bizi oraya bağlayan halkımıza olan sevdasıdır. Ama inanın, yakında dokunulmazlık değişikliğini parlamentoda sunacaklar. Kimlerin Saray’ın etrafına hizalandığını hep birlikte göreceğiz.

Parlamentoda bu haksızlığa karşı çıkacaklar, onların hesapladığından fazladır. Oylama sırasında göreceğiz. Milletvekillerin duyarlılığına güveniyorum.

Bu çılgınlaşmış iktidara bir ders vermenin zamanıdır. Bu Meclis’te tarihi bir seçimdir. AKP’nin siyasi tarihine, soygun yapmış trilyonları kaldıran kişilerin iktidarıdır. Şimdi konuşmalarımızdan dolayı bizi kendi yargılarının önüne çıkartıyorlar.

AKP’nin hiçbir hukuk komisyonu, hiçbiri bizi yargılayamaz. Biz bağımsız, adil, bir yargıdan hiçbir zaman korkmayız. Bizi yargılamaya güçleri yetemeyecek. Kim kimi yargılayacak göreceğiz. Öyle bu işi tereyağından kıl çeker gibi yapacaklarını sanıyorlarsa yanılıyor. Biz halkın helal oylarıyla Meclis’e geldik. Sen parlamentoda ne kadar hakkın varsa bizim de o kadar var.

“HER TÜRLÜ HAZIRLIĞIMIZI YAPTIK”

Sen bizim müdürümüz, amirimiz değilsin, sen de bir milletvekilisin. Başbakan olmuş, iktidar olmuşsun başka farkımız yok. Sen kendini bizim amirimiz gibi görürsen yanılacaksın. Hiçbir HDP’li bu aşağılık durum karşısında boyun eğmeyecektir. Bizi öyle teslim alamazlar.

Asla ve asla moralinizi bozmayın. Biz her türlü hazırlığımızı yaptık. Bu ucuz politikalar yenilecek. Bizim korktuğumuzu göremeyecekler. Tarihi dönemler için tarihi süreçler, kuruluşlar gerekir. Hep yaradan şahitliğinde şunu söyledik: Biz barıştan yanayız. Partimiz bunun için var.

Her taraftan kan döküp bize mal etmeye çalışacaklar. Biraz mert olun biraz dürüst olun. Bunların hepsinin sorumlusu siyasi iktidardır.

“90’LARDA AYNI MANTIKLA BİZE YAKLAŞTILAR”

Yüzde 50 oy almışlar ama korkuyorlar. Şimdi sizin seçtiklerinden korkuyorlar. Ama bizim başımız diktir. Biz yaptıklarımızla gurur duyarız. Utanç duyacak hiçbir şey yapmadık. Kanun yasa ve halkın karşısında başımız diktir. Ağrı’da, Zilan’da her yerde bunu yaptılar.

1990’larda her zaman aynı mantıkla bize yaklaştılar. Bu mantık yeni ortaya çıkan bir mantık değil. ‘Ya baş eğeceksin ya da baş vereceksin’ çağrıları PKK’ye yapılsa anlarım. Bu çağrıyı halka yapıyorlar. Halka buyun eğdirmeye çalışıyorlar.

Bizler 6 milyon oy almış bir partiyiz. 15 milyon nüfusu temsil ediyoruz. Şimdi bunlar ‘İşte ya baş eğeceksin ya baş vereceksiniz’ diyorlar ya bunların kafası ırkçı kafadır. Bunlar kendilerini Müslüman olarak tanımlıyor, keşke öyle olsaydı.

“Yüreğinde Allah korkusu olan biri cenazeleri yakar mı? Keşke Başbakan ve Cumhurbaşkanı İslamiyet’ten şu kadar ahlak almış kişiler olsaydı. Çünkü iyi bir Müslüman zulüm etmez. İyi bir Müslüman bir kadının cenazeni çırıl çıplak edip fotoğraflarını çekmez. İyi bir Müslüman Allah’ın yarattığı gibi sever. Bakın seydalar burada, öyle değimli mi?

“AHLAKLARI ENSAR VAKFI’NDA ORTAYA ÇIKTI”

Bunlar İslamiyet’i kendi pislikleri, çirkinlerini örtmek için perde olarak kulandılar. Bakın küçük çocuklara kendi kurdukları vakıflarda ne yapıyorlar. Her vakıflarında küçük çocuklara dönük kötü şeyler yapıyorlar. Vicdanlı ve ahlaklı bir insan o çocukları mı yoksa vakfımı korur? Bunların ahlakları Ensar Vakfı’nda tam olarak ortaya çıktı.

Çocuklara istismar yapılması önemli değil, onlar için önemli olan parti ve iktidarlarıdır. İstismar ve tacizlerin üstünü örttüler. Daha Cumhurbaşkanı bu duruma karşı tek bir cümle kurabilmiş değil. Her gün saatlerce konuşuyor. Bazen günde üç kez konuşuyor. Ve her konuştuğunda mutlaka HDP’ye hakaret ediyor, hedef gösteriyor.

Bizi es geçtiği tek bir konuşması yoktur. Ama tek bir defa bu tecavüzcülere bir şey söylemedi. Saray’daki zata söylüyorum, Karaman’da bunlar yanlış şeylerdir desene, niye diyemiyorsun? Buna senin ahlakın uygunsa bir şey demiyorum, sen o sabiler için tecavüzcülere karşı çıkmazsan bunun sorumlu sensin.

