“Yeni CHP” söylemiyle farklı bir politik hat oluşturmaya çalışan Kılıçdaroğlu CHP’si geçmişe oranla daha cesur tavırlar almaya devam ediyor. CHP’den Başbakan’ın, “biz adım atmak istiyoruz ama muhalefet destek vermiyor, öneri getirmiyor” söylemini boşa çıkaran bir çıkış daha geldi. Kürtlerin Sorunlarını Parti Meclisi’nde tartışan CHP’den gelen bilgiler, geçmişte “Demokratik Açılım”a köstek olmaya çalışan CHP’nin daha pozitif bir söylem geliştirme çabası içinde olduğunu gösteriyor.

İşte CHP’de yaşananlar:

NELER KONUŞULDU?

Mesut Değer, CHP’de geçmiş yönetimler döneminde Kürt sorununun ihmal edildiği iddialarının doğru olmadığını söyledi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun teröre yaklaşımını eleştiren Değer, “90’lı yıllarda bu konuda herkes susarken biz bir rapor hazırladık. Sizin ortaya koyduğunuz program ve proje nedir? Bugün açılım diye getirilen Hakikatler Komisyonu önerisi yıllardır İmralı tarafından dile getiriliyor. Biz şimdi bunu alıp parti görüşü yaptık” dedi.

Bir Parti Meclisi üyesinin “CHP olarak bizim terör konusuna ve Kürt sorununa bakışımız ne?” şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu’nun, “Doğru gördüğümüz politikaların kimin tarafından dile getirilmesi önemli değil. Ben ‘eğer barış gelecekse bu konuda İmralı ile de görüşülebilir’ dedim. Hâlâ aynı görüşteyim. Bizim bu konuda parti programımız net. Ben anadilin öğrenilmesinden yanayım. Ama devlet eliyle öğretime karşıyım. CHP’nin resmi görüşü budur” dediği kaydedildi.

CHP'NİN YENİ 'KÜRT POLİTİKASI'

CHP Parti Meclisi'nde yeni dönemdeki Kürt politikasını belirleyecek rapor tartışıldı. Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun hazırladığı raporda "Kürt Sorunu" tanımının terkedilmesi isteniyor, "Kürtlerin sorunları vardır, ama Kürtler sorun değildir" deniliyor.

Partinin bugüne kadar izlediği Kürt politikasına da özeleştiriler yapan raporda tespit edilen çözüm önerilerinin arkasında yeterli bir siyasi irade ve kararlılık ile durulamadığı kaydediliyor.

Çözümsüzlüğün gerçek nedenlerinin mevcut ve önceki hükümetler olduğuna atıf yapılan raporda Kürt vatandaşlarının kendi dillerini özgürce kullanabilmeleri, özel kurslarda Kürtçe öğrenip öğretebilmelerinin önemine dikkat çekiliyor.

Yeni anayasada etnik kimlik/dini inanç/siyasi düşünce vurgusundan arındırılmış bir vatandaşlık tanımı olması gerektiği vurgulanan raporda, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve özerkliğin önündeki engellerin kalktığı yeni bir idari yapılanmaya da işaret ediliyor.

AK Parti'nin açılımının toplu mezarlara gömüldüğü ifadesinin kullanıldığı raporda, seçim barajının düşürülmesi ve siyasi partiler yasasının değiştirilmesi, koruculuk sisteminin kaldırılması, zorunlu göç mağdurlarının kayıpları ve zararları için tazminat verilmesi ve köye geri dönüş sağlanması da yer alıyor.

CHP’DEN KÜRTLERİN SORUNLARI İÇİN ÖNERİLER

Parti Meclisi’ne sunulan ve görüş istenen raporda hangi öneriler yer aldı?

Parti Meclisi’ne sunulan ve görüş istenen raporda şu öneriler yer aldı: 1-Eşit anayasal vatandaşlık, 2-Hakikatlerin araştırılması, 3-Temsilde adalet, 4-Anadilin öğretilmesi, 5-Düşünce özgürlüğü, 6-Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, 7-Koruculuğun kaldırılması, 8-Şiddet ve çatışma ortamının sona ermesi.

CHP’nin Kürt politikalarında etkili ismi Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı rapor, üyelerin önerilerini almak için Parti Meclisi’ne sunuldu. CHP PM’de önceki gün ele alınan ve birçok tartışmanın yaşanmasına yol açan “Kürt sorunu olarak adlandırılan Türkiye’nin Kürt kimlikli vatandaşlarının hak ve özgürlük talepleri ve CHP’nin çözüm yaklaşımları için öneriler” başlıklı rapora VATAN ulaştı.

