İstanbul'da, "Darbeye karşı demokratik direniş" şiarıyla HDP tarafından düzenlenen miting için onbinler Bakırköy Halk Pazarı'nda bir araya geldi.

Mitingte DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel bir konuşma yaptı.

Tuncel’in yaptığı konuşmanın satır başları şöyleydi:

"Bugün darebeye karşı demokrasiyi savunmak amaçlı buradayız. Bugün burada olanlara selam olsun. Sizlerle demokrasi mücadelemizi zafere ulaştıracağız. Bugün 5 Haziran, tam bundan bir yıl önce meydanlar 'başka bir dünya mümkün' mitinginde, seçime iki gün kala Amed'e bomba patlattılar. Biz bunu aslında demokrasiye atılmış bir bomba olarak görüyoruz. 5 Haziran'da demokratik siyasete atılan bombalarla Türkiye'yi yeni bir sürece sokuldu. Hafızamızı bir yoklayalım. Suruç, Ankara'da yüzlerce yoldaşımız yaşamını yitirdi. Niçin? Tayyip Erdoğan hanedanını kursun, başkanlığını kursun. Tayip Erdoğan başkan olsun diye yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Dünyada tek adam diktatörlüğüne soyunanlar halkların ölmesine asla üzülmediler. Ama bizler demokrasi mücadelesi yürüteceğiz.

'TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİSİNİ SAĞLAYACAĞIZ'

"Diyorlar ki 'ne oldu da birden savaş başladı, savaş şehirlere neden geldi'. Kürtler parlamentoda temsil edilmesin, ezilenler temsil edilmesin diye bu savaş başlatıldı. Bu seçim sonuçlarını yok saydılar ve darbe yaptılar. 1 Kasım seçimlerinden bu yana bir darbe söz konusu. Biz demokrasilerde, özgürlüklerde ısrar ediyoruz. Eş Genel Başkanımız Kamuran Yüksek, konuştuğu için, halk ile birlikte olduğu için cezaevinde. Yöneticilerimiz Seve Demir, Mehmet Tunç'u katlettiler. Hurşit Kütler'in nerede olduğunu bilmiyoruz. Bunları saydığımız yerde demokratik siyaset var diyebilir miyiz? Savaşın nedeni AKP iktidarıdır, Erdoğan'dır. Biz mutlaka ve mutlaka Kürt halkının özgürlüğünü, Türkiye'nin demokrasisini sağlayacağız. Bizi tutuklamalarla, katletmelerle korkutamazsınız. Biz o mahkemelerde neyi savunacağımızı biliyoruz. Bizim hırsızlık, gasp dosyalarımız yok. Onun için biz asla ve asla demokrasi ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.

'FAŞİZME KARŞI BARİKATLARI YIKMAYA'

"Şimdi buradan şu çağrıyı yapıyoruz, orada halkımızın yaralarını sarmak için sizlere çağrıda bulunuyorum. Nusaybin'e, Gever'e, Şırnak'a, Cizre'ye sadece sloganlarla değil, kendimiz bire bir destek olalım. Unutma ki Kürdün onuru dimdik ayakta.

"Kürt halkına savaş açmış bir hükümet, kadınlar, işçilere savaş açmış bir hükümet bu ülkeye barış getiremez. Onun için bu iktidar gitmeli. Bunun için direnmek gerekir. Var mısınız faşizme karşı barikatları yıkmaya. Kürt halkının özgürleşmesi için Sayın Öcalan'ın özgürlüğü için bize düşen görev ve sorumluluklar var. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü, Türkiye halklarının geleceğidir. Onun için şu anda sadece Öcalan tehdit altında değildir, Türkiye halklarının geleceği tehdit altında."