"Elimizde, Türk güvenlik güçlerinin Cizre'de etrafı sarıp 100'den fazla insanı canlı canlı yaktığına dair tanık raporları var" diyerek yerinde inceleme talep eden Birleşmiş Milletleri'nin (BM) açıklamasını gazeteci Celal Başlangıç ve Özgür Gündem Gazetesi köşe yazarı Veysi Sarısözen DİHA’ya değerlendirdi.

BAŞLANGIÇ: GEÇ AMA ÖNEMLİ

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin açıklamasının geç kalınmış bir açıklama olduğunu söyleyen gazeteci Celal Başlangıç, 16 Ağustos'tan bu yana Türkiye'de süren AKP zulmünün uluslararası platformda ilk defa bu kadar ciddi karşılık bulması açısından da önemli bir açıklama olduğunu belirtti.

Başlangıç, açıklamanın Türkiye'yi sadece BM nezdinde değil Avrupa Birliği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde de mahkum edecek bir açılış noktası olarak gördüğünü dile getirdi.

“SUÇÜSTÜ YAKALANDI”

Başlangıç, şöyle devam etti:

"Bu gerçeği Türkiye aslında bütün dünyadan saklamak istedi. Ancak suçüstü yakalanmıştır. Bu zamana kadar özellikle yabancı gazetecilerin sınır dışı edilmesi, hatta havaalanlarından Türkiye'ye sokulmaması, yabancı ajans ve gazete temsilcilerinin Türkiye'den gönderilmesi bir gerçeğin gizlenmesiydi ama artık gerçeğin geldiği nokta gizlenemez boyuta varmıştır."

AB ve NATO üyesi olan Türkiye'de yaşanan vahşetin soruşturma konusu dahi edilmemesini "iç hukukta cezasızlık duvarına çarpma" olarak ifade eden Başlangıç, "Suç işleyen güvenlik güçleri açısından çıkarılacak yasaların gündemde olduğu bir süreçte Avrupa'nın, dünyanın dikkatlerinin üzerine çevrilmesini aslında geç de olsa olumlu bir adım olarak değerlendiriyorum" diye konuştu.

SARISÖZEN: SAVAŞ SUÇU İLAN EDİLDİ

Yapılan açıklamanın ciddi olduğunu ve tesadüfi sebeplerle yapılmadığına değinen gazeteci Veysi Sarısözen ise, açıklamanın doğrudan doğruya iktidarının savaş suçu işlediğini ilan etmek anlamına geldiğini söyledi. Sarısözen, savaş suçu işlemenin karşılığının yargılama olduğunu hatırlattı.

'AÇIKLAMA ISINAN SUYUN ALTINA ATILAN BİR ODUN'

Sarısözen, açıklamanın zamanını ve neden böyle bir açıklamaya ihtiyaç duyulduğunu da şu sözlerle ifade etti: "Acaba neden şimdi? Çünkü gerek Avrupa Birliği gerekse ABD, AKP'nin içinden bir alternatif çıkarma konusunda büyük bir başarısızlığa uğradı. Nedir bu başarısızlık? Bu Davutoğlu'nun tasfiyesidir. Yani Davutoğlu'nun etrafından bir alternatif çıkabilir mi umudu suya düştü. Şimdi bana göre Saray rejiminin suyu ısınmış oldu. BM'nin yapmış olduğu açıklama bu ağır suçlama bu suyun ısındığı ocağın altına atılan bir odun. Yani suyu ısıtmaya devam edecekler. Öyle anlaşılıyor. Yani bu demektir ki şu aşamadan sonra eğer rejim aklını başına toplamazsa ve bugünkü yolda gitmeye devam ederse uluslar arası güçlerin hedefi haline gelecek. Bu açıklamanın en önemli anlamı bence budur."