AKP döneminde Pozantı ve Karaman’da senin vakıflarında çocuklara tecavüz edildi. Siz böyle ahlaksızken bizim dokunulmazlığımız olsa ne, olmasa ne olur.

“BURASI HDP’NİN ÖZ VATANIDIR”

15 milyon HDP’liyi vatandaşlıktan çıkaracaksınız. Burası HDP’nin öz vatanıdır. Eğer, dürüst bir başkan isen çıkın deyin ‘Kürdistan’da yıllarca size ihanet ettik’ o zaman bizim canımız sana feda olsun. ‘Bak sen hakikati bizden iyi biliyorsun’ deriz.

Daha 2, 3 yıl önce bir yaz ‘Osmanlı’da Kürdistan eyaleti vardır’ demedi mi? Şimdi bu hakikati biz konuştuk diye dokunulmazlığımız kaldırılmak isteniyor. Ülkenin bütün gerçek hakikatlerini biz savunuyoruz.

“20 MİLYON KÜRDÜ NEDEN İNKAR EDİYORSUN?”

Türk milletinin bir tarihi ve geçmişi var. Dünya’da yaşayan tüm halkların bir tarihi var. Türk milleti tek bir millet olabilir ona saygı duyarız. Biz de Kürt halkıyız, bizim de bir tarihimiz var. Buralarda yaşayan 20 milyon Kürdü neden inkar ediyorsun? Zorla Türk yapmaya çalışıyorsunuz. Biz bölmüyoruz kardeşim, biz de başka bir milletiz diyoruz. Artık bunu kabul edin. Adaletli bir şekilde ülkede yaşayalım diyoruz.

Biz ülkede adalet için mücadele ediyoruz. Bizi ‘terörist’ gösteriyorsunuz, sizden daha büyük terörist yok. Katar’la bu DAİŞ gibi tecavüzcü çeteleri siz beslediniz. Nusra ve DAİŞ’i siz beslediniz. Ölümlerle beslenen bir mantıkla Türk milliyetçiğini kışkırtarak orada durmaya çalışıyor.

“HİÇBİR ÖLÜMÜ SEVİNÇLE KARŞILAMADIK”

Daha şu güne kadar ne bir askerin ne bir PKK’li gencin ölmesine asla sevinmedik. Hiçbir ölümü asla sevinçle karşılamadık. Siyasetçi olmaktan önce insanız biz. Hepsi anne baba evladıdır diyoruz. Hepsinin bir üzüleni var.

Cenazelerin arasına ayırım koymuyoruz. Haşa kendilerini yaradan yerine koyuyorlar. Sen ölmüş bir cenazeden nasıl intikam almaya çalışıyorsun? Onun üzerinde senin, artık kimsenin bir hükmü yoktur. Ama haşa kendilerini yaradan yerine koyup cenazeye işkence ediyorlar.

Biz cenazeye gittik, acıyı paylaştık diye, dokunulmazlıkların çoğu bunu içindir. Niçin, onun kardeşine baş sağlığı dilediğimiz içindir. Niye, orada başka ölümler olmasın dediğimiz içindir. Cenazelere gitmişiz, taziyeye gitmişiz bunları yapmışız.

Cenazenin taziyenin suçu günahı olmaz. Ama bunlar bu kadar ahlaksızlık yapıyor. Dokunulmazlığımızı bundan dolayı mı kaldıracaksınız, vallahi geç kalmışsınız. Nasıl halkımızın düğününe gidiyorsak taziyesine de gideriz.

“BİZİM DE, MİLLETİN DE SABRI TAŞTI”

İftira ve çirkin kampanyalarla dokunulmazlığımız kaldırılmak isteniyor. Peki, halk dediğin kimdir, bizim halkımız da senin, Saray’daki zatın dokunulmazlığının kaldırılmasını dört gözle bekliyor. Bizim de, milletin de sabrı taştı.

İşte bizim teklifimiz hepimizin dokunulmazlığı tümden kalksın. Vekil rüşvet mi yedi, cinayet mi işledi yargılansın. O zaman yargılayın. Benim kürsü özgürlüğüm olması gerekiyor. Çünkü milyonlar adına konuşuyoruz. Onun dışında bir dokunulmazlık olmasın.

“TACİZ VE TECAVÜZ DOSYALARI BİLE VAR”

Tüm dosyalarımız bununla ilgili. Ama onların dokunulmazlığının tümü adli suçlardır. Taciz ve tecavüz dosyaları bile var. Eğer dokunulmazlık dosyaları kalkarsa adil bir yargının karşısına çıkacaklar, hepsi öyle değil ama bazıları kraldan daha kralcı. Biz o mahkemelerin karşısına çıkmaktan korkmuyoruz. Çünkü biz orada sizi yargılayacağız. Bize karşı attığınız her adımın hesabını sizden soracağız.

Bizim canımız kimsenin kinden kıymetli değildir. Zindanı onlara zindan ederiz. Korku onların paçalarını sıvıştırmış. Biz haklı bir davanın yolundayız. Bu zor günler geçecek. İçiniz rahat olsun.” (Kaynak: imc tv)