Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan 12 isim, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'la toplantı gerçekleştirmek üzere Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne geldi.

Aralarında Zübeyde Teker, Doğu Ergil, Avni Özgürel, Beril Dedeoğlu, Ali Bayramoğlu gibi isimlerin bulunduğu Akil İnsanlar Heyeti'nin 12 üyesi, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Ak Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal ile saat 15.00'da bir araya geldi.

Atalay, Akil İnsanlar Heyeti ile yaklaşık 2,5 saatlik görüşme gerçekleştirdi. Toplantı talebinin Akil İnsanlar Heyeti tarafından geldiği öğrenilirken, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine başlatılan 17 Aralık operasyonun 'çözüm süreci' üzerindeki etkisinin görüşüleceği ifade edildi.

Toplantı sonrası yapılan ilk açıklama şöyle:

Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Can Paker, son günlerde gelişen siyasi olaylar içinde "Barış süreci nereye gidiyor?" telaşında olan kişilerin, bunu gidermek üzere hükümet yetkilisiyle görüşmek istediklerini söyledi.

Taleplerinin kabul edilmesinin ardından ilk etapta çabuk temasa girebildikleri arkadaşlarıyla toplantıya gelerek görüş ve endişelerini aktardıklarını kaydeden Paker, şöyle devam etti:

"Bundan sonra da süreçle ilgili ne olacağının takipçisi olacağız. Çözüm süreciyle ilgili çok güçlü bir iradenin devam ettiğini görüyoruz. Burada ifade edildi. İmralı ile görüşmelerin yoğun şekilde devam ettiğini anladık. Hükümet bu soruna köklü bir çözüm getirmek istiyor. Bir seçim yatırımı olarak kesinlikle görünmüyor. Toplumsal sahiplik bu olaya çok yoğun. Toplumun büyük kısmı bu olayı benimsemiş. Hükümet bunun istenilen kılıfta olmadığını kabul ediyor. Ama bununla ilgili iradede herhangi bir zayıflama olmadığını söylüyor. Bununla ilgili yeni adımlar düşünüldüğünü, yoğun bir şekilde yeni adımlar üzerinde çalışıldığını ifade ettiler. Son olaylarla ilgili bunun da çözümü yine demokrasinin genişlemesindedir, ifadesini aldık."

Paker, toplantıya katılan Akil İnsanlar Heyeti'ndeki kişilerin tek tek bireysel görüşlerini de dile getirdiklerini söyledi.

BDP İLE İŞBİRLİĞİ

Heyette yer alan Doğu Ergil de sivil toplumun sesi olarak ülkenin ihtiyaç duyduğu demokratikleşme hamlesinde nerede durduğunu anlamak ve buna nasıl katkıda bulunacaklarını görüşmek için geldiklerini söyledi.

Ergil, "İrade yerinde. Fakat bu iradenin içeriği ve şekli belki belirsizlikler taşıyor. Bu konuda güvenceler aldık. Hazırlıklar olduğu, bir sürü paket üzerinde ciddi ve yoğun çalışıldığı söylendi" dedi.

Toplantıda, sivil toplum kuruluşlarına düşen roller üzerinde tartıştıklarını ve eleştirilerini de dile getirdiklerini belirten Ergil, şöyle devam etti:

"Hükümete karşı anti demokratik bir girişim, bir eylem varsa bunu savuşturmak için anti demokratik tavırlar benimsenmemeli ki, Kürt sorununun da gereği olan demokratikleşmenin kapısı açılsın ve o kapıdan bütün toplum ileriye doğru yürüsün. Bu konudaki tavsiyelerimizin arasında, bütün partiler bir araya gelmiyorlarsa bile hiç olmazsa BDP ile işbirliği yapılabileceği, işin İmralı ile sıkışmaması, toplumun da buna müdahil olması konusunda hem tavsiyelerde bulunduk, hem görüşler aldık ve bu konuda da hükümetin olumlu bir tavır içinde olduğu izlenimini tespit etmiş bulunuyoruz."

CAN PAKER

Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Can Paker, son günlerde gelişen siyasi olaylar içinde "Barış süreci nereye gidiyor?" telaşında olan kişilerin, bunu gidermek üzere hükümet yetkilisiyle görüşmek istediklerini söyledi.

