Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Avrupa Parlamentosu’nda (AP) bugün başlayan 13’üncü Kürt Konferansı’nda konuştu.

Kürt siyaseti üzerindeki baskıya değinen Yüksek, “Kürdistan’da son bir yıl içerisinde 10 bine yakın Kürt tutuklandı. Türkiye’de kimin şiddetten, savaştan yana olduğu, kimin sivil ve siyasal çözümden yana olduğu artık ortaya çıkmış durumdadır. Bizler bütün bu yaşadıklarımıza rağmen ısrarla, kentlerimizde yaşanan talan ve yıkıma, yaşanan baskı ve zulme rağmen şunu ifade ediyoruz; bütün toplumun yararına olan çözüm sivil demokratik çözümdür” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında yayınlanan KHK ile belediyelere kayyım atandığını anlatan Kamuran Yüksek’in açıklamaları şu şekilde:
 
"Genel seçimlerde ise HDP’yi destekliyoruz. 7 Haziran’da bu şekilde ortak bir başarı elde ettik. Fakat yerel seçimlere bizler katılıyoruz. 2014’te 106 belediye kazandık. Bizler yerelleşmenin daha doğru olduğuna inanan bir partiyiz. Yerel demokrasinin toplumsal, ekonomik, sosyal gelişmişlik ve siyasal yönetim açısından daha doğru bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz. Gücün, yetkinin merkezileşmesinin çok sağlıklı sonuçlar vermediğini düşünüyoruz. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bu yüzden yerel demokrasiyi, otonomiyi savunan bir partiyiz. Çalışmalarımızı yerelden sürdürüyoruz. Belediye çalışmalarına çok önem veriyoruz.
 
‘10 BİN KÜRT TUTUKLANDI’
 
Şiddet yöntemlerinin çözüm olmadığını, burada bulunan bütün katılımcılar gibi bizler de savunuyor, çaba gösteriyoruz. Sivil siyasi alanının büyümesi gerektiği kanaatindeyiz. Fakat şuan Türkiye’de sivil siyasi alanının daraltıldığı bir süreç söz konusu. Tutuklanan milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımızın yanı sıra 2 bin 800’ün üzerinde parti çalışanımız tutuklandı.
 
Bu sayı il ve ilçe yönetimlerimizde resmi faaliyetlerini sürdüren kişilerin sayısı. Kürdistan’da son bir yıl içerisinde 10 bine yakın Kürt tutuklandı. Türkiye’de kimin şiddetten, savaştan yana olduğu, kimin sivil ve siyasal çözümden yana olduğu artık ortaya çıkmış durumdadır. Bizler bütün bu yaşadıklarımıza rağmen ısrarla, kentlerimizde yaşanan talan ve yıkıma, yaşanan baskı ve zulme rağmen şunu ifade ediyoruz; bütün toplumun yararına olan çözüm sivil demokratik çözümdür. Bunun için çabalamaya devam edeceğiz.
 
‘HALKLARIN DİLİNE GÖRE HİZMET VERİYORDUK’

Türkiye’de yaşanan çok dillilik, çok kültürlülük problemlerinin de bu şekilde çözülebileceğine inanıyoruz. 106 belediyemizde de o kentlerde hangi halklar, hangi inançlar ve hangi diller yaşıyor ise o dillerde hizmet vermeye çalıştık. Şuan tutuklu olan Sayın Ahmet Türk’ün belediye eş başkanlığını yaptığı Mardin’de hizmetlerimizi Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice verdik. Hakeza tutuklu olan Sayın Tuncer Bakırhan’ın belediye eş başkanlığı yaptığı Siirt’te de faaliyetlerimizi hem Arapça, hem Türkçe hem de Kürtçe verdik. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde Ermenice, Türkçe ve Kürtçe hizmet ettik. Bütün belediyelerimizdeki yönetim modelini bu şekilde gerçekleştirdik. Kadın özgürlükçü anlayışı ve paradigmamız ile kadının hem siyasete hem de toplumsal hayata katılımını yönetim düzeyine taşıyıp -Türkiye’de mevzuatta olmamasına rağmen- eş başkanlık sistemini geliştirerek kadının siyasetteki görünürlüğünü çok daha fazla öne çıkarmaya çalıştık.”
 
‘DEMOKRASİYİ GELİŞTİRMEK İÇİN ÇABA İÇİNDE OLACAĞIZ’
 
Avrupa’da karşılığı olmayan bir yönetim tarzıyla, kayyım denen bir yöntem ile seçilmiş belediye eş başkanlarımız görevden alınıp yerine Ankara’dan memur atanarak yönetimlere el konma politikasına gidildi. Bu ancak bir darbe sürecinde gerçekleşebilecek bir husustur ve biz şuan bunu yaşıyoruz.
 
Eş Genel Başkanımızı Sebahat Tuncel tutuklu. Kayyımla şuana kadar 40 belediyemiz gasp edildi. 24’ü kadın belediye eş başkanı olmak üzere 53 belediye eş başkanımız tutuklandı. 68 belediye eş başkanımız görevden uzaklaştırıldı. Buradan tutuklu bulunan bütün belediye eş başkanlarımıza sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Hepimizin ortak demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile tekrardan aramızda olacaklar. DBP olarak demokrasiyi daha fazla geliştirmek için çaba içerisinde olacağız.
 
(Kaynak: Dihaber)