Çocukları kaybedilen ailelerin adalet arayışının sembolü haline gelen Cumartesi Anneleri, mücadelelerinde 20. yılı geride bırakıyor. Gözaltında kayıplarla ilgili bir direniş geleneği oluşturan Cumartesi annelerinden Güzel Şahin, "Defalarca kez gözaltına alındım, yılmadım" diyor.

Kaybedilen çocukları için annelerin mücadele serüveni, 1970'li yıllara kadar uzanıyor. Arjantin'de, askeri darbenin ardından evlatları gözaltında kaybedilmiş 14 kadın, 30 Nisan 1977'de Plaza de Mayo meydanında eylem yaptı. 30 yıl boyunca her Perşembe günü bir araya gelen ve Arjantin devletinin tüm baskılarına rağmen kayıplarını aramaktan vazgeçmeyen kadınlar, diktatör Videla'nın yargılanmasını sağladı. Anneler, eylem yaptıkları meydanın adını alarak Plaza de Mayo Anneleri olarak tarihe geçti.

Plaza de Mayo Anneleri'nden ilham alan yakınları kaybedilen anneler, Türkiye'de 27 Mayıs 1995'te ilk eylemlerini gerçekleştirdi. İstanbul'da Galatasaray Lisesi önünde 30 kişiyle başlayan eylem, onlarca kez polisin müdahalesine maruz kalmasına rağmen, hak ve adalet arayışını bugünlere kadar ulaştırdı. Cumartesi Anneleri, 17-31 Mayıs tarihleri "Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası" etkinlikleriyle, 21. mücadele yılına girmeye hazırlanıyor.

 ANNE OCAK: NEFESİM YETMİYOR KONUŞMAYA

Adalet için amansız bir mücadele veren kadınlardan biri de gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak. İlerleyen yaşına rağmen eylemlerden geri durmayan anne Ocak, "Ben 20 senedir Hasan'ımın katilini bulmaya çalıştım hala bulamadım katillerini. Şimdi de nefesim yetmiyor konuşmaya. Konuşacak halim kalmadı. Ama Hasan'ımın katilini hala görmedim ama göreceğim" diye konuşuyor.

'ARARSAK HEP BİRLİKTE KEMİKLERİ ARAYALIM'

 Gözaltında kaybedenlerin devletten hesabını sadece kayıp yakınları değil, yıllarca cezaevlerinde kaldıktan sonra yurtdışında sürgün hayatında olan ya da ölüm orucu eylemleri döneminde yaşamını yitiren tutukluların yakınları da destek veriyor. 20 yıldır kadınları mücadelelerinde yalnız bırakmayan Güzel Şahin, "Ben de eylemler başladığından beridir annelerle birlikteyim ve ta ki son kemik bulunana kadar da mücadeleme devam edeceğim. Hasan Ocak'ın en azından bir mezarı var, ailesi gidip ziyaret ediyor. Diğer anneleri yalnız bırakmamalıyız onları da desteklemeliyiz. Onlara yoldaş olalım. Ararsak hep birlikte kemiklerini arayalım" diye konuştu.

'DEFALARCA KEZ GÖZALTINA ALINDIM, YILMADIM'

İktidara gelen siyasilerin her zaman kendi çocukları kanı üzerinden politika yaptığına ve AKP'nin de aynı politikayı devam ettirdiğine dikkat çeken Şahin, şunları söyledi: "Biz hiçbir zaman ne korktuk ne geri durduk ne de yıldık. Onların, TOMA'sı, kurşunu, gazı varsa bizim de beynimiz ve yüreğimiz var. Biz beynimiz ve yüreğimizle veriyoruz mücadelemizi. 2000 yılındaki ölüm orucu döneminde 4 çocuğum içerideydi. Bir oğlum ölüm orucunda biri de açlık grevindeydi. Ben de 2 ay içinde defalarca kez gözaltına alındım. Aç kaldım, susuz kaldım ama başım dikti her zaman. Başımı eğmedim ve eğemeyecekler de."  

(Evrensel)