Fransa'nın başkenti Paris'te geçen haftaki saldırıda 12 çalışanını kaybeden Charlie Hebdo’nun son sayısı, bugün 3 milyon nüsha ile Avrupa’da satışa çıktı. Türkiye’de de Cumhuriyet gazetesi, bir dayanışma örneği olarak Charlie Hebdo seçkisini yayınlandı.

Cumhuriyet gazetesinin de basıldığı İstanbul Esenyurt'taki Doğan Medya Grubu'na ait Doğan Printing Center (DPC) çıkışında polis dağıtım kamyonlarını durdurdu.

Gazeteye yapılan baskını, CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran tarafından TBMM'ye taşındı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesinde şu ifadelere yer verildi:

Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya geçen hafta yapılan silahlı baskın soncunda 12 kişi öldü 10 kişi yaralandı ve Paris’te insan hakları ve ifade özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla gerçekleşen protesto yürüyüşüne siz de katıldınız. Protesto yürüyüşü için gittiğiniz Fransa’dan Fransızca tweet atarak,"Teröre karşı dayanışmayı göstermek için Paris'teyim" dediniz.

Cumhuriyet Gazetesi de Charlie Hebdo’nun bugün yayınlanan ve tüm dünyada 6 dilde 5 milyon adet basılan özel sayısından bazı kısımlarından derlediği 4 sayfalık bir seçkiyi Türkiye’de ek olarak verme kararını aldı ve bunu okurlarına duyurdu.

Bu kapsamda;

Cumhuriyet’in yanı sıra birçok gazetenin basıldığı Hadımköy’deki DPC tesislerine bu geceyarısı 01.00 sıralarında 3’ü resmi 5’i sivil toplam 8 kişilik bir polis ekibiyle baskın yaparak, gazeteleri İstanbul ve çevresine dağıtmak üzere matbaadan çıkmaya hazırlanan kamyonları neden durdurdu? Polise bu talimatı veren kim ya kimlerdir, hangi makam bu talimatı vermiştir, yasal dayanağı nedir?

BASKININ TALİMATINI PARİS’TEKİ PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ SIRASINDA MI VERDİNİZ?

Bu polis baskınından bilginiz var mıydı?

Ellerinde herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın polis hangi hakla gazetelere el koyarak dağıtımını 40 dakika boyunca engelleyebilmektedir?

SANSÜR DEĞİL MİDİR?

Duruma müdahale eden DPC ve YAYSAT yetkilileri, kamyonlarda Cumhuriyet dahil olmak üzere farklı birçok gazete bulunduğunu belirterek, dağıtımın durdurulmasına ilişkin bir mahkeme kararı olup olmadığını sorması üzerine herhangi bir yargı kararı gösteremeyen polisler kamyondan aldıkları Cumhuriyet Gazetesi nüshasını basın savcısına gönderdiklerini bildirdi. Savcıya gönderilen nüshanın incelenmesinin ardından polis ekipleri saat 01.40 sıralarında kamyonların matbaadan çıkışına izin verildi. Bu durum basın-yayın özgürlüğüne müdahale değil midir?

Cumhuriyet’e yönelik bu polis baskını “BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ” düzenlemesini içeren Anayasa’nın 28. maddesine aykırı değil midir?

Cumhuriyet gazetesine yönelik olası bir saldırıyı önlemek için gerekli güvenlik önlemlerini aldınız mı, güvenlik önlemi var ise arttırdınız mı?