Başbakan Binali Yıldırım darbe girişimine ilişkin, “Bunların hesabını öyle çetin soracağız ki bunun hesabını görecekler. Görmezsek bu dünyada da öte dünyada da rahatlık yok bize. Bunu yaparken hırsla hareket etmeyeceğiz, kanun içinde hareket edeceğiz” dedi.

Binali Yıldırım, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

"Bu kalkışma ülkenin sahip çıkma iradesiyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Millet bedel ödemesin, gerekirse biz beden ödeyelim' diyerek ortaya koyduğu irade ve milletimizin olayı sükunetle karşılayıp gereken adımların geciktirmeden atmasının büyük bir katkısı vardır.

MUHALEFETE TEŞEKKÜR

Her şeyden önce bu olay kamuoyuna mal olduğu andan itibaren bizimle temasa geçen CHP, MHP, HDP yöneticileri bunun başka bir şey olduğunun burada parti hesabının yapılamayacağının, bu girişimin karşısında olduklarını, hükümete her türlü desteği verme konusunda hazır olduklarını ifade ettiler.

Biz de kendilerine teşekkür ettik, 'Sizin desteğiniz görüş farkı gözetmeksizin herkesin meydanlara inmesini ve demokrasi nöbetine dahil olmalarını' istedik ve kabul ettiler. Bu asil davranışlarından dolayı milletim adına teşekkür ediyorum.

BASINA TEŞEKKÜR

Bir başka teşekkürüm basınadır. Böylesine olağanüstü bir durumda Türk milletine yakışır bir yayın anlayışıyla darbenin asla ve asla meşruiyet kazanamayacağını ve bunun Türkiye'nin geleceğine darbe olduğu tezinden hareketle milli bir duruş sergilediler. Milletimiz adına teşekkür ediyoruz.

STK'larımız görüş, düşünce farkı ortaya koymadan yollara düştüler, meydanlara indiler, kol kola girdiler. Teşekkür ediyorum.

DARBE GİRİŞİMİ

Çarşaflı bir hanımefendi kamyon direksiyonunda, yanında modern giyinimli bir hanım muavin koltuğunda oturuyor. Arkası hınca hınç dolu gidiyor. Bu fotoğraf gözlerimden damlaların düşmesine neden olan fotoğraftır.

Ayrımız gayrımız yok. Bunu 15 Temmuz gecesi milletimiz bir kez daha ispat etmiştir. Bu süreçte valilerimiz, kaymakamlarımız, emniyet müdürlerimiz canla başla mesai mevhumu dikkate almaksızın çalışmışlardır. Çok büyük iş başarmışlardır. Kahraman polislerimiz bu alçaklara gereken cevabı vermişlerdir.

Demokrasi mücadelesinde, darbe girişimini çökertme mücadelesinde sivil, polis şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralananlara acil şifalar diliyorum.

Bu darbede bir şeyi özellikle dikkate almamız lazım. Bu darbe girişimi TSK bünyesinde başlatılmış olsa da, bunu yapmaya çalışanların vatanını, milletini, bayrağını seven subay ve astsubaylarla hiçbir alakası yoktur.

Bunlar eli kanlı terör örgütü mensuplarıdır. Lütfen bu canilerle Silahlı Kuvvetlerimizi bir tutmayın, Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin gözbebeğidir, bölücülükle mücadele büyük bir mücadele vermektedir. Bu hain girişimde bulunanların Silahlı Kuvvetleri temsil edemeyeceği ve bu hususu değerlendirirken askerimize, ordumuzun itibarın zarar verecek hareketlerden vatandaşlarımız lütfen uzak olsunlar.

Yurt dışında da dost ve müttefik ülkeler bunun meşru olmadığını, bunun asla kabul edilemeyeceğini açık ve net şekilde ortaya koymuşlardır. Dostlarımıza da teşekkür ediyorum.

‘BUNUN HESABINI SORACAĞIZ’

En önemlisi milletin olduğu yerde illet olmaz. Millet 'Ben buradayım, meydandayım dedi, bu çapulcular gelsin karşısında biz varız' dedi. Askerleri alıp onlara nasihat edenler, meydandan ayrılmayan, kucağında bebeleriyle, yanlarıyla bastonlu dedeleriyle hep sokakta olan aziz milletime ne kadar teşekkür etsek azdır.

Bunların hesabını öyle çetin soracağız ki bunun hesabını görecekler. Görmezsek bu dünyada da öte dünyada da rahatlık yok bize. Bunu yaparken hırsla hareket etmeyeceğiz, kanun içinde hareket edeceğiz. Duygusal olmaktan uzak ama insan hayatının bilinciyle hareket ederek hesabını soracağız.

