Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki tartışmaya ilişkin olarak ilk kez konuştu.

Davutoğlu'nun açıklamalarından ilgili bölüm şöyle:

AK Parti kuralları belli son derece sağlam kurallar ve kurullar zeminine oturmuş bir partidir. Farklı kanaati olan bütün arkadaşlar bu zeminlerde görüşlerini dile getirebilirler. Bu anlayış dışında kuvvetli bir parti disiplini de vardır. Hiçbir zaman da bu disiplinden feragat edilmemiştir. Dünkü her iki açıklama da, hem partimizin kuralları hem disiplini açısından yanlıştır. Dün sayın Arınç ile açıklama sonrası bir araya geldik, kendisiyle konuştuk. Bugün de Gökçek ile görüşeceğim. Gerekli uyarılarda bulundum bulunacağım.

Seçimlere giderken, partimizin itibarını sarsıcı polemiğe giren kim olursa olsun gerekli disiplin işlemlerini yaptıracağız. Kimsenin ayrıcalığı yoktur. Bu açıdan partimizin ve yarından itibaren genel merkezdeki aday adaylarının çalışmalarını sürdüreceğim. Bu çerçevede genel başkan yardımcıları ve MYK ile görüşürüz. Yürütülecek her türlü polemik gerekli işlemlere tabii tutulacaktır.

SORU: Cumhurbaşkanı ile görüşme yaptınız. İzleme Kurulu konusunda mıydı? Cumhurbaşkanı'nın tereddütlerini göz önüne alarak vazgeçme girişimi olabilir mi? Fidan'ın adaylığı, Merkez Bankası'nın faiz politikası gibi bazı konularda faklı noktalarda olduğu izlenimi var. Size zarar verdiğini düşünüyor musunuz?

Dün gece de ailecek bir aradaydık. Şunun için zikrediyorum. Cumhurbaşkanıyla bizim buluşmamız olağanüstü bir durum değildir. Dostluğu geçmişe dayanan yakın arkadaşlar olarak da her zaman görüştük, görüşürüz. Dün de görüştük, cumartesi de görüşeceğiz. Benim için devlet mahremiyettir. Son 7 ay içinde de bu anlamda cumhurbaşkanımızla herhangi bir şekilde iletişim sıkıntısı hiçbir zaman yaşamamışımdır, yaşamadım. Ola ki bilgilendirme eksiklikleri olmuşsa bu giderilir ama ne sayın cumhurbaşkanımız ne ben Türkiye’nin siyasi istikrarına, özellikle seçimlere giderken, gösterdiğimiz hassasiyette hiç tereddüt etmeyiz.
Dün yine cumhurbaşkanımız vurguladı. Bizim için çözüm süreci stratejik bir tercihtir. Ve tarihimizin en önemli adımlarından, geleceğimizi teminat altına alacak olan en önemli dayanaklardan biridir.

Cumhurbaşkanımız da daha önce vurguladı. Çok güçlü bir şekilde destek verdi. Onun 2005 Diyarbakır konuşmasıyla bu süreç başladı. Eğer benzer süreçler Suriye’de Irak’ta yaşansa kardeş kavgası olmazdı. Stratejik hedef olma konusunda hiçbir görüş ayrılığı yoktur. Atılacak adımlar konusunda farklı kanaatler dile getirilebilir. Bu konuşmalarımız sürdü, hep sürdü, sürecek. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması ve bu problemin Türkiye gündemine düşmesi, her şey silahların terk edilmesine bağlıdır. Silahların toprağa gömülmesine ve terk edilmesine dayalı çözüm süreci konusunda kararlı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Hiçbir görüş ayrılığı bu kararlılıktan feragat anlamında değerlendirilmemelidir.

Bir 'görüş ayrılığı var' senaryosu üzerinden kaos beklentisi içinde olunmaması gerekir. Şimdiye kadar benzer zor süreçlerden geçmiş ve aşmışsak bundan sonra da aşarız. Bunlar devlet mahremiyeti, siyasi kültürümüzün temel ilkeleri. Ve özellikle de önümüzdeki seçimlerin suhuletle gerçekleşmesi bakımından önem taşır.