CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, partisinin Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı’nın ardından açıklama yaptı. Son dönemde Güneydoğu Anadolu’da yaşananlara değinen Koç, meselenin sadece hendek meselesi olmadığı belirterek, “Devlet, terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez. Hukuk devleti olarak bu mücadelesini ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde yapmak zorundadır” dedi.


Koç, toplantıda 16-17 Ocak’ta gerçekleştirilecek 35’inci CHP Olağan Kurultayı ile ilgili gelişmelerin değerlendirildiğini belirtti. Kurultay süreciyle ilgili tüm hazırlıkların gözden geçirildiğini söyleyen Koç, “İlçelerimizde olağan kongre süreçleri tamamlandı. İllerimizin bir kısmı da yapılmıştı. Bu hafta sonu ve önümüzdeki 2 hafta sonu 26-27 Aralık’ta da bütün illerimiz tamamlanmış oluyor. Böylece kurultay sürecine de yenilenmiş bir kurultay delegasyonuyla gitme gerçeği karşımıza çıkmış bulunuyor” diye konuştu.

BİRLİK VE BÜTÜNLÜK AÇISINDA KAYGI VERİCİ

Yurdun Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan gelişmelere değinen Koç, bölgede yaşananlarla ilgili en büyük sorumluluğun devleti yönetenlere düştüğünü vurgulayarak “Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşananlar Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü açısından kaygı verici bir hal almıştır. Bu milletin çıkarından çok kendi yakın dönem politik çıkarlarını düşünen bir anlayışla devletin idare edilmesi mümkün değildir” dedi.

MECLİS SORUNA EL ATMALI

Bölgede yaşanan sorunların çözüm adresi olarak Meclis’i göstererek, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu şekilde şapkasını önüne koyarak ciddi bir değerlendirme yapması gerektiğine inanıyorum. Sorunun bir tek çözüm yeri var. O da TBMM. Bunu ifade etmeye devam ediyoruz. TBMM bu soruna el atmak, Meclis’te temsil edilen tüm partiler de çok içten ve samimi olarak bulundukları siyasi kamplardan ve koşullanmalardan sıyrılarak bu sorunu çözmek için harekete geçmek durumundalar. Bu ulusal ve hepimizi ilgilendiren bir konudur. Hepimizin ortak sorumluluk alması gereken bir konudur" dedi.

HENDEKLER

Koç şöyle devam etti:

“Bugün karşı karşıya kaldığımız mesele sadece hendek kazma meselesi değildir. Bugün karşı karşıya kaldığımız mesele sadece sokağa çıkma yasaklarıyla, şehirlere tanklar sokarak bir savaş manzarası ortaya koyarak çözülebilecek bir mesele de değildir. Sorun hendek sorunu değil, o hendekleri açtıran, o bölgeyi yangın yerine çeviren derin ve küresel siyasi boyutları olan bir mesele haline gelmiştir. Maalesef etrafımızdaki siyasi koşullar bu sorunu bir süredir Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkartmış uluslararası sorun konjonktürüne taşımıştır. Dış politikada yapılan stratejik hatalar sorunun bu boyuta ulaşmasına maalesef zemin hazırlamıştır.”

HUKUK DIŞINA ÇIKARAK MÜCADELE EDEMEZ

“Devlet, terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez. Hukuk devleti olarak bu mücadelesini ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde yapmak zorundadır. Hukuku aşarak gayrinizami yollarla yapılan her uygulama terörle mücadele değil, bir şekilde teröre destek çıkan uygulamalardır. Sonuçları itibariyle. Devlet kendi vatandaşına düşman unsur, kendi şehirlerine de düşman şehir statüsüyle asla bakamaz” diye konuştu.

BÖLGEYİ TERK EDEN ÖĞRETMENLER

“Öğretmenler SMS talimatlarıyla bölgeden tahliye ediliyor. Öğretmenler ayrılıyor ama eğitim verdikleri çocuklar o bölgelerde kalmaya devam ediyor. 300 bine yakın insanımız bölge içi ve bölge dışı göç yollarında. İktidar partisinin ve onu en üstte yöneten ve yönlendiren kişinin çıkarlarına uygun olduğunda Türkiye adına barış süreci, çözüm süreci dedikleri sürecin içine sokuluyor. Adına çözüm dedikleri süreci kendi kişisel çıkarlarına uygun düştüğü sürece götürenler bir seçim döneminde koyu milliyetçiliğin ve onun getirdiği güvenlikçi uygulamaların kendilerine oy devşireceğini hesapladıklarında o barış masası, savaş masası haline dönebiliyor. Tek kişinin iki dudağının arasından çıkan kararlarla ülke kaos ve sıkıntı içine sokulabiliyor.”

BU YANGIN YAYILMAMALI

“Bu yangının yayılmaması gerekiyor. Bu ülke hepimizin. Bu ülkenin kardeşliği, bütünlüğü, geleceği hepimizin kutsalı. Her kanatta, her cephede yer alan siyasetçiler bu olaylara körükle yaklaşmayın. Ateşin üzerine benzin dökerek yaklaşmayın. Sağduyu olun. Bölge halkının demokratik taleplerinin bir terör örgütünün ipoteğinden çıkartılması da öncelikle o bölgede siyaset yaptığını iddia eden sorumlulara aittir. Burada da adresim çok açık.”

“CHP bu konuda bir çalışma yapıyor. Milletvekillerinden oluşan çeşitli heyetler, organizasyon tamamlandığında büyük bir ihtimalle grup başkanvekillerimiz açıklama yapacaktır.” (İMC TV)