               
Maalesef bu girişim cuma günü, gece başladı. Cumartesi-pazar çeşitli çevreler Türkiye'de ekonominin alt üst olacağı, pazartesi günü hayatın duracağı şeklinde propagandalar yaptılar.
Ekonomiden sorumlu arkadaşlar gerek yurt içinde, gerek yurt dışında gerekli temasları yaptılar. Allah'a şükür finansal sistemimiz tıkır tıkır çalışıyor. Bankamız çalışıyor, borsamız çalışıyor, Merkez Bankası işinin başında, ihtiyaç olunca gereken her türlü tedbiri almak için hazır bekliyor.
Ekonomik göstergelerde yaşanan değişim, Türkiye'nin normal günlerinde yaşanan değişimlerinden farklı değil. Değişim, normal sınırlarında seyrediyor. Bu da şu demektir; bu darbe demokrasinin, milli iradenin temsilcisi hükümet tarafından bastırılmış, hayat normale dönmüştür.
Piyasanın verdiği mesaj budur. Burada bir başka husus da, efendim bu darbe girişimi dolayısıyla "Hükümet tüm gücünü buna yönelttik, dış güçlere karşı zaafiyet var" dediler, yanıldılar. Türkiye'nin 100 yıllık tecrübesi içerisinde küçümsenecek bir olay değil, ancak bunun gibi birçok tehdidi de aynı anda bertaraf edecek gücünün olduğunu da cümle alem bilmelidir. Alarm seviyemiz devam ediyor. Bölücü terör örgütlerine karşı da en ufak bir gevşeme yoktur.
Bu darbe teşebbüsü Türkiye'nin bekasına, Türkiye'nin demokrasisine bir darbe olduğu ayan beyan bellidir. Bunların her ne kadar kainat imamı dedikleri, bunu bizim haberimiz yok "Hükümet kendi oyunlarını oynuyor, kendi emellerini gerçekleştirmek için oynuyor" deseler de 7 bin 555 kişilik gözaltı listemizle, çok net olarak belgeleriyle elimizde olduğunun da kamuoyunun bilmesinde fayda var.
Biz şu an arazi temizliği yapmakla meşgulüz, bu işi planlayanlar her ayrıntıyı hesap etmişlerdir. Hangi ilde kimin geleceği, hangi bakanlıklara kimin atanacağı, onların müsteşarlarının kimin olacağı... Yani tam 12 Eylül darbesinin planlaması niteliğinde bir planlama.
12 Eylül darbesi bile vatandaşlarının üzerine bomba atmadı, Meclis'ini bombalamadı, polis karargahlarını bombalamadı, Cumhurbaşkanı'nı bombalamadı ve bu ne demektir biliyor musunuz kardeşlerim, bu devletin verdiği elbiseyi giyeceksiniz, onun imkanlarından faydalanacaksınız, bu milletin dişinden tırnağından arttırdığı vergilerle alınan silahları yağmur gibi onların üzerine atacaksınız...
Bunun asla ve asla kabul edilebilir bir yanı yok. Bunu ancak Suriye'de Esad yapıyor. Ben şanlı Türk ordusunu, cani Esad’ın yaptıklarıyla karşılaştırmaktan hicap duyuyorum. Ama bu onların işi değil, yuvalanan terör çetelerinin kalkışmasıdır.
Bu olayın bundan sonraki kısmı da önemli. Gerek hukuki yönden, gerek yasal yönden bazı kararlar süratle alındı, alınıyor ve uygulamaya girilecek. Ve gelişmeleri milletimizle paylaşmaya devam edeceğiz. Yavrularımızın geleceğinin karartılmasına yol açacak yasa dışı, meşru olmayan bu hareketlerin bir daha ülkemizde yaşanmaması için gereken her türlü tedbiri olacağız.
Torunum "Bunlar bizim polisimiz, askerimiz değil mi neden insan öldürdüler" dedi. (ağlamaya başladı) ben buna cevap veremedim. Ama buna cevap vereceğiz, öyle bir vereceğiz ki bütün dünya görecek.
 
-Sayın Başbakanım, Fethullah Gülen cemaati dışında bu darbeyi gerçekleştiren kişiler arasında başka unsurlar olduğunu düşünüyor musunuz? Meclis'in tatile girmediğini anlıyorum, YAŞ toplantısı ertelenebilir mi?

