Başbakan Ahmet Davutoğlu,"acele kamulaştırma" kararlarının ardından Sur'da mülkiyet hakkına riayet edileceğini, UNESCO kültürel miras alanlarına saygı gösterileceğini söyledi.

Sur için daha önce "Toledo yapacağız" diyen Davutoğlu, "Sare Hanım'a söyledim. Sur'da bir evim olsun istiyorum" dedi

Davutoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"Bizim medeniyetimizi, kimliğimizi temsil eden Diyarbekir’e selam olsun. Valimizin de söylediği gibi biz Diyarbekir’e aşkla bağlıyız. Her zaman söylerim, bazı şehirler kendisine iliştiğiniz anda sizi içine alır. Diyarbekir’e son 1,5 yılda beşinci ziyaretim. İnşallah daha çok geleceğiz. Diyarbekir’e uçakla geliyorsam mutlaka Sur’un üstünde tur atmaya önem veririm. Sur, bir insan yüreği gibi inşa edilmiştir. İnşa edenler muhtemelen hiçbir zaman uçak ya da helikopterle gezmediler.

7 kardeşimizi şehit ettiler. 30’a yakın vatandaşımız hastanede. Sabah onları memleketlerine uğurladık. Onlar buraya Bursa’dan, Niğde’den farklı şehirlerden gelmiş olabilirler. Ama onlar buradan giderken Diyarbekir’in hafızasında olacak. Bu acıları, bu tahribatı yaşarken hepimizin zihnimizi bu ortak kültürümüzün temellerinden koparmadan düşünmemiz lazım.

2013’te bir konuşma yapmıştım. Çözüm sürecinin oluşum aşamasındaydık. Büyük bir ümit, geleceğe dönük yeni bir vizyon vardı. Yürek demiştim, yüreği birleştirenler Diyarbekir’e bir şeyler bıraktılar. Parçalayanlarsa Diyarbekir’i tahrip ettiler.

'PARİS KÖY BİLE DEĞİLDİ'

Diyarbakır insanlık tarihinin hülasası gibidir. Kudüs’te  ve Diyarbekir’de bunu hissedersiniz. Evliya Çelebi, Ulu Cami için Hz. Musa tarafından inşa edildiğini söyler. Mimariye bakarsanız kimisi Selçuklu stili, kimisi Artuklu, kimisi Osmanlı....

Bugün sizinle paylaşacağım bütün düşüncelerimiz her şeyden önce Diyarbakır’a hürmetimizin eseridir. İnsanlık birikimine saygının eseridir. Diyarbekirlilere saygımızın eseridir. Yürek şehir Sur’a saygıızın eseridir.

Diyarbakır’a Doğu'nun Paris’i diyorlar. Ne Paris’i... Diyarbakır şehirken Paris köy bile değildi.

Sayın Cumhurbaşkanımızın 2005'teki konuşmasından itibaren başlattığımız Çözüm Süreci aslında yeni bir inşa süreciydi. Bizi parçalayanlara karşı bir inşa hareketiydi.

2016 kritik bir yıl. Bir tarafta Sykes Picot bir tarafta Kuddül Amara... Aynen Çanakkele'nin İstanbul'u koruması gibi Kuddül Amara da Bağdat içindi. Bağdat'ı kaybettik... Şimdi 100 yıl sonra Diyarbakır'ın bu güzel ortamından sesleniyorum. Bütün ideallerimiz birleşecek ya da bizi lime lime parçalamaya çalışacaklar. 2005'ten bu yana hep birleştirmeye çalıştık.

'BÖLGE HALKI YANLARINDA OLACAK SANDILAR'

7 Haziran'dan sonra kaosa düşüleceğini hesap edenler içeride ve dışarıda harekete geçtiler. Silahlı isyan çağrısında bulundular. Şehirleri tarumar etmek içni bütün güçleriyle harekete geçtiler. Zannettiler ki bu ülkenin değerlerini parçalayabilecekler. Onlar yakmaya yıkmaya çalışırken biz kamu düzenini hakim kılmaya çalıştık. 1 Kasım'dan sonra bu gayretimizi sürdürdük. Onlar bütün eylemlerle, barikatlarla şehirlerimizi parçalamaya çalıştılar. Zannettiler ki bu devlet acizdir. Onlarla mücadele etme kararlılığını göstermeyecek. Ve zannettiler ki bölge halkı yanlarında olacak. Ben teşekkür etmeye geldim aynı zamanda bu tahriklere karşı dimdik durdukları için.

