CHP'li Zeynep Altıok, Veli Ağbaba, Özgür Özel ile Sezgin Tanrıkulu, 28 belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili değerlendirmeyi Diyarbakır'da yaptı.
 
CHP'li Grup Başkan Vekili Özgür Özel, kayyum atanmasını AKP'nin meclise teklif ettiğini ancak daha sonra geri çektiğini belirterek, "Burada siyasi bir kalpazanlık, siyasi bir evrakta sahtekarlık, Meclis'in iradesine karşı sarayda yapılan bir toplantıyla doğrudan Meclis'in iradesine darbe yapmak vardır" dedi.
 
“ÖĞRETMEN KIYIMI YAPILIYOR”
 
İlk konuşmayı yapan Veli Ağbaba, FETÖ ile en çok ilişkili olan kurumun AK Parti olduğunu iddia ederek, "Her yerde FETÖ temizliği yapılıyor. 'FETÖ var' diyor AKP. Askerde var, poliste, Milli Eğitim Bakanlığı'nda, yargıda var. Acaba siyasette yok mu? İddia ediyorum FETÖ ile en çok ilişkili olan kurum AKP'dir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, bu darbe girişimine destek veren, bu örgütle ilişkide olan insanlar görevden alınmaya başlandı. Cadı avı olmasın diye defalarca uyardık.
 
Bir de bu işlerle ilgisi olmayan FETÖ ile en son ilişkisi olacak bir kuruma, eğitim kurumuna, Eğitim-Sen'e görevden alınmalar başladı. Yaklaşık 11 bin 500 öğretmen görevden alındı. Haklarında hiçbir soruşturma yok. Terörle ilişkili durumları yok. Resmen bir öğretmen kıyımı yapılıyor. Eğitim Sen'in yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum" dedi.
 
"İŞKENCE MEŞRU DEĞİL, USUL BAĞIMSIZ YARGI HAKKIDIR"
 
Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, sebebi ne olursa olsun, terörle mücadele konusunda dahi işkencenin meşru olamayacağını savunarak, "Ciddi hak ihlalleri ile karşı karşıyayız, işkence iddialarıyla karşı karşıyayız. CHP olarak, OHAL döneminde ve meclisin tatile girdiği dönemde, İnsan Hakları Komisyonu'nun çalışmaya devam etmesi için çağrıda bulunduk. Sebebi ne olursa olsun, terörle mücadele dahi olsa işkence meşru olamaz ve usul bağımsız yargı hakkıdır" diye konuştu.
 
"OHAL KHK'SI İLE NASIL KAYYUM ATIYORSUNUZ?"
 
Grup Başkan Vekili Özgür Özel de, OHAL kapsamında çıkarılan kamu hükmündeki kararname ile kayyum atanamayacağını ifade ederek, "Tam gününde ve yerindeyiz. 15 Temmuz'da toplumun tüm kesimleri, parlamentonun tüm partileri hep birlikte darbeye karşı direnmiş, irade koymalarına karşın, geldiğimiz noktadan, kendi sivil darbesini her geçen gün biraz daha oturtan AKP, son dönemlerde 2 adım daha attı. Bu adımları OHAL ve KHK'lar ile yapıyor.
 
1991'deki 2 kararı ve 2003'teki bir kararı ile Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın OHAL ilan edildiğinde, hükümete KHK çıkarmak için verdiği yetkiyi, kendi yetkisi açısından incelenebilir ve sınırlandırılabilir bulmuştur. İçerik bir değerlendirme yapamamakla birlikte OHAL yetkisinin OHAL'in gerekli kıldığı veya OHAL'i ilan etmenizdeki gerekçenizle sınırlı olduğunu söylemektedir. OHAL sırasında çıkarılacak KHK'lar OHAL süresiyle ilgili düzenlemeler yapar. OHAL tüm ülkede ilan edildiği için bununla ilgili sorun yok. Ama yapılan tüm düzenlemeler, memuriyetten atma gibi bir kişinin geleceğinin tamamını etkileyecek bir düzenlemeyi OHAL'in KHK'sı ile yapamazsınız. Bu doğru değil.
 
