CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 16 Nisan’da gerçekleştirilen referandumun ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partisine yönelik eleştirilere yanıt verdi.

Referandumdaki usulsüzlükler nedeniyle Türkiye’nin bir çok kentinde yapılan protestoları değerlendiren Özel, protestoları doğru bulmadığını söyledi.

Özel, “Biz CHP olarak, Türkiye'nin bugünkü gerilmiş atmosferinde özellikle, sokakta gençleri karşı karşıya getirmenin doğru bir yaklaşım olmayacağını düşünüyoruz" dedi.

CHP, HDP ve Vatan Partisi’nin mühürsüz oy pusulalarının sayılma kararının iptali için YSK'ya itirazda bulundu ve ardından itiraz reddedildi.

16 Nisan Referandumu'nda mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması, 'Hayır' diyen halk ve muhalefet tarafından büyük tepkiye ve tartışmalara yol açarken, referandum şaibeli sonucunu, halk sokakta protesto ediyor.

Sputnik’in haberine göre, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, gündemi Bidebunudinle programında değerlendirdi.

‘SOKAKTA GENÇLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEK DOĞRU BİR ŞEY DEĞİL'

Seçim protestosuna CHP'nin önderlik yapmaması ile ilgili eleştirilerine yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Böyle bir kararda, benim çocuğumu sokağa çağırdın başına bu geldi denildiğinde böyle bir sorunun cevabı yok. Devlet adamı olmak, kitleleri yönetmek, her iki kişiden birinin oyuna sahip çıkmak ama onların can güvenliğini tehlikeye atmayacak şekilde veya bu ülkenin sokaklarını kargaşaya sevk etmeyecek soğukkanlılıkta olmak başka bir şey. Biz CHP olarak, Türkiye'nin bugünkü gerilmiş atmosferinde özellikle, sokakta gençleri karşı karşıya getirmenin doğru bir yaklaşım olmayacağını düşünüyoruz" dedi.

İtidalli bir dil kullandıklarını açıklayan Özgür Özel, şöyle devam etti:

"O günkü itidalli dilin eleştirilecek değil aslında sakin düşünüldüğünde övülecek bir tarafı var. Ama o itidalli dile rağmen, her bir oya sahip çıkılacağının, sonuna kadar takip edileceğinin ve ne gerekiyorsa yapılacağının da söylendiğinin altını çizmek lazım. Bizim kitlelere hırçınlık, kin, öfke değil umut ve gelecekten umutlu, birlikte yaşama iradesini pompalamamız gerekiyor. Demokrasimize sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmak bu sonucu kabul etmekle olacak bir şey değil. Biz geçen hafta bir genelge yayınladık. Kazanırsak sokağa dökülmeyeceğiz, konvoy yapmayacağız. O gece AKP'liler ve ‘evet' diyenler sokağa döküldü. Çok fazla genç de o gece inanılmaz taşkınlıklar yaptı, partimize saldırılar bile oldu. Biz büyütmemek için bunları hiç konuşmadık tartışmadık ama görüntüler polis kayıtlarında var. O gece, Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Kardeşim bunu tanımıyoruz, hakkımızı sokakta arayacağız. Bizim gençler dökülün sokağa hakkımızı aramaya' deseydi bugün çok farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik"

‘GEZİ'Yİ KALKIŞMA OLARAK DEĞERLENDİRMEYİ DE DOĞRU BULMUYORUM'

İktidar tarafından sokak protestolarına katılan gençlerin darbeci olarak gösterilmesini de eleştiren Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sokaktaki insanlara da ondan da rahatsız olmamak lazım. Hele hele ona karşı kışkırtıcılıkla, şu da çok zehirli bir dil, o insanlar oyuna sahip çıkmak için sokağa çıkmış, yok efendim darbe girişimidir, yok efendim, Gezi kalkışmasıdır, bu dil olmamalı. Zaten Gezi'yi kalkışma olarak değerlendirmeyi de doğru bulmuyorum. Ama ayrıca bir darbe girişimi deyip hedef gösteriyorlar. Gecenin bir vakti gencecik çocuklar sokakta demokratik haklarını kullanıyor. Keçeli kalemle yazılmış akıl dolu sloganları kaldırmış bu çocuklara darbeci dersen, bu durumdan vazife çıkaracaklar olur. 15 Temmuz'da yaşananlarla ilgili, keşke tekrar fırsat olsa da ben de sokağa çıksam diyen bir kitle var. Maalesef son bir yılda bu ülke neler yaşadı. Darbe girişimi sonrası sokaklarda neler oldu. Burada bazıları ateşle oynuyor. Biz burada belki üstümüze düşenden daha itidalli bir dil kullanıyoruz ama bununda önemli bir sorumluluk getirdiği nokta olduğunu söylemek lazım"

‘YSK'NIN BU REFERANDUMLA İLGİLİ VERDİĞİ SON KARAR DEĞİL'

Henüz her şeyin bitmediğine de değinen Özgür Özel CHP'nin bundan sonraki yol haritasını şöyle açıkladı:

"Yüksek Seçim Kurulu'na tam kanunsuzluk haliyle ilgili yaptığımız başvuru reddedildi. Benzer başvuruları Vatan Partisi ve HDP'de yaptı. YSK'nın bu referandumla ilgili verdiği son karar değil. İl Seçim Kurulları'na yapılacak başvurunun bugün son günüydü, bu karar tekrardan YSK'ya gidecek. Tam kanunsuzluk başvurusu her zaman yapılan bir başvuru değildir burada çok başka bir hata yapıldığı için bu başvuru yapıldı. Tam olarak 2 buçuk-4 milyon arası oyu etkileyecek kadar. Sadece bizim değişik çeşitli partilerin de İlçe ve İl Seçim Kurulları'na yaptıkları itirazlar söz konusu. Sonucu etkileyecek kadar itiraz söz konusu. Çok sayıda vatandaş da bu seçim sonuçlarına bireysel olarak itirazda bulundu."

SİNE-İ MİLLET TARTIŞMASI

Özel, CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke'nin 'Meclisten çekilebiliriz' açıklamasına gelen eleştirilere de yanıt verdi:

"Ne hakla ve niye eleştiriliyor gerçekten anlamak mümkün değil. Dün Merkez Yürütme Kurulu toplantısı yaptık. Parti sözcümüz Selin Sayek Böke'de MYK ile ilgili olağan değerlendirmesini yaptı. Bu değerlendirme sırasında muhabirin 'sine-i millet sorusu söz konusu olur mu?' sorusuna karşılık Selin Hanım, 'Biz bu meşru olmayan referanduma ve gayri meşru sonuçlarına karşı her türlü mücadeleyi, meclis içi ve dışında her şeyi göze alarak yapmayı masayı yatırdık. Milletvekillerimizle ve parti meclisinde bu konuları değerlendireceğiz' dedi.

Ancak sosyal medyada 'CHP sine-i millete dönüyor' şeklinde paylaşımlar oldu. Daha sonrasında Levent Gök bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı, 'Sine-i millete dönme kararı alınmadı' dedi. Selin Hanım'ın da Levent Bey'in söylediği de doğru. Selin Hanım 'sine-i millete döneceğiz' demiyor. Biz her şeyi konuştuk, masaya yatırdık diyor. Sine-i millet başka bir şeydir. Bırakıp gitmek demektir. Oysa uyum yasalarında mecliste olmamak başka bir şeydir. Sine-i millet sözü soruda var fakat cevapta yok. Bugün için meclisten çekilmek gibi bir durumu MYK karara bağlamadı. Doğrusu uyum yasalarına katkı verilip verilmeyeceğidir."