CHP'nin ulusalcı kanadından olan CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler, partisinin yerel seçimlerdeki politikasını eleştirdi.

CHP'li Birgül Ayman Güler, 30 Mart öncesi kaset siyaseti yapmanın partisine kaybettirdiğini söyledi. 'Bu gayr-ı meşru ve ahlaksız bir yoldur' diyen Güler, Cemaat'le birlikte hareket etme görüntüsünün olumsuz etki yaptığına dikkat çekti.

Birgül Ayman Güler'in Yeni Şafak Gazetesi'nden Nil Gülsüm'e verdiği röportajın bir kısmı şöyle:

Cemaate neden karşısınız?

Karanlığa sığınıp Türkiye'de siyaseti dizayn etmeye çalıştıkları için karşıyım.

Nedim Şener AK Parti aleyhine yazarken korkmadığını, cemaatin öyle olmadığını söylemişti. Katılır mısınız?

AKP rakibim. Onunla mücadele edebilirim. Yapısını bilirim, araçlarını bilirim. Ama cemaat denilen yapıya baktığımda, emniyet imamı, Türkiye imamı, Ankara imamı gibi tanımlamalar var. Ve bu hiyerarşik yapının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmiyorum. Daha önemlisi gayr-i ahlaki yöntemlerle düşmanca çalışan, insanların üzerine asimetrik araçlarla acımasızca giden bir yapı görüyorum. Bunun yalnızca AKP açısından değil bütün diğer siyasi oluşumlar açısından da Türkiye'nin kurtulması gereken bir yapı olduğunu düşünüyorum.

Cemaate yaklaşım nasıl olmalı?

Bu cemaat AKP'ye yapışmıştı, AKP silkelendi attı. Şimdi CHP'ye, MHP'ye ve bulduğu diğer yapılara yapışma derdinde. Kapılarımızı kapatmalıyız. Bize yapışmalarına asla izin vermemeliyiz. Bu da ilkeli siyaset ile mümkündür, pragmatik siyasetle değil. Sayın Baykal'ın kasetini izlettiriyorlar Başbakana, başbakan onu izlerken onu da çekiyorlar ve bu da servis ediliyor. Bunu da gördük.

CHP de kaset siyasetine meydan okusaydı oyları artar mıydı?

Ben öyle olurdu diye düşünüyorum. Bu gayr-i meşru ve ahlaksız bir yoldur; bunlara itibar etmiyoruz; biz yolsuzlukları on senedir zaten söylüyoruz. AKP'nin elinden bu kozu almak olurdu. Ve sanıyorum bizim için de çok artı getirirdi.

CHP'nin sağdan aday göstermesi de, pragmatist yaklaşımın tezahürü mü?

Öyledir. İlkeli siyaset yerine pragmatik siyaset 'para' ediyor. Biz de öyle davrandık.

Siz bu yakınlaşmayı nasıl buluyorsunuz?

Gülen Cemaatini ben Türkiye'nin başına gelmiş en büyük kötülüklerden biri olarak görüyorum.

Nasıl bir yapı ile karşı karşıyayız?

Kökü dışarıda olan bir yapı ile karşı karşıyayız. İnsanları eğitimleri, bursları, yurtları, iş bağlantıları, ihaleleri, ihracat-ithalat imkanları üzerinden, kısaca haraç ilişkisi üzerinden kendisine muhtaç kılan bir yapı ile karşı karşıyayız. Bunların hiç biri yetmemişse, bu sefer yasa dışı dinlemelerle insanları esir alabilen bir yapıyla karşı karşıyayız. Son 7 yıldır ömrüm boyunca unutmayacağım en büyük deneyim Ergenekon, Balyoz mahkeme salonları deneyimi oldu. Mahkemeler, sonsuz uykuya yattığımız uykudan bir önceki durak gibiydi.