Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.

Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, tutuklu askerlerin durumuna değindi.

Geçtiğimiz günlerde yaptığı "Donanmaya gönderecek komutanımız kalmadı" açıklamasında amacının yargıya müdahale olmadığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"DERDİMİZ YARGIYA MÜDAHALE DEĞİL, YARGI SÜRECİNİN UZAMASINA YÖNELİK"

"Burada bizim derdimiz yargıya müdahale değil. Bizim derdimiz yargı sürecinin uzamasına yöneliktir. Bu konuda birçok grup toplantısında açıklamalarımız oldu. 3. yargı paketinde gerekeni yaptık.

Tutuksuz yargılama sürecinde devletin kuruluşlarında aksama meydana gelmeyecek ve bu süreci başarıyla sürdürecektir."

"TUTUKSUZ DA YARGILANABİLİRLERDİ"

3. yargı paketiyle tutuksuz yargılama mümkün hale geldi ancak yine de işler hızlı yürümüyor. Tutuklu askerler davet üzerine gelip ifade verdiler ve tutuklandılar. Tutuksuz da yargılanabilirlerdi. Yaklaşık 400 asker şu anda içeride.

Bu sürece yönelik bazı yeni adımlar planlanıyor. 4. yargı paketinde herhangi bir düzenleme düşünmüyorum ama anlayış değişmeli diye düşünüyorum. Zaten yasada gerekli düzenlemeler var.

Bu tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü verirsiniz ve gereği icra edilir. Bunla ilgili 3. yargı paketi yeterlidir diye düşünüyorum."

KILIÇDAROĞLU İLE AYNI PAYDA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, yargı konusunda eleştirilerde bulunmuş ve Erdoğan'ı, "Bu sözleri söylediğim için darbeci diyorlar. Bir değerli büyüğümüz televizyonda konuşuyor. Bakın ne buyuruyor: 'Bunların içinde karacısı var, denizcisi var. Yani neredeyse komuta kademesinde subayımız kalmıyor. Böyle şey olmaz'. Günaydın beyefendi, yeni mi aklın başına geldi senin?" sözleriyle eleştirmişti.

CHP lideri yine Erdoğan'ın "Bazı medya organları TSK’ya saldırı içine giriyorlar" sözlerini de "Günaydın beyefendi. O davaların savcılığını üstlenen sen değil miydin? Nasıl oluyor da çark gündeme geldi" diye eleştirmişti.

"SURİYE'YE GIDA YARDIMI DIŞINDA BİR DESTEĞİMİZ YOK"

'Türkiye Suriye'deki çeteler destekliyor' iddialarına ilişkin de konuşan Erdoğan şunları söyledi:

"Bizim Suriye'de muhalefete verdiğimiz destek birinci derecede kamplar konusudur. Şu anda bizim ülkemizde 170 bini kamplarda 60 bini şehirlerde Suriyeli vardır. Bizim Suriye'yle ilgili sorunumuz rejimledir. Suriye halkı bizim kardeşimizdir, canımızdır, ciğerimizdir. Şu anda bizim sınır illerimize havan topları düşmektedir ve canımızı yakmaktadır. Orada 5 tane sivil vatandaşımız şehit olmuştur. Şu anda Suriye halkına gıda, ilaç, yiyecek noktasında gerekli desteği veriyoruz.

Bunun dışındaki destekler Türkiye kaynaklı Türkiye mahreçli değildir. Türkiye'de Suriye rejimine kimler destek veriyor. Bu soruyu da sormanız lazım. Suriye'deki rejimi Türkiye'de kimler destekliyor. Ben Lübnanlı kardeşlerimden bunu beklerdim. Suriye'nin Lübnan'a da çok zulmü oldu. Suriye'nin Lübnan'dan askerlerini çekmesi için zamanında Beşar Esed'e çok talebimiz oldu. Oradaki askerlerin çekilmesiyle ilgili bizim de rolümüz oldu. Rejimle ilgili mücadelede Suriye halkının yanında olmayı sürdüreceğiz. Kaçırılan Lübnanlı kardeşlerimizle ilgili olarak sizler hangi hassasiyetle konunun üzerinde duruyorsanız bizler de aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Bu konuda mücadelemizi sürdürüyoruz."

'KAMUOYU ARAŞTIRMALARINDA HALKIN SÜRECE BAKIŞI OLUMLU'

Kürt sorununun çözümü konusunda yapılan görüşmelere ilişkin bir soruya ise Başbakan Erdoğan, "Kiminle görüşmemiz gerekiyor derken, burada bizim süreci değerlendirebileceğimiz arkadaşlarımız var. MİT bunun en önemli ayağıdır," yanıtını verdi.

"ERBİL'DEKİ SİYASİ MUHATAPLARLA DA GÖRÜŞÜRÜZ"

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"Karşımızda siyasi muhatap varsa bizim müzakere edebileceğimiz siyasi muhataplarımız olabilir. Bunlar yerli de olur, uluslararası da olur. Erbil'deki siyasi muhataplardan istifa edeceksek onlarla da görüşürüz. Nitekim görüştük ve görüşüyoruz. Yeter ki bir karara varalım ve şu refah, huzur ortamını ülkemizde yakalayalım. Gördüğüm kadarıyla halkımın milletimin bu sürece bakışı çok olumlu. Yaptırdığım kamuoyu araştırmalarında bunu görüyorum. Tüm medya mensuplarının da bu konuda verdikleri ve verecekleri destek bu sürecin bitirilmesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum."