CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, Türkiye’nin yakın tarihinde büyük bir kara leke olarak duran ve halen gerçek faillerinin ortaya çıkarılamadığı 6-7 Eylül olaylarının araştırılması için TBMM’ye çağrı yaptı.

Doğan, 6-7 Eylül olaylarının 60’ıncı yıldönümü dolayısıyla bugün Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı tarafından olaylar sırasında saldırıya uğrayan Aya Yorgi Kilisesi’nde düzenlenen ayine katıldı.

Kudüs Rum Metropolitliği İstanbul Temsilcisi Metropolit Nektarios’un yönettiği ayine Doğan’ın dışında Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı Başkanı Laki Vingas, Vakıflar Genel Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan, Beyoğlu Kadim Süryani Meryem Ana Vakfı Başkanı Sait Susin, Türk Musevi Cemaati Başkan Vekili Moris Levi’nin de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.

“VATANDAŞLIK FİKRİ DARBEYE UĞRADI”

Törende bir konuşma yapan Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı Başkanı Laki Vingas, “Bu saldırı, yağmalama ve adaletsizlikle İstanbul’un kadim Rum toplumunun canına, malına, hayallerine ve umutlarına kastedilmiştir. Rum toplumu memleketinden sürülmüştür. Saldırıya uğratılan bir temel daha vardır ki o da vatandaşlık fikridir. Toplumun bir parçasını yalnızlaştırarak onu dış politikada hamle malzemesi yaparak değiş tokuş anlayışı ile rehin alınmıştır. Bu anlayış Türkiye’nin demokrasisi için büyük darbedir” dedi.
 
“ONLARSIZ ÇOK EKSİĞİZ”

Ayinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP’li Doğan da 6-7 Eylül’ün Türkiye tarihinde bir utanç sayfası olduğunu belirterek “Vatanını seven onbinlerce insan vatanını terk etmek zorunda kaldı. Biz bugün onlarsız çok eksiğiz. Hepimize çok büyük görevler düşüyor. Mağdurlar hala hayatta. Torunlar ve çocuklar. Ama failler yakalanmadılar. Bu cezasızlık kültüründen arınmamız lazım” dedi.

DOĞAN ANKARA’DAKİ ANMALARA DA KATILACAK

Doğan yarın da Ankara Düşünceye Özgürlük girişiminin davetlisi olarak 12.30’da Yüksel Caddesi’nde yapılacak olan basın açıklamasına katılacak ve olayları konu edinen fotoğraf sergisini gezecek.
 
Doğan’ın 6-7 Eylül’ün 60’ıncı yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklama şöyle:

Bu toprakların tarihinde bir kara leke olarak duran 6-7 Eylül olaylarının üzerinden 60 yıl geçti.
Dönemin iktidarı Demokrat Partisi (DP) yanlısı basının günler öncesinden Kıbrıs’ta yaşanan olayları bahane ederek yaptığı kışkırtıcı yayınlar artık Atatürk'ün Selanik'teki evinde bomba patlatıldığı yalanıyla zirve yapmış ve ardından 6-7 Eylül olayları yaşanmıştır.

İktidardaki DP teşkilatlarının da katıldığı ve öncü bir rol üstlendiği 6 Eylül günü Rum vatandaşların oturduğu mahallelerde büyük bir yağma yaşanmaya başlanmış ve bu yağma 7 Eylül günü tüm azınlıkların oturduğu mahallelerde devam etmiştir. Saldırılarda 71 kilise, 26 okul, 5 spor tesisi, 3 gazete, 4500 mağaza, 2100 ev tahrip edilmiş, kundaklanmış, yağmalanmıştır.

37 kişi yaşamını yitirmiştir. Ölümler ve yağmalar kadar korkunç olan başka bir olay daha yaşanmış ve 300’den fazla Rum kadınına tecavüz edilmiştir.

UTANÇ BELGESİ FOTOĞRAFLAR

Dönemin tanığı fotoğraflar bu toprakların bir utanç belgesi olarak durmaktadır.

Örgütsüz bir kalabalığın yaptığı yağma gibi görünse de küçük ve organize bir grubun kalabalığı önceden belirlenmiş adreslere yönlendirdiği, yağmacıların kullanımına özel arabanın yanı sıra toplu taşıma araçlarının verildiği bilinmektedir. Yağma sırasında demir kesme makasları ve kaynak makineleri kullanılmış ve yağma için şehir dışından binlerce kişi İstanbul’a getirilmiştir. Aynı zamanda İstanbul Emniyeti de pasif bir tutum izlemiştir. Tüm bunlar yaşananların örgütlü bir şekilde tertiplendiğini ortaya koymaktadır.
 
GERÇEK FAİLLER NEREDE?

Olayların ardından göstermelik yargılamalar yapılmış ve asıl suçlular hiçbir zaman ortaya çıkarılmamıştır. Dönemin Seferberlik Tetkik Kurulu'nda görevli olan, daha sonra MGK Genel Sekreterliği de yapan Sabri Yirmibeşoğlu, bir gazeteciye 6-7 Eylül olaylarının Özel Harp Dairesi’nin işi olduğunu ve amacına da ulaştığını belirtmiştir. Yirmibeşoğlu’nun bu ifadeleri faillerin neden halen ortaya çıkarılmadığının da göstergesidir.
 
6-7 olayları Türkiye’de büyük bir sermaye değişimi yaratmasının yanı sıra bu toprakların büyük zenginliklerinden biri olan binlerce Rum’un bu toprakları terk etmesine de neden olmuştur. Nüfus mübadelesinin ardından sayıları 100.000'e kadar düşen Rumlar bu olayın ertesinde Türkiye’yi hızla terk etmeye başlamışlardır. Bugün sayıları 2.000’e kadar düşmüştür.

TBMM ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI

Demokratik devletlerin yakın tarihlerinde gerçekleşen bu tür olaylarla yüzleşmesi ve aradan yıllar geçse de mağduriyetleri gerekmektedir. Olaylarda evleri, işyerleri, ibadethaneleri yağmalanan insanların bugün bazı haklı talepleri vardır. Olayların faillerinin ortaya çıkarılmasını ve kendilerinden özür dilenmesini istemektedirler. Vatandaşlık haklarının geri verilmesi de talepleri arasındadır.

Geriye dönüp baktığımızda toplum ve devlet olarak utanmamıza neden olan olayların araştırılması için TBMM üzerine düşen görevi yapmalıdır.

6-7 Eylül’ün 60’ıncı yılı geçmişimizle yüzleşmek için bir vesile olsun.