Birleşik Haziran Hareketi (BHH) Yürütme Kurulu Üyesi, Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı ve Mimarlar Odası avukatı Can Atalay, ilerihaber.org'da yer alan "Dayanışmayı somutlamak: HDP ile dayanışma" başlıklı yazısında, yaklaşan 7 Haziran seçimleri için HDP ile "dayanışma", "ittifak" gibi tartışmalara ilişkin bir yazı kaleme aldı. Atalay, "AKP’nin geriletilmesi yolunda bir adım daha atabilmek için Halkların Demokratik Partisi ile kendi programatik önceliklerimiz çerçevesinde dayanışma içinde olmak görevimizdir," dedi.

BHH'NİN BAŞLIKLARI'NA DİKKAT ÇEKTİ

BHH'nin toplantılar sonucunda karar kıldığı mücadele sathının  nihayetinde "üç şey" söylediğini dile getiren Atalay, bu üç ana argümanı şöyle sıraladı: "Birincisi,mücadelemizi temsili demokrasi mekanizmalarına sıkıştırılmasına izin vermeyeceğiz,ikincisi, 'bağımsız duruşumuzu' koruyacağız ve üçüncüsü, 'altını çizdiğimiz toplumsal talepleri inandırıcı biçimde sahiplenen güçlerle seçim sürecinde dayanışma içinde olacağız…'"

Buradan bir çıkarımda bulunan Atalay, HDP ile dayanışmanın kaçınılmaz oluşuna dikkati çekerek şu soruları yöneltti:

"(...)Birinci başlık, mücadelemizin, hele bugün AKP neoliberalizminin biricik meşruiyet kaynağı temsili demokrasi mekanizmalarına sığdırılamayacağına dikkat çekmesi bakımından önemli. Peki, içine sıkışmayı tarihin hiç bir anında kabul edemeyeceğimiz temsili demokrasi mekanizmasını gerekçe yaparak, bugün içinden çıkılmaz bir hale getirilen yüzde on barajını -tüm risklerine karşın- aşma iddiasını ortaya koyan Halkların Demokratik Partisi’nin hamlesini nasıl görmezden gelebiliriz?

Bir başka deyişle üçüncü başlığımız dayanışma bu konudaki duyarlılığımızı ifade etmiyor mu?

Doğru yahut yanlış, ne dersek diyelim Halkların Demokratik Partisi’nin barajı aşma iddiasını önemsizleştirerek, AKP’nin parti devletinin bu sefer öncekilerle karşılaştırılamayacak ölçüde bir “zafer” ilanı olacağını önemsizleştirmiş olmaz mıyız?"

"AKP'NİN GERİLETİLMESİ İÇİN 'DAYANIŞMA' İÇERİSİNDE OLUNMASI GEREKEN HDP DEĞİL MİDİR?"

CHP-Haziran-HDP ittifakı için inisiyatif alınmasının tarihsel önemde olduğunu belirten Atalay, bu fırsatın şu an için kaçtığını belirterek; "Ancak bugün, içinde siyaset yaptığımız somutluk içerisinde bir “direniş ve değişim koalisyonun” inşası için CHP seçmenini ötelemeksizin AKP’nin sandıkta geriletilmesi için “dayanışma” içerisinde olunması gereken Halkların Demokratik Partisi değil midir?" diye sordu

"DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLMAK GÖREVİMİZ"

Atalay, yazısının devamında şunları söyledi:

"(...)Somut bir seçim siyasetinden uzak durmak, için üç ay önce gündeme getirilmeyen kerameti kendinden menkul “restorasyon” analizlerini yahut Yakın Doğu coğrafyasını emperyalizmin satranç oynadığı basit bir oyun zemini olarak göre kadim indirgemecilikleri, tam da Kürt Ulusal Demokratik Hareketi’nin barajı aşma iddiasını taşıdığı Haziran 2015 seçimlerinde gündeme getirmek Lenin’in veciz tanımı ile “sol komünizm” çocukluk hastalığına duçar olunduğunu göstermez mi?

Gezi Direnişi esnasında sokakta büyük bir birleşik mücadele yürüten milyonlarca insan, bugün bize, yan yana durun demiyor mu?

Evet, bağımsız sosyalist hattımızı korumalıyız. Devrimci siyasal iddialarımızı günübirlik hesapların arkasında feda etmemeliyiz. Ancak devrimci siyasal iddianın da bir çift kuru laf, pozisyon göstermeden daha fazla bir şey olduğunu da akıllardan çıkarmamalıyız. Herhangi bir işbirliğinin “iltihak” değil “ittifak” olmasının en önemli güvencelerinden biri de budur…

Kendine güvensizlik aşılması gereken en önemli sorunlardan birisidir.

Eşitlik ve özgürlük mücadelesini tam da toplumsal mücadelelerin arındırıcı ırmağı içinde yeniden ve yeniden kuracak bir özgüvenle hareket edilecek gündür. Bu solun yeniden yapılanmasının da kapısını aralayacak yegâne umuttur.

Yani mücadelenin gerçekliği. Sokakta ve sandıkta!

AKP’nin geriletilmesi yolunda bir adım daha atabilmek için Halkların Demokratik Partisi ile kendi programatik önceliklerimiz çerçevesinde dayanışma içinde olmak görevimizdir."

Yazının tamamı için tıklayınız