CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç basın toplantısı düzenleyerek, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Kemal Kılıçdaroğlu, Fethullah Gülen’e Deniz Baykal’a düzenlenen kaset kumpasının diyetini ödüyor” sözlerine cevap verdi.

Ahmet Davutoğlu’nun Sakarya’da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili sözlerine cevap vermek için basın toplantısı düzenleyen Haluk Koç, Davutoğlu’na, “müsamere çocuğu”, “mümtaz siyaset mizah kahramanı” ve “Küçük Hüsamettin“ diye seslendi.

zete.com'un haberine göre, Koç’un basın toplantısındaki değerlendirmeleri şöyle:

“Siyaseti günlük polemikler üzerine kurmak istemediğimizi hep söyleye geldik. Ancak, Türk siyaset tarihinin ara dönemler dahil, gelmiş geçmiş en yetkisiz, en iradesi sakatlanmış, en paspas haline sokulmuş Başbakanı Bay Ahmet Davutoğlu’nun hafta sonu müsamerelerindeki konuşmalarına maalesef yanıt vermemiz gerekiyor.

Ama ancak öyle sahnelerle karşılaşıyoruz ki zaman zaman siyasetin bu açıdan verdiği ödevlerini yerine getirmek zorunda kalıyoruz.

Bay Davutoğlu, Kaçak Saray’dan verilen talimatlarla fabrika ayarları bozulmuş bir Tv gibi görüntüsü olan, kendi yetki alanı ile ilgili hiçbir iradesi olmayan bir şahsiyet durumundadır.

Katıldığı müsamerelerde kendisine verilen kapasite kullanım alanı içinde önce dağa taşa, bağa bahçeye selam veriyor, sonra aldığı talimatın ikinci bölümüne geçerek CHP’ye ve Sayın Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na saldırmaya başlıyor.

Kim tutar Ahmet bey seni, korkma salla gitsin. Neler söylüyor neler. Bak taşeron Başbakan iyi dinle; Sayın Baykal’a tezgahlanan oyunun ana aktörü şimdi seni siyasi mengeneye alan ağabeyin, Anayasa değişiklik önerisi TBMM’de oylanırken gözlüklerini burnunun ucuna indirip, büyük bir titizlikle o görüntüleri izleyen, siyaset dünyasının en büyük kaset koleksiyoncusu senin ağabeyindi, unutma.

Tamam, bunları yayınlayın talimatını veren de şu an kayığına bindiğin, 5 yıldır bu konunun soruşturulmasını engelleyen irade sizlerin iradesiydi. Meydan meydan dolaşıp, bunlar özel değil, genel genel diye siyaset katilliği yapanları sen de çok iyi hatırlarsın Ahmet Bey.

Yıllarca devleti birlikte işgal eden, ne istediniz de vermedik diye ağlaşan, birlikte kumpaslar, tezgahlar oyunlar çevirenler, Menemen saksısı gibi dizilip, ağıtlar yakıp gözyaşları döken, bitsin bu hasret diye ağlayan suratlar sizin suratlarınızdı Ahmet Bey.

Siz yürütmede, götürmede olduğu gibi, kumpas kurmada da bir numarasınız. Siz değil misiniz TSK’ya, MHP’li milletvekili adaylarına, aydınlara, gazetecilere kumpas kuran veya kurduran?

Siz sadece hırsızlığın, yolsuzluğun değil, ahlaksız kumpasların da kumpasçıların da suç ortağısınız. Siz aynı zamanda çetelere yardım ve yataklık sanığısınız. Hesabını vereceksiniz bunların.

Başbakanlık koltuğunda geçici esnek kadroda istihdam edilen kişi konuştukça konuşuyor. Bak Ahmet Bey, şunu kafana yerleştir: Sizi oraya taşıyan tüm hak ve özgürlükleri tahrip eder, demokrasiyi rafa kaldıracak tertipleri son noktaya taşırsanız, demokrasilerde direniş hakkı meşru bir hak anlamına gelir.”