OHAL'in gerekli kıldığı durum diye meclise sunduğunuz gerekçe, Fethullahçı terör örgütüyle mücadele etmek. Bunu yaparken biraz önce ifade edilen dünya görüşüne, FETÖ ile taban tabana zıt öğretmenleri, memurları görevden uzaklaştırmaları, FETÖ ile ne gibi bir bağlantısı var? Bugün görevden alınan, kayyum atanan belediyelerin 4 tanesinin FETÖ ile ilgili olduğunu söylüyorsunuz. Oradaki yetki de tartışılır ama geri kalanın FETÖ’cü olmadığını siz de söylüyorsunuz. Ve buna OHAL KHK'sı ile nasıl kayyum atıyorsunuz?" diye konuştu.
 
"SİYASİ KALPAZANLIK, MECLİSİN İRADESİNDE DOĞRUDAN DARBE"
 
AK Parti'nin KHK'lar ile ilgili 16 Ağustos tarihinde teklif verdiğini ancak 20 Ağustos tarihinde de bu teklifi çektiğini hatırlatan Özel, bunun siyasi kalpazanlık ve siyasi olarak bir evrakta sahtekarlık yapmak olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
 
"Ayrıca bugün hükümetin kullandığı kayyum atama yetkisi 20 Ağustos günü AKP'nin önergesnii, 4 parti oy vererek, uzlaşmayla yasa teklifinden çıkarmıştı. Yani, bir milli irade varsa, bütün milletvekilleri kayyum atama yetkisini yasadan çıkardı. Yani Meclis'in iradesi, yani belediyelere kayyum atama yetkisini o gün uygun görmedi. 2 Eylül günü Resmi Gazetede şunu yayınladılar, 'biz 16 Ağustos günü, sarayda toplanmıştık, o gün bunu Kanun Hükmünde Kararname'ye koymuştuk.' 16 Ağustos günü koymuşsanız, 20 Ağustos'ta niye Meclis'e teklif edip, sonra geri çekiyorsunuz? Burada siyasi bir kalpazanlık, siyasi olarak bir evrakta sahtekarlık, Meclis'in iradesine karşı sarayda yapılan bir toplantıyla doğrudan Meclis'in iradesine darbe yapmak vardır. Bunun bir kez daha vatandaşımızın dikkatine sunuyoruz.
 
Bugün kullanılan yetki 1980 anayasasının hükümete verdiği OHAL yasasını kullanılmamaktadır. O yetki, OHAL konusu ve süresiyle sınırlıdır. Burada kullanılan yetki, Recep Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta ortaya koyduğu, 2011-2013 Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na AKP'nin önerip, o masanın dağılmasına sebebiyet veren başkanlık sistemindeki başkanlık kararnamesidir. Meclis'in yasa çıkarmadığı konularda, 'başkan kararname çıkarır ve bu kanun hükmündedir' dediler. Bu yüzden o masalar dağıldı."
 
"KULLANILAN TÜM YETKİ AŞIMLARINI ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞIYACAĞIZ"
 
FETÖ ile mücadelede tespit edecekleri tüm yetki aşımlarını Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını ifade eden Özel, AK Parti'yi önce kendi seçmenlerine, daha sonra da tüm Türkiye'ye şikayet edeceklerini söyledi. Özel, "Türkiye'de şu anda başkanlık hayallerine toplumun önemli bir kesimi karşı çıkıyor ve Anayasa'da olmayan, ülkemizde olmayan bir yetkiyi fiilen kendi yetkilerini bilmeyen, adeta kendisi kayyum olarak atanmış bir Başbakan'ın eliyle bunları saraya toplayarak, olmayan yetkisiyle bir takım şeyler çıkarıyorlar. Bunlar Resmi Gazete'de yayımlanınca bunu resmi olduğunu düşünüyorlar. Burada kullanılan yetki aşımının tamamını Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Bunlar hukuki değildir, insani değildir, vicdani değildir" ifadelerini kullandı.
 
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bugün yapılan kayyum ve atamaların, 12 Eylül darbesinin yaşandığı ilk günle farksız olduğunu kaydederek, "12 Eylül askeri darbesini Diyarbakır'da yaşamış biri olarak söyleyelim, o dönemde de bu sabah uyandığımız gibi belediyelere kayyum atandı. Hukuksuz davranmış vatandaşları sağduyuya davet ediyorum, yargı yoluna başvuracağız. CHP olarak Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağız. Bunları yaşamış tüm vatandaşlarımızı dayanışma içerisinde mücadele etmeye davet ediyorum" dedi.