Taleplerinin kabul edilmesinin ardından ilk etapta çabuk temasa girebildikleri arkadaşlarıyla toplantıya gelerek görüş ve endişelerini aktardıklarını kaydeden Paker, şöyle devam etti:

"Bundan sonra da süreçle ilgili ne olacağının takipçisi olacağız. Çözüm süreciyle ilgili çok güçlü bir iradenin devam ettiğini görüyoruz. Burada ifade edildi. İmralı ile görüşmelerin yoğun şekilde devam ettiğini anladık. Hükümet bu soruna köklü bir çözüm getirmek istiyor. Bir seçim yatırımı olarak kesinlikle görünmüyor. Toplumsal sahiplik bu olaya çok yoğun. Toplumun büyük kısmı bu olayı benimsemiş. Hükümet bunun istenilen kılıfta olmadığını kabul ediyor. Ama bununla ilgili iradede herhangi bir zayıflama olmadığını söylüyor. Bununla ilgili yeni adımlar düşünüldüğünü, yoğun bir şekilde yeni adımlar üzerinde çalışıldığını ifade ettiler. Son olaylarla ilgili bunun da çözümü yine demokrasinin genişlemesindedir, ifadesini aldık."

LEVENT KORKUT

Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Levent Korkut, esas kaygılarının demokratikleşme ve barış sürecinin devamı konusunda olduğunu belirterek, gündelik konjonktürden kaynaklanan bunalım ve krizlerin aşılabileceğini söyledi.

Bunlarla mücadelenin tek yolunun demokratikleşme ve barış sürecinin devamı olduğunu dile getiren Korkut, "Bu konuda genel olarak bir fikir birliği içinde olduğumuzu gördük" dedi.

ZÜBEYDE TEKER

Zübeyde Teker de toplumun sesini duyurmaya çalıştıklarını vurgulayarak, toplumun kendilerine verdiği görev ve sorumluluk çerçevesinde bu toplantıyı gerçekleştirdiklerini anlattı.

 Amaçlarının, Kürt sorununun çözümü olduğunu ifade eden Teker, şunları kaydetti:

"Demokratikleşme meselesiyle ilgili olarak gelinen noktada duyduğumuz kaygılar, atılması gereken adımlardaki yavaşlama, 17 Aralık itibarıyla gelişen sürecin çözüme yapabileceği olumsuz katkılar... Bunları göz önüne aldığımızda sorumluluk duyan taraflar olarak görüşmeyi uygun bulduk. Sevindirici olan şudur ki, hem çözüm sürecinin hem demokratikleşme meselesinin hem Öcalan hem de Tayyip Erdoğan nezdinde güçlü bir iradeyle sahiplenildiğini ve devam ettirileceğini beyan ettiler. Ciddi anlamda bir samimiyet ve güvenin geliştiğini ifade ettiler. Bunlar bizim için sevindirici ve umut verici. Bize düşen de bundan sonrası için bu iradeyi güçlendirmek, bu güven ve samimiyetin pratik sonuçlarını ortaya koyabilecek sivil destek gücünü her iki taraf için de verebilmektir."

MEHMET UÇUM

Mehmet Uçum da egemenliği toplum adına kullanması gereken meclisin, bu tip kriz dönemlerinde müdahale etmek zorunda olduğunu belirterek, "Müdahale aracı da bellidir. Yasal düzenlemeler. Anayasa ya da yasa değişiklikleridir" dedi.

Meclisin müdahalesini hukuk sınırları içinde, demokratik ilkeleri gözeterek yapması gerektiğini dile getiren Uçum, "Bu görüşmeden edindiğimiz en önemli sonuçlardan birisi de bu konuda güçlü bir kararlılığın olduğudur. Zaten bu sorunları demokrasiyi güçlendirerek aşacaksak, anti demokratik yöntemlerle müdahaleler yapılamaz. Demokrasi fikri konusunda bir birliğin olduğu ve özgürlükleri esas alacak şekilde müdahalelerin yapılması gerektiği izlenimini edindik" dedi. (Haber Türk)