Devletimizin şefkat elini de, kudret elini de birlikte kullandık. Devletimiz dediğimizde bu hepimizin. Vatandaşların herhangi bir kesimini dışlamaya kimsenin hakkı yoktur. Biz, bütün bu hesapları bozma amacıyla en kararlı şekilde terörün üzerine gittik. Bir kez daha ilan ediyorum. Sur'un, Cizre'nin, Mardin'in bütün sokakları, bu ülkenin dağları ovaları huzur bulana kadar gece gündüz uyumayacağız. Bir tarafta bu kararlılığımız varken şefkat elimizle de bütün halkımızın yanında olacağız.

Terörle mücadele devam ederken Mardin'de iki ay önce Birlik Huzur Demokrasi Eylem Planı ile vatandaşlarımızın yanında olmak üzere harekete geçtik. Söz vermiştim, 'Bundan sonra her Cuma bir ilde olacağım' Gücümüz yettikçe bunun gereğini yaptım.

Hiçbir vatandaşımızın mağdur olmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye, 80'lerin, 90'ların Türkiyesi değil. Biz bize oy versin, vermesin her vatandaşımızı temsil ediyoruz. Bu mesajları Batıda da verdik.

'SUR'DA BİR EVİM OLSUN İSTİYORUM'

Bizi son derece güçlü bir mesajla ağırladınız. Biz de bütün imkanlarımızla gereğini yapacağız. Her zaman Diyarbakır'da olacağız. Biz bu topraklara sevgi tohumları ekmeye geldik. Bir idealimden de bahsedeyim. Sare Hanım'a söyledim. Sur'da bir evim olsun istiyorum.

Her bir ilçe için ayrı ayrı çalışıyoruz. Amacımız insanı korumak, mekanı korumak. Zamanın dokusuna uygun şekilde hayatı normalleştirmek. İnsanı korumayan, insana hitap etmeyen hiçbir proje karşılığını bulamaz. Sur'u barikatlarla yaşanmaz hale getiren... Hastanelere girişi engelleyenler karşılarında çok kararlı bir irade görünce burada barınamadılar.

Başka bir hesabın içine girdiler. Sur'u da ihya ve inşa edeceğimizi duyurduğumuzda birtakım dedikodularla vatandaşlarımızın kafasını bulandırmaya çalıştılar. Sur'u insansızlaştırmak istiyorlar dediler. Sur'u kentsel dönüşüm ile rant alanı haline getirmek istiyorlar dediler. Siz bizim zihnimizdeki Diyarbakır sevgisini bilseniz aynaya bakmaya utanırsınız. Vatandaşlarımızın rızası dışında hiçbir adım atılmayacaktır. Sizinle istişare ederek yapacağız. Sur'u bu haliyle bırakmayacağız. En güzel şekilde inşa edeceğiz. Yangın yerinde gül yetiştireceğiz.

'MÜLKİYET HAKKINA RİAYET EDİLECEK'

Mülkiyet hakkına riayet edilecek. Mimari doku kesinlikle korunacak. Kimse tereddüt etmesin. Burada mülkü olanlar eldeki imkanlarla neler yapılacaksa yapma hakkına sahip olacaklar. Kirada olanlar kira öder gibi ev sahibi olacak şekilde düzenleme yapıyoruz.

Vatandaşlarımız hangi siyasi görüşte olursa olsun her birini en iyi şartlarda konut imkanına kavuşturacağız. Valimizi sürekli takip ettim. Sur'dan çıkan hiçbir vatandaşımız açıkta kalmayacak dedim. Diyarbakır uyuyamıyorsa biz de uyuyamayız. Acele kamulaştırma gibi tamamen hukuki adım onların mülkiyet haklarını kesinlikle tehlikeye sokmayacağı gibi teminat altına alacaktır.

Sur'un rant alanı haline dönüştürüleceğini iddia edenler... Hiçbir bina dışarıdan bakıldığında Ulu Camii'nin minaresinden yüksek olmayacak. Bu size tahaadümüzdür. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı danışma ofisleri kuracak. Rıza dışında bir şey yapmayacağız. Bu çerçevede Sur'un mekanının korunması iki ana temele dayanacak. Birisi UNESCO kültürel mirası ilan edilmişti... Bir kere bu miras çerçeve dışında tek bir adım atılmayacak. İkincisi de 2012 yılında koruma amaçlı ilan planı esas alınacak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyesi tarafından da onaylanmış plandır. Onlar neye karşı çıkıyorlar? devlet ile milletin bütünleşmesine karşı çıkıyorlar. Kaygıları kendilerinin istismar edeceği bir alanın yok olmasıdır. Toledo dediğimde farklı yere çektiler. Bunlar medeniyet cahili. Toledo'nun her bir kulesinin birbirine benzediğini bilmez. Çünkü zihinleri ya Franco'ya ya da Stalin'e çalışır. UNESCO gibi kültür mirasına alındığını da bilmezler. Öyle bir biblo şehir kuracağız ki herkes buraya akacak."

(Kaynak: Evrensel)