“Kürt Kimlikli Vatandaşlar” ifadesi kullanıldı ve “Kürt Kimlikli Vatandaşların ortaklaştığı” sorunlar 8 ana başlıkta değerlendirildi. 18 sayfalık raporda, SHP’nin 89 raporu, CHP’nin kurultaylarında gündeme getirilen görüşler ve CHP’nin gerçekleştirilmesini isteyeceği reformlar ve gündem yaratacak öneriler yer alıyor.

Raporu PM’ye anlatan Tanrıkulu, “Dünyada bütün terör sorunlarını sol partiler çözdü. ETA, IRA gibi sorunları sol partiler çözdü. Biz CHP olarak harekete geçmezsek bu sorun çözülmeyecek. Bu sorunlar bu raporda yazan politikalarla çözüldü. Bunu değerlendirelim, tartışalım” dedi.

Toplantıda yaklaşık 4 saat tartışılan rapora ilişkin öneriler bir sonraki PM toplantısında ele alınacak.

8 BAŞLIKTA TALEPLER

Türkiye’nin Kürt kimlikli vatandaşlarının “homojen” ve “tekçi bir yapıya” sahip olmadığı belirtilen raporda, Kürt vatandaşların taleplerinin BDP gibi partilerin önceliği olsa da CHP açısından bu konuların ele alınmasına engel olamayacağı kaydedildi. Raporda, “Kürt kimlikli vatandaşların siyasal ve kültürel konularda ortaklaştığı talepleri” şu maddelerde ele alındı:

1-Eşit anayasal vatandaşlık /Yeni ve demokratik bir Anayasa

2-Hakikatlerin araştırılması / Faili meçhullerin açığa çıkarılması

3-Temsilde adalet ve siyasal yaşama (kendi kimliği ile) katılım /Seçim barajı ve siyasi partiler yasası

4-Ana dil sorunu / Ana dilin öğretilmesi ve eğitimi / Ana dilde eğitim

5-Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü

6-Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yetki ve sorumluluklarında karar alma iradelerinin/özerkliklerinin genişletilmesi

7-Köy Koruculuğunun kaldırılması

8-Şiddet, terör ve çatışma ortamının sona erdirilmesi

SOYUT DEĞİL

Bu 8 talebin temel gerekçelerinin de sıralandığı raporda, “CHP bu sorunun çözüm hedefinin genel çerçevesini tespit ettiği zaman referans olarak kullanılacak insan hakları, demokrasi, eşitlik, adalet ve hukukun üstünlüğü değerleridir. Adı geçen değerler soyut kavramlar değildir. Uygulamaları ile somutlaştırılmış pratik adımlardır” denildi.

CHP’NİN REFORMLARI

Raporda, 8 talebin tespiti yapıldıktan sonra 2011-2015 döneminde ağırlık verilmesi istenen ve “CHP iktidarında” uygulamaya konulacak reformlar hakkında da bilgiler yer aldı.

CHP’nin yeni Anayasa çalışmasında vatandaşlık tanımı ile vatandaşların hak, özgürlük ve yükümlülüklerinin etnik kimliklere, dini inançlara ve siyasi düşüncelere bağlılığı ifade eden vurgulardan arınmış bir içerikte olması için çalışacağı belirtilen raporda şöyle denildi: CHP, eşit anayasal vatandaşlık hedefine uygun vatandaşlık ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hak, özgürlük ve yükümlülüklerinin tarif edilmesi yoluyla, toplumsal uzlaşı, barış ve demokrasinin birlikte yaşama iradesi ile güçleneceğine inanır. Yeni Anayasa etnik kimlik vurgularına yer vermemeli, yasalardaki ayırımcı dil ortadan kaldırılmalıdır.”

YEREL ÖZERKLİK

Hakikatleri araştırma komisyonu kurulması, seçim barajının düşürülmesi, ana dil eğitimi Kürtçe’nin müfredat programında farklı bir dil / seçmeli dil olarak yer alması da önerilen raporda yerel özerklik ise şöyle anlatıldı:

Türkiye’nin bugüne kadar Yerel Özerklik Şartı’na koymuş olduğu çekincelerin neredeyse tamamı yerel yönetimlerin önüne konulan gereksiz engellerin sürdürülmesi kaygısından kaynaklanmıştır. Bu nedenle, söz konusu çekincelerin kaldırılması güçlü bir yerel yönetim yapısının kurulmasına yönelik sadece somut politikaların hayata geçirilmesinin önünü açmayacak, aynı zamanda bir zihniyet değişikliğini de sağlayacaktır. Böylece yerel yönetimler mali, yönetsel ve siyasi özerkliklerini anlamlı biçimde kullanabileceklerdir.

