Çerkes Hakları İnisiyatifi, "TBMM Başkanlığı Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na daha önce sunduğu “Yeni Anayasa İçin Çerçeve Önerisi“ başlıklı çalışmayı, Uzlaşma Komisyon’u toplantısında detaylı şekilde anlattı.

 

Çerkes Hakları İstişare Heyeti Başkanı Mustafa Saadet, ÇHİ Yürütme Kurulu Üyeleri Kenan Kaplan, Murat Özden ve Erol Karayel’den oluşan heyet komisyonda 45 dakika süreyle söz hakkı kullanarak, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerine Çerkeslerin karşı karşıya olduğu sorunları anlattı, çözüm önerilerini sundu.

 

Toplantıda ÇHİ Yürütme Kurulu Üyesi Kenan Kaplan’ın Komisyona sunulan 15 maddelik “Yeni Anayasa için Çerçeve Önerisi”ni okumasıyla başladı. Daha sonra sırayla söz alan ÇHİ üyelerinin Çerkeslerin sorunlarını detaylı bir şekilde anlatmasından sonra, Komisyon üyeleri AK Parti’den Mustafa Şentop, CHP’den Rıza Mahmut Türmen ve MHP’den Tunca Toskay’ın yönelttiği soruları cevaplandırdı.

 

Çerkesler, kendi dillerinde, 7 gün 24 saat yayın yapacak televizyon açılmasını istediler. Anaokulundan başlayarak örgün eğitimde de devam edecek şekilde devlet desteğiyle seçmeli olarak anadilde eğitim derslerinin müfredata konulmasını istedi.

 

DEĞİŞTİRİLEMEZ İÇERİKTE HİÇBİR BÖLÜM YER ALMAMALI

Çerkes Hakları İnisiyatifi, yeni anayasada, "azınlık" kavramının yer almasını ve azınlık haklarının tanımlanmasını da istedi.

 

İnisiyatif, yeni anayasanın, bütün kimliklerin, ideolojilerin, sosyal tabakaların kendine yaşam alanı bulabileceği bir nötrlükte olmasını istedi.

 

Anayasa metninde, değiştirilemez içerikte hiçbir bölümün yer almaması gerektiğini savunan inisiyatif, vatandaşlığın, bir hak olarak "anayasal vatandaşlık" kavramı temelinde düzenlenmesini, tanımda hiçbir etnisiteye vurgu yapılmamasını önerdi.

 

"HERKESİN ANADİLİNİ KULLANABİLMESİ"

İnisiyatif, anayasada "üniter toplum" yerine "çoğulcu toplum", "ulus devlet" yerine de "demokratik devlet" anlayışının benimsenmesi gerektiğini savunarak, şu önerileri gündeme getirdi:

 

"Devlet tüm kimliklere, ideolojilere ve farklılıklara eşit mesafede durmalı, sadece hakem rolü üstlenmelidir.

 

Devletin din ve inançlar üzerindeki her türden tasarrufu kaldırılmalıdır. Kişi ve grupların, din ve inanışlarını yaşama ve yayma hakları güvenceye bağlanmalıdır.

 

Anayasa, çoğulcu bir yaklaşımla farklı kültürlerin varlıklarını korumaları ve geliştirmelerine destek veren düzenlemeler içermelidir.

 

Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen Bölge ya da Azınlık Dilleri Avrupa Şartı ile Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi esas alınarak, azınlık kavramı anayasada yer bulmalı ve azınlık hakları tanımlanmalıdır.

 

Anadilin öğrenimi ve anadilde eğitimin önünde hiçbir yasak olmamalı, anadili ebeveyn tercihi ile ana okullarında ve devlet okullarında isteğe bağlı olarak tüm yönleriyle öğretilebilmeli, devletin anadili öğrenimi için fiziki ve pedagojik altyapı hazırlama zorunluluğu anayasal güvence altına alınmalıdır. Herkesin anadilini hiçbir şarta bağlı olmaksızın kamusal alan dahil, her alanda özgürce kullanabilmesi anayasal güvence altında olmalıdır."