CHP lideri, fişleme belgelerinin gerçekliğinden şüphe duyanlara 'Bürokraside çalışmış olanlar fişleme belgelerinin nasıl düzenlendiğini gayet iyi bilirler. Bu belgeler gerçek MİT fişleme belgeleri' dedi

Başbakan Tayyip Erdoğan dün Türkmenistan’a hareketinden önce yaptığı açıklamada CHP’li milletvekilleri ve yerel yöneticiler hakkında ortaya çıkan fişleme belgeleri konusunda hükümetin nasıl bir adım atacağı konusunda bir işaret vermezken bunun yerine “Bizi de fişlediler, biz de dinlendik” anlamına gelen açıklamalar yaptı. Erdoğan’ın bu sözlerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sert yanıt geldi.

DİNLEYENİ BULMAMAK DEMOKRASİ AYIBI

CHP lideri Cumhuriyet gazetesinden Utku Çakırözer'e Erdoğan’ın konuya yaklaşımını şöyle değerlendirdi:

“Bir Başbakan'ın dinlendiğini itiraf etmesi ama kimler tarafından dinlendiğini ortaya çıkaramaması bir demokrasi ayıbıdır. Dinlendiğini itiraf ediyor ama sorumluları kim, belli değil. Aynı başbakan yaptığı grup toplantısında ‘Ey Kılıçdaroğlu senin nefes alışını bile takip ediyoruz’ diyebiliyor. Demek ki benim nefes alışımı takip etmek için talimat vermişsin. Nitekim belgeleri ortaya çıktı. Birilerine talimat veriyor. O birileri de takibi yapıp Başbakan’a bilgi sunuyor. Şimdi belgeleri ortaya çıktı.”

YASADIŞI İŞE MEŞRUİYET KAZANDIRIYOR

Erdoğan’ın dünkü açıklamalarıyla bir kez daha ‘mağduriyet rolü’ oynadığını savunan CHP lideri, “Ey ana muhalefet, ben dinlendiğim için sen de dinlenebilirsin’ diyor. Yani yasadışı dinlemeye meşruiyet kazandırıyor. Bu kendisinin demokrasiden ne kadar nasibini aldığını da gösteren bir sözdür. Demokrasisi gelişmiş bir ülkede, ana muhalefet milletvekillerinin fişlendiği bir ortamda o ülkenin başbakanı üç gün bile koltuğunda oturamaz. Ama bizim Başbakan yapılan bu yasadışı işe meşruiyet kazandırıyor. ‘Ben bunun üstüne gideceğim, araştıracağım, soruşturacağım’ diyemiyor. Ne diyor? ‘Ben de dinlenmiştim’ diyor. Şimdi de kendisi dinliyor. Sanki etme bulma dünyası. Hukuk devletinde böyle bir yaklaşım nerede görülmüş?” dedi.

GERÇEK MİT FİŞLEMESİ

CHP liderinin hedefinde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) da var. Fişleme belgelerinin orijinal MİT dokümanı olduğundan emin. Geçmişte SSK Genel Müdürlüğü de yapan CHP lideri, belgelerin gerçekliğinden şüphe duyanlara “Bürokraside çalışmış olanlar fişleme belgelerinin nasıl düzenlendiğini gayet iyi bilirler. Bu belgeler gerçek MİT fişleme belgeleri” yanıtını veriyor.

NEREDE KALDI ‘MİLLİLİK’

Tabii asıl tepkisi MİT’in ana muhalefet milletvekillerine yönelik bir çalışma yürütmesine. “MİT’in ne kadar siyasallaştığını, Başbakan’ın talimatıyla iç politikaya müdahale eder noktaya geldiğini gösteren üzüntü verici belgeler bunlar. İstihbarat teşkilatları ülkenin çıkarları için çalışır ama siz ana muhalefet partisi vekillerini dinleyip Başbakan’a servis yapacaksanız ‘milli’ sözcüğünü kaldırın. Abdülhamit’in istihbarat teşkilatı deyin. O zaman padişaha verirlermiş. Şimdi Erdoğan’a aktarıyorlar istihbaratı.”

BİZİ FİŞLERKEN REYHANLI’YI UNUTTULAR

Fişleme skandalının hükümetin bu tür istihbarat bilgileriyle devlet yönettiğini ortaya koyduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “İstihbaratla devlet yönetilmez. Devlet hukukun üstünlüğü kavramı dikkate alınarak, şeffaflıkla yönetilir. Siz bizi dinleyerek politika geliştiriyorsunuz ama bizi izleyeceksiniz derken, Reyhanlı’yı, Cilvegözü’nü unutyorlar. Bizi izlemekle uğraşıp Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklüyorlar” diye konuştu.

EŞİM VE ÇOCUKLARIM DİNLENİYOR

Hükümetin ana muhalefete yönelik izleme faaliyetlerinin fişlerle sınırlı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Belediye başkanlarımız da dinleniyor. Bizler, eşlerimiz, çocuklarımız da dinleniyoruz. Hatırlayın... Başbakan ne diyordu? ‘Göreceksiniz CHP’nin içi karışacak’ diyordu. Nereden biliyorsun? Talimat verdin bir organ bizi dinliyor ve sana servis yapıyor da oradan biliyorsun. AKP devleti dediğimiz yapı işte bu. İstihbaratı ile polis örgütleriyle, valisi kaymakamıyla ayrı bir devlet ve biz bu bu devlete karşı demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyoruz. Vermeye de devam edeceğiz.”

CHP lideri fişleme belgelerine karşı mücadelenin ilk adımını TBMM açıldığında atacaklarını belirterek “Parlamento açıldığı zaman bunun soruşturulmasını isteyeceğiz” diye konuştu. (Cumhuriyet)