BİNNAZ HOCA’YA KIZDI

CHP Parti Meclisi’nin önceki günkü toplantısında hararetli tartışmalar yaşandı. Kılıçdaroğlu’nu kızdıran “Kürt Meselesi ve terör konusunda yaklaşımımız net değil, bu çerçevede neyimiz var?” sorusunu soran ismin Prof. Dr. Binnaz Toprak olduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu birkaç üyenin daha benzer yaklaşım sergilemesi üzerine, “Arkadaşlar yeter artık, yani kaç kere daha anlatacağız” dedi.

Toplantıda ayrıca Başta Ercan Karakaş ve İsa Gök olmak üzere 20’ye yakın üye tüzük değişikliğinin ve buna ilişkin tüzük kurultayının ertelenmemesini talep ederken Kılıçdaroğlu bu taleplere, “Bakın PM’nin bu toplantısının gündeminde bunlar yok, tüzük değişikliklerini uygun takvimde yapacağız, olağan kurultayla birlikte de olabilir veya başka bir takvimde de olabilir” yanıtını verdi.

‘ÇÖZÜME YÖNELİK ADIMI DESTEKLERİZ’

CHP PM terörle mücadele konusunda bir bildirge yayınladı: “Çözümün önündeki engel AKP’nin tutarsız, beceriksiz ve partizan yönetim anlayışıdır

CHP Parti Meclisi’nin önceki günkü olağanüstü toplantısının ardından hazırlanan bildirgede, “hem müzakere hem mücadele” anlayışıyla çözüm üretilemeyeceği vurgulandı. CHP PM üyesi Oğuz Oyan tarafından Genel Merkez’de düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan bildirgede özetle şu görüşlere yer verildi:

BİRLEŞTİRİCİ OLMALI: Türkiye yakın tarihinin en acılı günlerini yaşamaktadır. CHP, terörün hiçbir haklı gerekçesi ve meşruiyeti olamayacağı görüşündedir; her türlü terör eylemini şiddetle ve nefretle kınar. Acımız büyüktür, ancak bu acılar toplumumuzu ayrıştırıcı değil birleştirici olmalıdır.

NEFRET SÖYLEMİ: Ülkemizde artarak süren terör olayları, toplumun bütün kesimlerinde büyük infial yaratmıştır. Toplumumuzun sağduyusu bugüne kadar toplumun iç bütünlüğünün bozulmasını engellemiştir. Ancak AKP iktidarında Türkiye’de nefret söyleminin giderek egemen olmaya başlamasını kaygıyla izliyoruz. Bunun nedeni, yönetimi sıfır terörle devralan AKP’nin ülkeyi şiddet dozu giderek artan teröre teslim etmiş olmasıdır.

SAMİMİYETSİZ: AKP’nin tutarsız, samimiyetsiz ve fırsatçı politikaları sorunu adeta içinden çıkılamaz bir duruma getirmiştir. Terörle mücadele tutarlılık ve kararlılık gerektirir. ‘Terörle hem müzakere hem mücadele ederim’ anlayışıyla çözüm üretilemez. AKP, ‘demokratik açılım’ adını verdiği kavramın içini hiçbir zaman doldurmamıştır. Anamuhalefetle bile paylaşmadığı projelerini silah bırakmayanlarla kapalı kapılar ardında paylaşmıştır; onlarla ileri müzakereler yapmış, protokoller imzalamış, taahhütlere girişmiştir.

ÇÖZÜM YERİ TBMM: ‘Siyaset kurumunun çözüm üretmesi gerektiğini’ söylememize kulak tıkamıştır. Yineliyoruz; bu ülke sorununun çözüm yeri TBMM olmalıdır. Ortak aklı egemen kılmanın yolu budur.

DESTEK VERECEĞİZ: Açıkça söylüyoruz; Hükümetin çözüme yönelik tüm adımlarına CHP olarak destek vereceğimizi tekrar vurguluyoruz. Öte yandan, iktidarı, CHP’nin somut çözüm önerileri üzerinde de düşünmeye davet ediyoruz. CHP, çözümün ve toplumsal bütünlüğün adresidir.