YAŞ toplantısına kısa bir süre kaldı ama şartlar değerlendiriliyor. Bunların hepsinin önümüzdeki günlerde kararını verip kamuoyu ile paylaşacağız. Bu kalkışmayı başlatanlar Fethullah Gülen Paralel Terör Örgütüdür, başka unsurların olup olmadığı ele alınacak, gerçek ortaya çıkarılacaktır. Kimsenin yaptığı yanına kalmayacak, karanlıkta hiçbir husus bırakılmayacak.

-Şartlar yerine getirilirse iade gerçekleşebilir mi, iade süreci başladı mı? İdam cezasına ilişkin de bir beklenti var...

Dostlarımıza teşekkür ettik, demokrasiden yana tutum içerisinde oldukları için teşekkür ettik. ABD müttefikimizdir, derin ilişkilerimiz vardır. ABD yöneticilerine diyorum ki, "Bir ülkede demokrasiyi sona erdirmek, yerine ne idüğü belirsiz bir rejim getirmek, din adına yapıyorsanız din yok, hangi sahiplerle yaptıkları belli olmayan, hedefleri karanlık bir küresel tehdit var.

Delil, belge, bundan daha iyi delil olur mu ya? Bir ülkeyi, seçilmiş hükümetini, milletini yok etmeye çalışan bir haşhaşi örgüt mensupları ve onlara direktifler veren başındaki kanaat önderinin bütün bu idaresine rağmen eğer dostlarımız bize hala delil gösterin diyeceklerse, biz orada biraz hayal kırıklığı yaşarız. Ve burada dostluğumuzun sorgulanması bile gündeme gelebilir. Bütün belgeleri ve kalan her şeyi de Adalet Bakanlığımız gerekli çalışmalar yapılıyor.

İDAM

İdamla ilgili tezahüratlar yapılıyor. Hukuk devletiyiz, vatandaşlar için siyaset yapıyoruz. Vatandaşlarımızın isteği bizim için emirdir ancak olayın sıcaklığı içerisinde aceleci karar veremeyiz. Ancak talebi de göz ardı edemeyiz, bu anayasa değişikliği gerektiren bir husustur, Meclis'te görüşülür, peşinen reddetmeyiz, peşinen kabul etmemiz de çok sağlıklı sonuçlar vermez.

"Kayıp olan askerler darbeye teşebbüs edecek" iddiası var, hava sahasında güvenlik açığı söz konusu olabilir mi?

Hareketlilikten dolayı eksikler vardı, envarterlerde kayda değer bir eksiklik yok. Bunların kontrol dışı harekete geçmelerini önleyecek tedbirler alınmıştır. Buna rağmen tabii büyük bir travma yaşıyoruz. Herkes bir yerden bir saksı düşse bomba patladı diyor.
Dolayısıyla çok ciddi ihbarlar geliyor, ciddi veya ciddi olmayan her ihbarı değerlendiriyoruz. Hiçbir şeyi şansa bırakamayız ancak tabii hava sahamızın güvenliği konusunda bir problem yok. Belirli yerlerde askeri uçuşlara kapalıdır, emir dışındaki uçuşlara kapalıdır, izin istisnadır. Mesela tanımlanmayan bir cisim gözüktü, hemen hava savunma komutanlığı bir karar alıyor ve durum kontrol altına alınıyor.

Birçok subay gözaltına alındı, TSK'da bunların yeri nasıl doldurulacak? Emekli olmuş subayların göreve çağırılacağına dair bir iddia var. Akın Öztürk ile ilgili Milli Savunma Bakanı'nın bir açıklaması vardı. "Darbecilerle mi askerlerimizle mi hareket etti, belli değil" diye. Öte yandan darbe protesto edenlerin içki içenleri dövdüğüne dair provokasyon vardı...
 
Her kesimden provokasyon beklenebilir. Vatandaşlarımızın bunlara karşı uyanık olmaya çağırıyoruz. Bugün, kılık kıyafetimizin, yaşantımızın, fikirlerimizin farklılığını ön plana çıkaracak gün değil, bugün bir olma, beraber olma günüdür. Onun için özellikle tüm STK'lara ve tüm siyasi partilerimize mensup olan vatandaşlarımızdan isteğimiz; ayrılım gayrılıkları bırakalım, "Tek Türkiye" haykırmasını duyuralım.

Bahsettiğiniz isimler Türk yargısının elindedir, zanlı mıdır, masum mudur yapılan soruşturmalarla ortaya çıkacaktır. Bu melanete bulaşanları, Türk adaletine teslim etmektir. Bu da başarıyla yapılmıştır. Bundan sonrası Türk yargısının yapacağı iştir.
Türkiye Cumhuriyeti, ordusuyla emniyetiyle güçlüdür. Böyle bir çalışmamız yok.